İDARE DİLENCİLİKTEN, ÖĞRETMENLER TAHSİLDARLIKTAN KURTARILMALIDIR

Her öğretim yılının başladığı haftada konuşulan tek konu; Okullara yapılacak bağış ve kayıt parası oluyor. Eğitimde onca sorun varken, kayıt parasının ilk gündemde yer alması son derece düşündürücüdür. Bu öğretim yılının da ilk konusu kayıt parası oldu. AA Editör masasında konuşan Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, “Bizim velilerimize vermek istediğimiz mesaj, 'böyle bir sorun yoktur' değil, böyle bir sorun var, okullarımızda yaşıyoruz. Kayıt parasıyla ilgili şöyle bir ilişki kurulmamasını çok önemsiyoruz, 'eğer bağış yapmazsanız kaydınız olmaz'. Zaten e-okula o çocuğun kaydı otomatik olarak yapılmış, bitmiş vaziyette. Yani velinin gidip de sıfırdan kayıt yaptırması söz konusu değil. Zaten o çocuk, o okula kayıtlı, e-okul ‘da bu var. Ama bazen bazı okullarımızda okul aile birlikleri ve okul yönetimleri okuldaki eğitimin kalitesinin yükselmesi için ekstra kurslar, dersler veya okulun fiziksel imkânlarını iyileştirme ve bahçesine yönelik bazı tasarımlar yapma ve benzeri iyileştirme çalışmaları için bağış talebinde bulunuyorlar. Bazı velilerimiz imkânları dâhilinde buna sıcak da bakıyorlar ama bazı velilerimiz de 'Bunu ben vermek istemiyorum' diyor. Böyle bir durumda bizim okul yöneticilerimizin 'Ben vermek istemiyorum' denildiğinde 'O zaman sizin kaydınızı yapmıyoruz' deme durumu söz konusu değil. Çünkü yasal olarak bu mümkün değil. “diye açıklamalarda bulunmuştur. Sayın Bakanın bazı açıklamalarına katılmamak mümkün değil.
Artık bağış, kayıt parası konusunda ki tartışmaları sonlandırmak gerekir. Bu tartışmaları sonlandırmanın yolu bellidir. Çözümü ’de bellidir. Türk Eğitim Sen olarak her konuda olduğu gibi okul ihtiyaçlarının karşılanması konusunda da çözüm ortaya koymuştur.19. Milli Eğitim Şurası Genel Kuruluna bir teklifte bulunmuştuk. “Milli Eğitim Bakanlığı bütçesinden okullarda yaşanan maddi sıkıntıların giderilmesi için öğrenci başına 120 TL. Ödenek ayrılması” teklifimiz kabul edilerek karara bağlanmıştı. Sendikamızın teklifi doğrultusunda 19. Milli Eğitim Şurası’nda alınan kararın ivedilikle uygulamaya geçirilmesi, öğrenci başına 120 TL. Olarak belirlenen ödenek rakamının enflasyon oranında güncellenmesi suretiyle, okullarımıza öğrenci başına ödenek ayrılmak suretiyle yaşanan tartışmalara son vermek gerekir.
Her evin, her iş yerinin, bakanlık binalarının, kurumların, özel okulların, genel giderleri olduğu gibi her okulun da zorunlu giderleri vardır. Okulların genel giderleri fiziki yapıya, öğrenci mevcuduna göre farklılık arz edebilir. İçinde yüzlerce, binlerce öğrencinin eğitim, öğretim yaptığı okullarda her şeyden önce temizlik önemlidir. Temizlik malzemelerinin miktarını, çeşitlerini artık hesaplayın. Temizliği kim yapacak? Bunun için de personel gerekiyor. Yeterli personel yoksa ne olacak? Elbette ücret karşılığı çalıştıracağınız eleman bulacaksınız. Bunların maaşı, SSK primleri ve vergilerini kim ödeyecek? Bakanlık ödemediğine göre, tabii ki okul aile birliği ödeyecektir.
Başka nelere ihtiyaç vardır. Okulların ihtiyaçları saymakla bitmez ama bazılarını sıralayalım…
• Elektrik, su, ısınma tesisatı, bakım, onarım giderleri,
• Elektronik malzemelerin bakım, onarım, yazılım güncelleme giderleri,
• Kırtasiye giderleri, sınav kâğıdı çıktısı ve fotokopi hizmetleri,
• Dosyalama giderleri,
• Eğitim öğretim hizmetlerini yürütmek için kullanılan; projeksiyon, akıllı tahta, bilgisayar, yazıcı, tarayıcı, kağıt… Vb. sarf malzemeleri,
• Dersliklerin eğitim öğretime hazırlanması için boya-badana bakım giderleri, öğrenci sıralarının yıllık bakımları, sınıf dolabı, her nevi eğitim-öğretim materyallerinin tedariki,
• Öğrenci ve velilere yönelik iletişim (cep telefonu, sabit telefon) her nevi iletişim giderleri eğitsel ve sportif faaliyetler için yapılacak harcamalar akla gelenlerdir.
Bu ihtiyaçları okullar nasıl, nereden karşılayacak? Tüm bu hizmetler Bakanlık para göndermediğinden dolayı okul aile birliklerinin velilerden aldıkları bağışlarla yerine getiriliyor.
Bakanlık özellikle ilkokul, ortaokullara ödenek göndermediğine göre, kayıt parası adı altında bağış almayın genelgelerini, açıklamalarını niçin yapıyor? Bunları herkes bilmek zorundadır. Bakanlık bağış almayın derken okulların ihtiyaçlarının nasıl karşılanacağı da açıklamalıdır.
Okul ihtiyaçları kim tarafından karşılanacaktır. Buna dair yazılı kayıtlara baktığımızda; İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi (26.maddesi), Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları sözleşmesi (28 maddesi), Milli Eğitim Temel Kanunu, İlköğretim ve Eğitim Kanunu ve Anayasanın 42 maddesi olan, “İlköğretim, kız ve erkek bütün vatandaşlar için zorunludur ve devlet okullarında parasızdır, Denilmektedir. Buradan anlaşılan, okulların tüm giderlerinin devlet tarafından karşılanması gerektiğidir. Maalesef ülkenin yönetiminden sorumlu olanlar yazılı metinlerde bulunan sorumluluklarını yerine getirmediklerinden olsa gerek ki; okullarımızda her kayıt döneminde “kayıt parası” konusu tartışma meselesi olmuştur.
Bugüne kadar Milli Eğitim Bakanları her öğrenci kayıt döneminde , “Kayıt parası ve zoraki bağış” alınmayacağına dair genelge ve açıklamalar yapılmaktadır. Üst perdeden kayıt parası alanlara yönelik parmak sallanmaktadır. Öğrenci kayıt kabullerinde ve diploma verirken kesinlikle bağış talep edilmeyeceği, okul-aile birlikleri temsilcileri, öğrenci velileri ile bağış yapılması amacıyla karşı karşıya getirilmeyeceği, öğrenci kayıt-kabulü ve diploma verilmesi karşılığında okul-aile birlikleri hesabına para yatırılması gibi bir durumların yaşanmaması” ifade ve açıklamaları yapılarak kesinlikle bağış alınmayacağı açıkça belirtilmektedir. Bakanlık böylesi bir genelge ve açıklamaları yaparken okulların ihtiyaçlarının nasıl karşılanacağına dair bir çözümü ise ortaya koymamıştır. Durum böyle olunca geçmişte olduğu gibi bu kayıt döneminde de okul-aile birlikleri aracılığı ile öğrenci velilerinden okul ihtiyaçlarını karşılamak için bağış alındığı haberlerini duyuyoruz.
MEB Ziya Selçuk kayıt parası adı altında, zoraki bağış alan ve özel sınıf açanlarla ilgili soruşturmaların tamamlandığını, görevden almaların yapıldığını açıkladı. Soruşturmaların içeriklerini bilmiyoruz. Zimmete para geçirme, israf, gereksiz harcamalar varsa tabi ki gereken cezalar verilmelidir. Değilse usulüne göre para alınıp okulun ihtiyaçları için harcama yapıldı ise bunlara ceza verilmesi de üzücü olur. Üst perdeden yapılan açıklamalar eğitim çalışanları ile vatandaşı karşı karşıya getirmektedir.

Özellikle İlkokul ve ortaokullarımızda okullarımızın ihtiyaçlarına karşılık 1 TL dahi ödenek verilmemektedir. Ortaöğretim kurumlarına gelen ödenek ise ancak okulların kömür ihtiyaçlarını karşılayabilmektedir. Okullarımızın çok sayıda malzemeye, temizlik işini yapacak personele, tamirat, tadilat için ödeneğe ihtiyacı vardır.
Okullarımızın giderlerini Bakanlık karşılamadığına göre kim karşılayacaktır?
Milli Eğitim Bakanlığı’nın öğrenci kayıtlarında “bağış almayın” genelgeleri hala yürürlükte ise (2011/40)bundan böyle velilerden kesinlikle para toplanmayacak, bağış alınmayacak, ihtiyaçlar Bakanlık tarafından karşılanacak anlamına geliyorsa buna itirazımız olmaz. Bu şekilde Sosyal devlet olmanın gereklerini yerine getirmiş olursunuz. Bugüne kadar okul ihtiyaçlarının karşılanması konusunda eğitim çalışanlarının velilerle muhatap olmaları kesinlikle pedagojik olmamıştır. Okul idaresiyle veli arasında bazen öğretmenin de katıldığı tartışmalar, öğrencilerin üzerinde olumsuz etkiler bırakmıştır. Vatandaş devletine, yöneticisine, öğretmene güven duymaz duruma düşürülmüştür.
Bundan böyle eğitim yöneticilerimiz ve öğretmenlerimiz, para işine girmemelidir. Okul idarecileri dilencilikten, öğretmenler tahsildarlıktan kurtarılmalıdır. Okulların tüm ihtiyaçları, kurulacak bir komisyon marifeti ile belirlenmelidir. Buna göre; Milli Eğitim Müdürlükleri mali portrelerini çıkarmalı, illerinin bütçelerini Maliye Bakanlığı’na sunmalıdır. Maliye Bakanlığı tüm talepleri karşılamalıdır. Okullara gönderilen ödenekler için olumsuzluk yaşanmaması adına iyi bir denetim mekanizması kurulmalıdır.

Son Haberler

MEB BÜTÇESİ İHTİYAÇLARI KARŞILAYACAK MI?

Türk Eğitim Sen Genel Başkanı Talip Geylan’ın, MEB Bütçesi hakkında yaptığı değerlendirmedir.

ATATÜRK, TÜRKİYE’DİR!

Türk Eğitim Sen Genel Başkanı Talip Geylan’ın, 10 Kasım dolayısıyla yaptığı basın açıklamasıdır.

AKADEMİK ZAM PAS GEÇİLMESİN!

Genel Başkanımız Talip Geylan, ekonomik koşullarından dolayı, başarılı öğrencilerin akademisyenliği değil, geliri daha yüksek olan meslekleri tercih ettiğini kaydederek, bu durumun Türk akademisinin geleceği açısından önemli bir zafiyet doğuracağını söyledi.

KKTC’DE, “TOROS’A VEFA YARIM ASRA SAYGI” İSTİŞARE TOPLANTIMIZI GERÇEKLEŞTİRDİK

Türkiye Kamu-Sen Başkanlar Kurulu İstişare toplantımız, Kıbrıs Barış Harekatı’nın 50. yılı kutlamaları çerçevesinde yavru vatan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde gerçekleştirildi.