18. Milli Eğitim Şurası’nda “Törenler ve toplantılar, paylaşma, bütünleşme, denetim ve kontrol mekanizmaları olup okul yönetimi tarafından, kültürü etkileme, değiştirme ve yeni değerlerin paylaşılması amacıyla rutin ve zoraki katılıma dayalı etkinlikler olmaktan çıkarılıp yoğun olarak ortak duygu ve değerlerin paylaşımını sağlayacak şekilde düzenlenmelidir" şeklindeki madde kabul edilmiş ve böylece öğrencilerin sabahları okuduğu “Andımız” ve “İstiklal Marşı” zorunlu olmaktan çıkarılmıştır.
Bu nedenle Türk Eğitim-Sen olarak, ihanet maddesinin şûra kararından çıkarılması için hem Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu’ya hem de Şûra Genel Sekreterliği’ne yazı yazdık.
Yazıda, “Son derece ustaca kaleme alınmış ve gerçek niyeti bir okuyuşta anlamanın zor olduğu bu madde, Eğitim ortamları, Kurum kültürü ve Okul liderliği komisyonu tarafından Şura Genel Kuruluna getirilmiş ve Şurada hiç tartışılmadan geçirilmiştir. Andımızın kaldırılması ile ilgili önerge şura üyeleri tarafından, Türk Eğitim Sen’in uyarıları ile reddedilirken, bu maddenin el altından geçirilmesi son derece düşündürücü olmuştur. Milli Eğitim şurasında alınan bu karar her türlü istismara açık bir maddedir. Anılan maddenin hayata geçirilmesi durumunda artık İstiklal Marşımız, Andımız ve Milli Bayramlarla ilgili kutlama programlarında katılım zorunlu olmayacaktır. Ülkemizde özerkliğin tartışıldığı bir dönemde, Milli Eğitim Şûrasında böylesine sorumsuz bir karar alınması bir takım çevrelerin iştahını kabartacak, art niyetli kişilere hizmet edilmiş olacaktır. Anayasanın Temel hak ve hürriyetlerin kötüye kullanılamaması başlıklı 14. Maddesi gereğince, “(Değişik: 3.10.2001-4709/3 md.) Anayasada yer alan hak ve hürriyetlerden hiçbiri, Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü bozmayı ve insan haklarına dayanan demokratik ve lâik Cumhuriyeti ortadan kaldırmayı amaçlayan faaliyetler biçiminde kullanılamaz.
Bu hükümlere aykırı faaliyette bulunanlar hakkında uygulanacak müeyyideler, kanunla düzenlenir.” Hükmü yer almaktadır. Bu hüküm uyarınca bir takım sendikalar ve bir takım çevreleri memnun edebilmek için milli duygularımıza en güzel tercüman olan İstiklal Marşının ve Andımızın görmezden gelinmesi ne Anayasamızın yukarıdaki maddesi ile Milli Eğitim Temel Kanunu Atatürk İnkılâp ve İlkeleri ve Atatürk Milliyetçiliği başlıklı 10. maddesi “Eğitim sistemimizin her derece ve türü ile ilgili ders programlarının hazırlanıp uygulanmasında ve her türlü eğitim faaliyetlerinde Atatürk inkılâp ve ilkeleri ve Anayasada ifadesini bulmuş olan Atatürk milliyetçiliği temel olarak alınır. Milli ahlak ve milli kültürün bozulup yozlaşmadan kendimize has şekli ile evrensel kültür içinde korunup geliştirilmesine ve öğretilmesine önem verilir.
Milli birlik ve bütünlüğün temel unsurlarından biri olarak Türk dilinin, eğitimin her kademesinde, özellikleri bozulmadan ve aşırılığa kaçılmadan öğretilmesine önem verilir; çağdaş eğitim ve bilim dili halinde zenginleşmesine çalışılır ve bu maksatla Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu ile işbirliği yapılarak Mili Eğitim Bakanlığınca gereken tedbirler alınır.”maddesi ile bağdaşmamaktadır.
İstiklal marşının söylenmesi zorunlu olmaktan çıkarılması halinde milli birlik ve beraberliğimiz büyük zarar görecektir. Yeni nesillerin milli şuurla bezemek mümkün olmayacaktır. Ne olduğunu, nereden geldiğini, hangi kültüre ait olduğunun farkında olmayan, vatan millet sevgisinden nasiplenmemiş bir nesil oluşacaktır ki, buna kimsenin başta Milli Eğitim Bakanlığı’nın müsaade etmemesi gerekir.
Söz konusun maddenin Şura Kararları arasından çıkarılmaması halinde, ülke genelinde ciddi tepkiler oluşacağı da açıktır. MEB Şûra Yönetmeliğinin verdiği yetki çerçevesinde, Milli Eğitim Bakanının onayı gerekmektedir, Bakan onayı olmaksızın kararların Şura kararı olarak yayınlanması mümkün değildir” denilmiştir.