İÇİMİZDEKİ BEYİNSİZLER YÜZÜNDEN BİZİ HELAK ETME ALLAH’IM!

Cenabı-Hak Kuran-ı Kerim’in Araf Suresi 155. Ayetinde “İçimizdeki beyinsizler yüzünden bizi helak eder misin Allah’ım?” buyuruyor.
Bu Ayet-i Kerimeyi ilk defa 1970’li yıllarda yaşanan büyük bir deprem felaketinin ardından haftalık bir derginin kapağında okumuştum.
O yıllarda önce manasını anlayamadığım bu ayette daha sonraları gerek okuduğum kitaplar sayesinde ve gerekse hocalarımın yorumları ışığında Cenabı-Hakk’ın ne demek istediğini kavradım.
İslam’da nemalazımcılık yoktur. Dinimizde “Beni sokmayan yılan bin yaşasın” gibi safsata söz ve anlayışların yeri olamaz. Günümüzde toplumumuzda yerleştirilmiş olan “Her koyun kendi ayağından asılır.” gibi anlayışlar; Müslümanların inanç prensiplerinin gereği olarak, kötülüklere mani olmalarını ve iyiliği teşvik etmelerini engellemek; İslam’ın tavsiye ettiği dinamik toplumsal hayat anlayışının yerine uyuşturulmuş ve tepkisiz bir sosyal hayatı yaşayan insan tipi oluşturmak için uydurulmuş davranış kalıplarıdır. Ve İslam’da yeri yoktur.
Hak din İslam’da “Emr-i bil ma’ruf nehy-i anil münker” yani iyiliği emretmek, kötülükten men etmek prensibi vardır. Bu prensip her Müslümana farzdır.
Bu anlayışı İstiklal Şairimiz merhum M.Akif Ersoy,
“Kanayan bir yara gördüm mü yanar ta  ciğerim,
Onu dindirmek için kamçı yerim kırbaç yerim.
Behey adam aldırma da geç git diyemem aldırırım.
Çiğnerim çiğnenirim hakkı tutar kaldırırım”
dizeleriyle ne güzel dile getirmiştir.
Yüce Resulümüz de bir Hadisi-i şerifinde “Bir kötülük gördüğünüzde elinizle düzeltin, elinizle olmazsa dilinizle düzeltin, dilinizle de olmazsa kalbinizle buğuz ediniz ki, o da imanın en zayıfıdır” buyurmaktadır. 
Bütün bu inanç ilkelerimiz önümüzde dururken;
Ülkemizde yaşananlara sessiz kalmak,
Memleketimizde olmayan problemleri meydana getirerek ülkemizi bölünmeye götürenlere ses çıkarmamak,
Müslümanların gözbebeği ve İslam’ın kalesi olan devletimizin yok olmasına sebep olacak davranışlarda bulunan sözde siyasetçilere ve şakşakçılarına dur dememek,
Adalet duygusunu yitirmiş bir şekilde İslam’daki kul hakkını unutarak particilik, sendikacılık yapanlara, siyasilere, bürokratlara haddini bildirmemek
Ne yüce Mevla’nın emirlerine, ne Resul’ün tavsiyelerine, ne de Müslüman Türk Milleti’nin örf ve adetlerine uyar.
Bütün bunlara sessiz kalmak Yüce Mevla’nın Araf süresinin 155. Ayet’inde buyurduğu gibi bizim de helak  olmayacağımız anlamına gelmemektedir.
Hz. Musa (AS) Allah’ü Teala ile Tur Dağı’nda kelam ederken bir gün derki,“Yarabbi Ad  Kavmi’nde, Lut Kavmi’nde, Semut Kavmi’nde hiç mi iyi insan yoktu ki hepsini helâk ettin.” Başka bir gün yine Tur Dağı’na çıkacağı sırada uykusu gelir derin bir uykuya dalar. Uykusunda kendisini cennette yüce Mevla ile perdesiz konuşurken görmekte iken, bir karınca gelir ısırır. Musa (AS)  uykusundan uyanır ve tatlı rüyası yarıda kalır. Buna çok sinirlenen Musa (AS) bu öfkeyle kalkar ve yuvada bulunan bütün karıncaları helak eder. Tur Dağı’na ulaşıp Cenab-ı Hakk ile kelam ederken Yüce Mevla, “Ya Musa seni ısıran bir tek karınca olmasına rağmen neden tüm karıncaları öldürdün” buyurur. Musa (A.S) da “Yarabbi diğer karıncalar iyi olsaydı o bir tek karıncanın yaptığı kötülüğe engel olurlardı” buyurur. O zaman Yüce Mevla da “Ya Musa, işte Ad Kavmi’nde de, Lut Kavmi’nde de Semut Kavmi’nde de iyiler vardı ama kötülere engel olmadılar” buyurur.
İşte bir Müslümanın sadece İslam’ın gereklerini yerine getirmesi yetmemekte; “Emr-i bil Ma’ruf  nehy-i anil münker” prensibini de yaşamında ifa etmesi gerekmektedir. Yoksa Ayet-i Kerime’de buyrulduğu gibi Cenabı Hakk içimizdeki beyinsizler yüzünden bizi helak etmesin.
Yüce Mevla’ya duam odur ki:
Şahsi ihtirasları ve iktidar hırsları yüzünden Müslüman Türk Milleti’nin bu güzel ülkesinin bölünmesine vesile olacak adımlar atmaya çalışan, ülkemiz insanını etnik parçalara  ayırmaya gayret eden, açılım ve saçılımlarla ülkeyi dönülmez  karanlıklara   sokma yolunda olan, Türk Milleti’ni İslam’ı kullanarak uyutmaya  kalkışan, adil olmayı unutan idareciler yüzünden;
İslam’ı, adaleti, hakkı ve hukuku bir tarafa bırakarak; her şeyi sendikacılık üzerine kurarak andımıza karşı çıkan, ülkeyi bölünmeye götürecek açılımlara destek veren, eğitim çalışanlarının problemleriyle ilgilenmek yerine iktidar yalakalığı yapan, İslam prensiplerini değil de sendikal menfaati referans olarak kabul ederek  makam mevki dağıtan, kıyameti ve ahireti unutan sendikacılar yüzünden;
Kıytırık ikballer ve geçici idarecilikler için aldığı paranın helal olup olmayacağını düşünmeden, hak etmediği halde geçmişini ve geleceğini mahvederek, yönetici olmak uğruna  sendika değiştiren;
Yüce Resul’ün Veda Hutbesi’nde “Faizciliği yasakladım, ilk kaldırdığım faiz amcam Abbas’ın faiz alacağıdır” diyerek, adaletin önce kendisinden ve yakınından başlaması gerektiğini söylemesine rağmen, adaleti önce kendinde ve çocuklarında uygulayamayan idareciler yüzünden;
Hırsı aklının önüne geçen, her şeyi ben bilirim, benim dediğim doğrudur, diyerek idealine, davasına ve sendikasına zarar verenler yüzünden,
Bizi, Müslüman Türk  Milleti’ni helak etme Allah’ım!
Amin.

Son Haberler

AKADEMİK ZAM PAS GEÇİLMESİN!

Genel Başkanımız Talip Geylan, ekonomik koşullarından dolayı, başarılı öğrencilerin akademisyenliği değil, geliri daha yüksek olan meslekleri tercih ettiğini kaydederek, bu durumun Türk akademisinin geleceği açısından önemli bir zafiyet doğuracağını söyledi.

SINAVSIZ ATAMAYA DANIŞTAY’DAN İPTAL KARARI

Türk Eğitim Sen olarak ilçe milli eğitim müdürü kadrolarına yapılacak atamalarda aranan sınav şartının...

KAMU ÇALIŞANLARINI SENDİKAL ESARETTEN KURTARACAĞIZ!

Türk Eğitim-Sen Şube Yönetim Kurulu Üyeleri Eğitim ve İstişare Toplantısı, 31 Ekim-3 Kasım 2024 tarihleri arasında Antalya’da gerçekleştirildi.

OCAK AYINDA YAPILACAK ZAMMA EK YAPILMALI, ÜZERİNE REFAH PAYI EKLENMELİ

Türkiye Kamu-Sen Genel Başkanı Önder Kahveci Ekim ayı enflasyon rakamlarını değerlendirdi.