• Sık Sorulan Sorular
  • Anketler
  • Üye Olmak İstiyorum
  • Acil Kan Bilgi Sistemi
“Türkiye'nin Sendikası ”
No Result
Tüm Sonuçları Gör
Kamusen
UAESEB
  • ANA SAYFA
  • SENDİKAMIZ
    • TES Kurumsal
    • Yönetim
    • Şubelerimiz
    • Türkiye Kamu-Sen’e Üye Sendikalar
  • ARŞİV
    • Haber Arşivi
    • Duyuru Arşivi
    • Yayın Arşivi
      • Sendika Bülteni
      • Eğitimin Sesi Dergisi
      • Eğitim ve Toplum
      • Üniversite Bülteni
      • Kitap, Araştırma, Mevzuat, Resim
      • Broşür ve Afiş Arşivi
    • BASINDA TES
      • Yazılı Basın
      • Görsel Basın
    • Köşe Yazıları Arşivi
  • MEVZUAT
  • HUKUK
  • KAMPANYALAR
  • MİSAFİRHANELER
    • Misafirhanemiz
    • Öğrenci Misafirhanesi
  • İLETİŞİM
  • ANA SAYFA
  • SENDİKAMIZ
    • TES Kurumsal
    • Yönetim
    • Şubelerimiz
    • Türkiye Kamu-Sen’e Üye Sendikalar
  • ARŞİV
    • Haber Arşivi
    • Duyuru Arşivi
    • Yayın Arşivi
      • Sendika Bülteni
      • Eğitimin Sesi Dergisi
      • Eğitim ve Toplum
      • Üniversite Bülteni
      • Kitap, Araştırma, Mevzuat, Resim
      • Broşür ve Afiş Arşivi
    • BASINDA TES
      • Yazılı Basın
      • Görsel Basın
    • Köşe Yazıları Arşivi
  • MEVZUAT
  • HUKUK
  • KAMPANYALAR
  • MİSAFİRHANELER
    • Misafirhanemiz
    • Öğrenci Misafirhanesi
  • İLETİŞİM
No Result
Tüm Sonuçları Gör

Geylan: yaşasın cumhuriyet! kutlu olsun cumhuriyet bayramı!

“Cumhuriyet, yeni ve sağlam esaslariyle, Türk milletini emin ve sağlam bir istikbal yoluna koyduğu kadar, asıl fikirlerde ve ruhlarda yarattığı güvenlik itibariyle, büsbütün yeni bir hayatın müjdecisi olmuştur.” M. Kemal Atatürk.
  • 01/11/2021
  • Basın Açıklaması, HABER
Share on facebook
Share on twitter
Share on whatsapp
Share on telegram
Share on email
Geylan: yaşasın cumhuriyet! kutlu olsun cumhuriyet bayramı!

Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı Talip Geylan’ın, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı dolayısıyla yaptığı basın açıklamasıdır.

Cumhuriyet bir yönetim biçimi olmasının yanı sıra bir yaşam biçimidir.

Cumhuriyet millet egemenliğine dayanan, çoğulcu demokrasiyi esas alan, temel hak ve özgürlükleri referans yapan bir devlet modelidir.

Cumhuriyet esareti reddeden, kayıtsız şartsız hür ve müstakil yaşamayı seçen bir milletin en büyük mücevheridir.

Cumhuriyete giden yolun kaldırım taşlarını döşemek çok meşakkatliydi. Nice bedeller ödendi bu uğurda. Şehitlerimizin kutsal örtüsü ay yıldızlı al bayrağımız için, ekmeğini yediğimiz, suyunu kana kana içtiğimiz, ruhumuzu besleyen, bizi büyüten topraklarımız için, özgürlük üzerine kurulan devasa hayalleri gerçeğe dönüştürmek için gösterilen fedakârlık, ve verilen  mücadele eşsizdi.

Çanakkale’de kıyama duruldu, bu zafer kutlu başlangıçların gündönümü oldu. 19 Mayıs’ta ise Mustafa Kemal Paşa Samsun’a çıkarak, bağımsızlık mücadelesini başlattı. Havza ve Amasya Genelgesi, Erzurum ve Sivas Kongreleri ile milli uyanış sağlandı.

Milli uyanışın sağlanması ile birlikte Kurtuluş Savaşı’nda can pare vatanımızın billur topraklarında mücadele arşa yükseldi. İngiliz, Fransız, Yunan, İtalyan… Sayısız düşmana diz çöktürüp, içimizdeki hainleri bertaraf etmek hiç kolay olmadı. Yalın ayaktılar, boğazlarından geçecek lokmaları, sırtlarına giyecek hırkaları dahi yoktu; buna rağmen özveriliydiler, gözü pektiler. Öyle büyük bir bağımsızlık ateşi yanıyordu ki içlerinde; çocuklar, kadınlar, yaşlılar ağır cephaneleri ya sırtlarında ya da tekerleklerin güç bela döndüğü yerlerde kağnı arabalarını çekerek taşıdılar. Antep’te, Maraş’ta, Dumlupınar’da, Sakarya’da, İzmir’de kısacası vatanın her karışında düşmana karşı amasız, fakatsız bir savaş vardı. Milli mücadele öylesine kutsaldı ki, teslimiyete yer yoktu. Hiçbiri tereddüt etmedi. Ya esareti yok edeceklerdi ya da yok olacaklardı. Kadını, erkeği, genci, yaşlısı, 15’liği utkuya koşar adım yürüdü. Savaş ve taktik stratejisine hâkim, siyasi yönden güçlü birikime sahip, büyük önder Atatürk kumandanlığında  Türk milleti, alın teriyle savundu vatanını ve yırttı attı göğü delen haykırışlarla düşmanı.

Nihayetinde Türk milletinin var olma savaşı olan milli mücadele zaferle son bulmuş, bağımsızlık sancağı gururla yükselmiş sıra bu kutlu toprakları çağdaş medeniyetler düzeyine ulaştırmaya, demokrasiyi hâkim kılmaya, eğitimden sağlığa, sanayiden, tarıma, bilimden, sanata kadar önemli atılımlar yapmaya gelmişti. Kaybedilecek vakit yoktu. Bu nedenle işe Türk milletinin karakterine en uygun yönetim biçimi olan Cumhuriyeti kurmakla başlanacaktı.

Nihayetinde 28 Ekim gecesi hummalı bir çalışma vardı Çankaya’da. Nutuk’ta da anlattığı üzere Atatürk; İsmet Paşa, Kazım Paşa, Fethi Bey, Rize Milletvekili Fuat, Afyonkarahisar Milletvekili Ruşen Eşref’in de olduğu yemekte, “Yarın cumhuriyet ilan edeceğiz” dedi. İşte o tarihi gecede İsmet İnönü ile birlikte Cumhuriyetin ilanı kanununa ilişkin tasarıyı hazırladılar. 29 Ekim günü ise parti toplantısının ardından Meclis toplantısı açıldı ve tasarı kabul edilerek, “Yaşasın Cumhuriyet!” sesleri Meclis’te yankılandı. Millet iradesi artık her şeyin üzerindeydi, vesayete yer yoktu, egemenlik kayıtsız şartsız milletindi.  Top atışları ile kutlanan Cumhuriyet, Türk milletinin övünç kaynağıydı.

Büyük Atatürk’ün en büyük emaneti olan Cumhuriyeti, bu uğurda ödenen bedelleri de yanımıza katık yaparak ebediyete taşımak çok önemlidir. Cumhuriyetin temeline harç olan ruh; bağımsızlıktır, dirayettir, inançtır, yılmaz usanmaz kuvvettir.  Cumhuriyet değerlerine mihmandarlık yapmak, son nefesimize kadar sahip çıkmak var oluşumuzun en önemli parçasıdır. Elbette Cumhuriyetin kurulmasının ardından aceleye getirildiğini savunan, direnç gösteren, memnun olmayan bir kesim oldu. Ancak hiçbir saldırı Cumhuriyeti yerle yeksan edemedi, aksine Cumhuriyetin toplumun tüm kesimleri tarafından kucaklanmasını ve özümsenmesini sağladı. Milli şuur, Kargaşadan, kokuşmuşluktan, kirli heves ve hırlardan  beslenenlere inat, Cumhuriyet kemikleşmiş iradesi ile Türk yurdunun üzerinde güneş gibi durdu.

Cumhuriyetin ilanıyla birlikte inkılaplar peşi sıra geldi. Zaten 1 Kasım 1922 tarihinde saltanat kaldırılmış, milli egemenlik yolu açılmıştı. 3 Mart 1924 yılında da hilafet kaldırılarak siyasal inkılaplar tamamen gerçekleşmiş oldu. Tabi bir milleti yeniden şaha kaldırmak ve gücünü yeniden toplamasını sağlamak için ekonomik, toplumsal, eğitim ve kültür ve hukuk alanında dönüşümlere de ihtiyaç vardı. Dolayısıyla bu alandaki inkılaplar da gerçekleştirilerek, kısa sürede genç Türkiye Cumhuriyeti Devleti dünyada saygın, sözü dikkate alınan, güçlü bir devlet mertebesine ulaştı.

Tıpkı kuruluş yıllarında olduğu gibi bugün de Cumhuriyeti çökertmeye gayret eden ihanet şebekeleri bulunmaktadır. Hatırlanacağı üzere ilan edildiği dönemlerde Cumhuriyete karşı direnç gösterenler hâsıl olmuştur. Hatta Atatürk Nutuk’ta bunu “Cumhuriyetin ilanından ulusun duyduğu genel ve içten sevince duraksama ve endişe gösterenler” başlığı altında yer vermiştir. Atatürk’ün, Özellikle Cumhuriyetin ilanını eleştiren yazarlara tepki gösteren Atatürk, “En hafif bir rüzgârdan bile korunması gereken yeni doğmuş yavrunun, onu beslediğini söyleyenler tarafından bu şekilde hırpalanması doğru muydu?” diye sormuştur.

O günden bugüne elbette Cumhuriyet bir bebek gibi itinayla büyütüldü ve sarsılmaz köklerle devletimize kılavuzluk yapıyor. Ancak ne yazık ki bazı mahfillerdeki hazımsızlık hala devam ediyor. Oyuncular değişiyor, roller değişmiyor ve kurnazlıkla Cumhuriyetin altı oyulmaya çalışılıyor. Ama bu cenah bilmiyor ki; Türkün kökleri kuvvetli, bu kökü koparıp atmak ise mümkün değil. Değerleri ile beslenen ve bu değerleri ışığında varlığını sürdüren Türk milleti, mevcudiyetini borçlu olduğu Cumhuriyete ve Cumhuriyetin kurucusu büyük Atatürk’e zarar gelmesine asla müsaade etmeyecektir.

Öte yandan son günlerde Anayasa’nın ilk dört maddesi üzerinden tartışmalar başlamıştır. Anayasanın ilk dört maddesi, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin kimliğini, niteliğini ve kuruluş felsefesini ifade eder. Sormak istiyoruz gafillere, siz ilk dört maddesinin nesinden rahatsızsınız? Türkiye Cumhuriyeti Devletinin cumhuriyet olmasına mı alerji duyuyorsunuz yoksa demokratik, laik, sosyal hukuk devleti olmasına mı? Dilimizin Türkçe, bayrağımızın ay yıldızlı al bayrak, marşımızın İstiklal Marşı olması mı sizi çileden çıkarıyor?  Her kim ki Anayasanın ilk dört maddesini tartışmaya açarak, cumhuriyeti, Atatürk’ü, Türk milletini millet yapan değerleri silmeye çalışır işte o zaman karşısında bizi bulur. Biz Türk eğitimcileri olarak Anayasa’nın ilk dört maddesinin kırmızı çizgimiz olduğunu ilan ediyor, bu ilkelere dokundurtmayacağımızın bilinmesini istiyoruz. Anayasanın 4. Maddesini bir kez de yüksek sesle okuyoruz: Anayasanın 1 inci maddesindeki Devletin şeklinin Cumhuriyet olduğu hakkındaki hüküm ile, 2 nci maddesindeki Cumhuriyetin nitelikleri ve 3 üncü maddesi hükümleri değiştirilemez ve değiştirilmesi teklif edilemez. Bu böyle bilinmelidir!

Bu vesileyle nadide bir miras olan cumhuriyetimiz 100’üncü yılına doğru emin adımlarla ilerlerken, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin kurucusu büyük Atatürk’e ve onun yol arkadaşlarına minnet borçlu olduğumuzu bir kez daha hatırlatmak isteriz.

Cumhuriyetimizin 98’inci yılını coşkuyla kutluyor; bize bu cennet vatanı armağan eden kahraman ve aziz şehitlerimizi şükran ve dualarla anıyoruz.

Ne mutlu Türküm Diyene!

Ne mutlu  Cumhuriyetin mirasçılarına…

Son Haberler

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin’i Ziyaret Ettik
Güncel

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin’i Ziyaret Ettik

21 Mart 2023
Nevruz Bayramı, 21. Asrın Türk Yüzyılı Olacağı Yeni Bir Başlangıca Vesile Olacaktır
Basın Açıklaması

Nevruz Bayramı, 21. Asrın Türk Yüzyılı Olacağı Yeni Bir Başlangıca Vesile Olacaktır

20 Mart 2023
Kamu Çalışanları Hükümetten Adım Bekliyor
Güncel

Kamu Çalışanları Hükümetten Adım Bekliyor

18 Mart 2023
Çanakkale Zaferi Milli Mücadelenin Önsözüdür!
Basın Açıklaması

Çanakkale Zaferi Milli Mücadelenin Önsözüdür!

17 Mart 2023
BASINDA TES

Türk Eğitim Sen’den Afet Tazminatı Talebi – Sonsöz

15 Mart 2023
Bizi Takip Edin!
Instagram
Facebook
Twitter
Youtube
Kurumsal
  • Yönetim
  • TES Kurumsal
  • Şubelerimiz
  • Türkiye Kamu-Sen’e Üye Sendikalar
Hızlı Erişim
  • Misafirhane
  • Öğrenci Misafirhanesi
  • Anketler
  • İletişim Formu
Bize Ulaşın

Adres: / Erzurum Mahallesi Talatpaşa Bulvarı No:160 Kat:6 Cebeci/ANKARA

Telefon: 0 312 4240960 (8 Hat)

Belgegeçer:  0 312 4240968

E-Mail: iletisim@turkegitimsen.org.tr

Türk Eğitim-Sen Genel Merkez © 2023

Tasarım ve Uygulama | Web Çözüm Yazılım Çözümleri
  • K.V.K.K
  • Gizlilik İlkeleri
  • Bilgi Edinme
  • Kullanım Koşulları
Menu
  • K.V.K.K
  • Gizlilik İlkeleri
  • Bilgi Edinme
  • Kullanım Koşulları
No Result
Tüm Sonuçları Gör
  • ANA SAYFA
  • SENDİKAMIZ
    • TES Kurumsal
    • Yönetim
    • Şubelerimiz
    • Türkiye Kamu-Sen’e Üye Sendikalar
  • ARŞİV
    • Haber Arşivi
    • Duyuru Arşivi
    • Yayın Arşivi
      • Sendika Bülteni
      • Eğitimin Sesi Dergisi
      • Eğitim ve Toplum
      • Üniversite Bülteni
      • Kitap, Araştırma, Mevzuat, Resim
      • Broşür ve Afiş Arşivi
    • BASINDA TES
      • Yazılı Basın
      • Görsel Basın
    • Köşe Yazıları Arşivi
  • MEVZUAT
  • HUKUK
  • KAMPANYALAR
  • MİSAFİRHANELER
    • Misafirhanemiz
    • Öğrenci Misafirhanesi
  • İLETİŞİM

©  Türk Eğitim-Sen  – Tüm Hakları Saklıdır.  Tasarım ve Uygulama.