Türkiye Kamu-Sen ve Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk’un, ÖSYM ile ilgili yaptığı basın açıklamasıdır.
İKTİDAR, ÖSYM’Yİ TEMİZE ÇIKARMAKTAN VAZGEÇMELİ, ÖSYM’Yİ TEMİZE ÇEKMELİDİR
ÖSYM, soruşturma tamamlanınca YGS sonuçlarının açıklanacağını ve LYS başvurularının da YGS sonuçlarının açıklandığı andan itibaren başlayacağını duyurdu. YGS’deki şifre skandalı dolayısıyla günlerdir uykusuz geceler geçiren, motivasyonları bozulan ve LYS’ye hazırlanamayan öğrenciler artık bu kâbustan uyanmak istemektedir. ÖSYM yetkilileri belki farkında değildir ancak öğrencilerimiz için süre giderek azalmaktadır. ÖSYM’nin bugüne kadar takındığı tavır ise öğrencileri ve ailelerini rahatlatmak yerine, daha da germektedir. ÖSYM Başkanı istifa etmek ve YGS’nin iptal edildiğini açıklamak için daha ne beklemektedir? ÖSYM Başkanının soruşturmanın tamamlanmasını beklemeden, YGS’yi çoktan iptal etmesi gerekirdi. Şifre olduğunu kabul eden ÖSYM Başkanının YGS’yi iptal etmemesinin ve ısrarla koltuğunu bırakmamasının ardında hangi gerçekler yatmaktadır?
Öte yandan ÖSYM hatalar zincirine bir yenisini eklemiştir. Dün yapılan ALES’te yaşanan kitapçık krizi yine gençleri mağdur etti. Gece gündüz demeden çalışan, büyük emekler vererek, ALES’e hazırlanan öğrencilerin yaşadığı hüsran, ÖSYM’nin işini ne denli baştan savma yaptığını ve hatalarından hiç ders çıkarmadığını bir kez daha gösterdi. ÖSYM’nin tüm bu olanlara rağmen, ısrarla Meteksan firmasıyla çalışmasını da manidar buluyoruz.
‘Türkiye’nin artık bir sınav skandalını daha kaldıracak gücü yok’ derken, ÖSYM’nin yeni skandallar yaratması olayın vahametini gözler önüne sermektedir. ÖSYM, gençlere ALES’te çektirdiği bu eziyetin hesabını vermek zorundadır. Hata yapma lüksü olmayan bir kurumun önce KPSS, ardından YGS, şimdi de ALES’te yaptığı bu kepazeliklere iktidarın hiçbir mensubu ‘dur’ dememektedir. Bu noktada ÖSYM Başkanının siyasi erk tarafından sürekli korunup, kollanmasının nedenini merak ediyoruz. ÖSYM Başkanı Ali Demir acaba ne tür meziyetlere sahiptir ki, hala görevinin başındadır? Siyasilerin görevi; bütünleştirmekten ve çözümden uzak, tehditkâr sözler sarfetmek, hataların ve haksızlıkların üzerini örtmek değil, toplumun sesine kulak vermektir. Dolayısıyla iktidar artık ÖSYM’yi temize çıkarmaktan vazgeçmeli, ÖSYM’yi temize çekmelidir.
YGS’yi, ALES’i eline, yüzüne bulaştıran ÖSYM Başkanı Ali Demir yaşanan bu kaosun, toplumsal infialin en büyük sorumlusudur. İşinin ehli olmadığı çok açık olan Ali Demir, anlaşılan o ki, istifa etmek için yeni bir rezalete daha imza atmayı beklemektedir.
ÖSYM’nin adı beceriksiz yöneticiler yüzünden hataların, hırsızlığın, yolsuzluğun, hüllenin merkezi olarak anılmaktadır. Gelecekleri çalınan, haksızlığa uğrayan gençlerimiz artık sınavların temiz eller tarafından yapılmasını istemektedir. Herkesin bilmesi gerekir ki, şaibe bulaşmış sınavlar toplum vicdanında hiçbir şekilde kabul görmeyecektir.
Kamuoyuna saygıyla duyurulur.