Bir bakıyorsunuz yönetmeliğe rağmen asaleten müdür atanmış, bir bakıyorsunuz kurumlar arası atama ile takvim dışı, atanma şartlarına uyup uymadığına bakılmaksızın okullara öğretmen atanıyor, bir bakıyorsunuz düşük KPSS puanı ile öğretmen atanıyor, bir bakıyorsunuz, eğitim çalışanlarının bir hakkı daha gasp edilmiş, bir bakıyorsunuz, sözleşmeli öğretmenlere aylar önce verilmiş olan sözler havada kalmış
Bunların sebeplerini MEB’e soruyorsunuz, cevap verme tenezzülünde bile bulunulmuyor. Milli Eğitim Bakanlığı tam keçeyi suya atmış bir görüntü içerisinde. Bütün tepkilere, uyarılara kulağını tıkamış, Hukuk Devletiymiş, Anayasaymış, insan haklarıymış hak getire.
Türk Eğitim Sen aylardır, usulsüz atamaları dile getiriyor, TBMM’de Bakana yönelik sorular sorduruyor, basını sürekli bilgilendiriyor, MEB’e yazılar yazarak bu atamaların dayanaksız olduğunu bildiriyor. Sonuç, koskocaman bir hiç. Bu tepkilerden bir ders çıkarması gereken, biraz frene basması gereken Milli Eğitim Bakanı Hüseyin ÇELİK imzasıyla, makam onayı ile atamalar daha da hız kazanarak devam ediyor. Tepkilerimiz arttıkça, usulsüzlükler de pervasızca artıyor.
Sendikamızı yoksayan, sivil toplumu görmezden gelen Sayın Bakan, tüm eğitim çalışanlarını da görmezden geliyor. Bir yandan kendi yandaşlarının atamasını yaparken, diğer yandan on binlerce eğitim çalışanının hakkını gasp ettiğini hiç önemsemiyor. Milli Eğitim Bakanlığının bu kadar siyasallaştığı, hukuksuzluğa bu kadar battığı bir devri bilen gören varsa beri gelsin.
Bütün bunlar ne adına yapılıyor? Sözde kadrolaşma yapıyorum derken, insanlara haksızlık, hukuksuzluk yapmayı, kul hakkı yemeyi yol olarak gösterdiğimizin, bu şekilde bir anlayışla inanılan tüm ahlaki değerleri ayaklar altına aldığımızın farkına varilmıyor. Menfaatini merkeze almayı hayatındaki en önemli ilke olarak gören insanlar oluşturarak bu ülkeyi bir yere götüremeyeceğimizi göremeyecek kadar gözlerimiz kör edildi. Bozulan, dejenere edilen bu ülkenin geleceğini inşa edecek olan eğitim çalışanlarıdır, bu bozulmanın zeminini hazırlayan, temsil ettiği bakanlığın başında MİLLİ kelimesi olan, Hüseyin ÇELİK’İN ta kendisidir.
Milli Eğitim Bakanlığı hukukun üstünlüğünü, insan haklarını, demokrasiyi, ahlakı, erdemi nesillere öğretecek tek bakanlıktır. Bu kadar büyük bir öneme sahip bir kuruluşun, haksızlığın, hukuksuzluğun adresi haline gelmesi, bütün eğitim çalışanlarını kucaklaması gereken bir bakanlığın, bir avuç yandaş meydana getirme gayreti içinde olması kabul edilebilecek, sessiz kalınacak bir durum değildir.
Milli Eğitim Bakanı Hüseyin ÇELİK’e soruyoruz. Benim yetkimdedir diyerek makam onayı ile yaptığınız yönetici atamaları ne anlama gelmektedir? Atadığınız bu kişilerin vazgeçilmez hangi özellikleri bulunmaktadır? Bir avuç yandaşımı makam sahibi yapayım derken, yüz binlerce eğitim çalışanını ne hale getirdiğinizin, devlete olan güveni sarstığınızın, MEB’İ güvenilmez bir kuruma dönüştürdüğünüzün ne zaman farkına varacaksınız?
Türk Eğitim Sen olarak diyoruz ki, Sayın Bakan, tarih sizi yazacak, eğitim çalışanları sizi asla unutmayacak! Sayın Bakan nasıl hatırlanmak istiyorsanız öyle hatırlanacaksınız. Ne ektiyseniz onu biçeceksiniz. İlahi adalet bunu söylüyor, hep de böyle olmuştur.
TÜRK EĞİTİM SEN GENEL MERKEZİ