Türk Eğitim Sen Genel Başkanı Talip Geylan, Bengütürk Tv’de yayınlanan Söz Hakkı programında sözleşmeli öğretmenlerin yaşadıkları sorunlara değindi. Geylan, sözleşmeli ve ücretli öğretmenliğin kaldırılması ve tüm öğretmenlerin kadrolu olarak istihdam edilmesi gerektiğini kaydetti.
Sözleşmeli öğretmenlerimizin problemlerini sağır sultana duyurduklarını ancak Hükümete duyuramadıklarını söyleyen Geylan, sözleşmeli öğretmenlikle ilgili yargı sürecinin devam ettiğini hatırlattı. Sözleşmeli öğretmenlerin 4+2 yıl çakılı kadro şeklinde çalıştıklarını söyleyen Geylan, eş, sağlık, mazeret durumundan dahi tayin hakları olmadığını ifade etti. Sözleşmeli öğretmenlerin yıllarca eşinden ve çocuklarından ayrı kaldıklarını bildiren Geylan, bunun Anayasa ihlali olduğuna söyledi. Anayasa’nın 41. Maddesinin aile birliğine vurgu yaptığını hatırlatan Geylan, “Anayasa’nın 41. Maddesi, ‘Devlet, ailenin huzuru ve refahı ile özellikle anne ve çocukların korunması için gerekli tedbirleri alır. Her çocuk, kendi menfaatine açıkça ters düşmedikçe, anne, babasıyla kişisel ve doğrudan ilişki kurma, sürdürme hakkına sahiptir’ hükmünü içermektedir. Devletimizi yönetenler herhangi bir gerekçe olmadan Anayasamızın herhangi bir maddesini ihlal edebilirler mi? Tabi ki hayır. Ancak ne yazık ki devleti yönetenler, şu anda sözleşmeli öğretmenlere 6 yıl çakılı çalışma zorunluluğu getirilmesi nedeniyle Anayasamızın 41. Maddesini ihlal ediyorlar. Şu anda binlerce eş birbirinden ayrıdır. Binlerce çocuk anne ya da babasından ayrı yaşamaktadır. Dolayısıyla aynı zamana Anayasamızın korunması açısından da bir çağrıda bulunuyoruz: Sözleşmeli öğretmen istihdamına son verin” diye konuştu.
Milli Eğitim Bakanlığı’nın mahrumiyet bölgelerinde öğretmen istikrarını sağlayamadığı için 6 yıl çakılı kadro modelini getirdiklerini söylediğini hatırlatan Geylan sözlerini şöyle sürdürdü: “Zorunlu hizmet bölgelerinde öğretmen istikrarının sağlamanın yolu, öğretmeni o bölgeye esir etmek değil, teşvik etmektir. Türk Eğitim-Sen olarak yıllardır şunu söylüyoruz: Bir brüt asgari ücret ile iki brüt asgari ücret arasında değişen oranlarda öğretmenlerimize Zorunlu Hizmet Tazminatı verilmelidir. Bu aynı zamanda bölgede çalışan öğretmenimizi de motive edecektir. Elbette mahrumiyet bölgelerinde görev yapanlar, Ankara’nın Keçiören ilçesinde görev yapan meslektaşıyla mukayese edildiğinde daha zor koşullarda görev yapmaktadır. Ama Zorunlu Hizmet Tazminatı verildiğinde, mahrumiyet bölgesinde görev yapan öğretmen, ‘Bir başka bölgede çalışan meslektaşıma nazaran daha zor koşullarda görev yapıyorum, fedakarlık ortaya koruyorum ancak devletim de benim bu fedakarlığımı görmezden gelmiyor’ diyecektir.”
Sözleşmeli öğretmenliğin kaldırılması talebini yineleyen Geylan, “4+2 çakılı sözleşmeli öğretmen istihdamının, 3+1 şeklinde esnetilmesi tartışılıyor. Türk Eğitim-Sen olarak çok net söylüyoruz: Öğretmen istihdamında ne 4+2, ne 3+1, ne dubleks, ne de tripleks modeli kabul etmiyoruz. Tek yol; bütün öğretmenlerin kadrolu olarak atanmalarıdır” dedi.
…:: GENEL BAŞKANIN AÇIKLAMALARI İÇİN TIKLAYINIZ ::…