Son açıklanan işsizlik rakamları, ekonomik krizin dipsiz bir kuyu olduğunu ve özellikle çalışanlarımızı yuttuğunu göstermiştir. Resmi işsiz sayısının 3 milyon 800 bin olarak tarihi bir seviyeye çıkması dar ve sabit gelirlilerimizin içinde bulunduğu durumu ortaya koymaktadır.Yaklaşık bir yıldır krizin etkisi ile satışları düşen bir çok işletme işçi çıkartmakta, bazıları yaşanan ekonomik durumu bahane ederek maaşları düşürmekte; diğer çalışanlar ise her an işini kaybetme korkusuyla yaşamaktadır.Vatandaşlarımız ekonomik kriz, maaşların azalması ve işten çıkarmalar nedeniyle büyük bir umutsuzluk içindedir.
Hal böyle iken yeterli satış yapamayan işletmeler de bir taraftan üretimi kısmakta diğer taraftan fiyatları düşürmektedir. Dolayısı ile aylık enflasyon rakamları düşük çıksa da bu durum yaşanan güvensizlik nedeni ile piyasaların canlanması için yeterli olmamaktadır.
Korkumuz; yaşanan piyasa daralması, üretim düşüşü, işten çıkarma ve düşük enflasyonun kronik bir hal alarak ülkemizi "deflasyon" ortamına sürüklemesidir. Görülmektedir ki; alındığı iddia edilen tedbirler, yaşanan krizin ateşi ile buhar olup uçmuştur. Bu ortamda satış yapamayan, üretemeyen, sürekli işçi çıkarmak zorunda kalan işletme sahiplerine kredi vermek hiçbir anlam taşımamaktadır.
Piyasaların ateşini söndürmek, tüketiciyi desteklemekle mümkündür. Sokağa çıktığımızda yalnız dar ve sabit gelirlilerin değil esnafın da aynı şeyi söylediğini duymaktayız; onlar, ”bize borç vermeyin. Satışlarımızı artırmayı sağlayacak önlemler alın. Tüketiciyi destekleyin.” diyorlar.
Biz de Türkiye Kamu-Sen olarak bir kez daha tekrar ediyoruz ki; yalnızca sanayiciye, üreticiye borç vererek bu krizi aşamaz, işsizliğe çare bulamazsınız. Piyasalara güven vermek ve tüketimi canlandırmak zorundasınız.
Dar ve sabit gelirlilere verilecek ”Harcama çeki” bu krizin ilacıdır.
Her ay işsizler ordusuna katılan yüz binlerce vatandaşımızın ahını almak istemiyorsanız bu çığlığı duyun ve "harcama çeki" ile piyasaları canlandırın.
Kaynak:Türkiye Kamu Sen