Genel Sekreter Musa Akkaş ve Genel Başkan Yardımcısı Cengiz Kocakaplan, Çorum Şube Başkanlığı’nın düzenlediği istişare toplantısında okul-kurum, ilçe temsilcileri ile bir araya geldi. Akkaş ve Kocakaplan; Sungurlu Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi, Sungurlu Şehit Mahmut Peşmen Ortaokulu ve İmam-Hatip Ortaokulu ve Sungurlu İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü ziyaret etti. Ayrıca Sungurlu okul-kurum ilçe temsilcileri ile bir araya gelindi.
Genel Merkez Yöneticileri Türkiye Kamu Sen Tokat İl Temsilciliği’nin düzenlediği istişare toplantısına katıldı. Toplantıda Türk Orman Sen Genel Başkan Yardımcısı Selim Sarı, Türkiye Kamu Sen’e bağlı Şube Başkanları, yönetim kurulu üyeleri ve çok sayıda Türkiye Kamu Sen üyesi hazır bulundu.
Genel Sekreter Musa Akkaş konuşmasında; “Bugün bu salonda tek bayrak altında toplanıp konuşuyorsak, bağımsız ve hür bir ülkede yaşıyorsak, minarelerimizden beş vakit ezan sesi yükseliyorsa, bunu ülkemiz için can veren aziz şehitlerimize ve kendini vatana, milletine adamış Mustafa Kemal Atatürk’e, O’nun silah ve dava arkadaşlarına borçluyuz. Tüm şehitlerimizi, Atatürk’ü, silah arkadaşlarını rahmetle ve minnet duyguları ile anıyorum. Ruhları şad, mekanları cennet olsun. Çanakkale Zaferi’nin 104. yıldönümünü kutladık. Şehitlerimizi andık. Çanakkale Savaşı’ndan mağlup çıkmış olsaydık, bugün bir arada olamayacaktık. Varlık sebebimizi bileceğiz, ülkemize yönelen tehditleri göreceğiz. Vatan bizler için azizdir, değerlidir. Herkes şunu iyi bilecek: Türk Milleti kürdü, alevisi, Türk’ü ile bölünmez bir bütündür.” dedi.
Akkaş sözlerini şöyle sürdürdü: “Türk Eğitim Sen olarak zor, sıkıntılı süreçler geçirdik. Her türlü melanete ve ayak oyunlarına rağmen her yıl üye sayımızı artırıyoruz. Yaptıklarımızla ortaya koyduğumuz mücadeleci bir sendikacılık anlayışımız ile güçlü, kabul gören bir sendikayız. İnşallah daha da güçlü olacağız. Sendikamıza ÜYE OLARAK, YÖNETİM KADEMELERİNDE GÖREV ALARAK BİZLERİ GÜÇLÜ KILAN HERKESE TEŞEKKÜR EDERİZ.”
İş güvencesinin önemine vurgu yapan Akkaş, “İş güvencemiz kırmızı çizgimizdir. İş güvencemize sahip çıkmak için ciddi eylemler yaptık, mitingler gerçekleştirdik. Bu minvalde kararlı duruşumuzu sürdürüyoruz” dedi.
Sözleşmeli istihdam modelinin modern kölelik sistemi olduğunu söyleyen Akkaş, “Öğretmenler odaları bölük pörçük hale getirilmiş; sözleşmeli, ücretli, kadrolu öğretmen şeklinde parçalara ayrılmıştır. Öğretmenlerin özlük hakları, statüleri birbirinden farklıdır. Böyle olunca iş barışı, iş huzuru sağlanamamaktadır. Sözleşmeli öğretmenlerin ailelerinden ayrı ve çocuklarına hasret bir şekilde mesleklerini icra etmektedirler. Sözleşmeli öğretmenliğin iptal edilmesi için yargıya başvurduk. Yargının sözleşmeli öğretmenlik ile ilgili vereceği kararı umutla bekliyoruz. Tabi yargıdan karar çıkana kadar da Bakanlığın yaşanan acil sorunlara çözüm getirmesini, eş ve sağlık özrü mağdurlarına tayin hakkı vermesini talep ediyoruz. Sözleşmeli öğretmenler ailelerinden ayrı, çocuklarına hasret yaşıyorlar.” dedi.
Türk Eğitim-Sen’in yaptığı ücretli öğretmen araştırmasına göre Türkiye’de 74 ilde 83 bin 387 ücretli öğretmen görevlendirmesi yapıldığını ifade eden Akkaş, “Bu, 83 bin 387 noktada öğretmen açığı olduğu, Milli Eğitim Müdürlükleri’nin çocuklarımızın dersleri boş geçmesin diye ek ders karşılığında öğretmen görevlendirmesi yaptığı anlamına gelmektedir. Ücretli öğretmenlik ivedilikle kaldırılmalıdır” dedi.
Bir tarafta 130 bin civarında öğretmen açığı, diğer tarafta atama bekleyen 380 bin eğitim fakültesi mezunu öğretmen adayı bulunduğu bildiren Akkaş, “Öğretmen açığı mutlaka kapatılmalıdır. Okulların başarısızlığın bir sebebi de, öğretmen açığının öğretmen olmayan kişilerin görevlendirilmesi ile kapatılmaya çalışılmasıdır” diye konuştu.
Sayın Cumhurbaşkanı ve Milli Eğitim Bakanı Sayın Ziya Selçuk tarafından kamuoyuna açıklanan 2023 Eğitim Vizyon Belgesi’nde taahhüt edildiği şekliyle; MEB’de liyakat ve adaletin esas alındığı bir yönetici atama sistemi mutlaka ihdas edilmesi gerektiğini kaydeden Genel Sekreter Musa Akkaş, “Mülakat ahlaksızlığıyla kul hakkı yiyenlerin bir daha aynı cüreti gösteremeyeceği, eğitim çalışanlarının ayrıştırılmayacağı ve devlete güvenin yeniden sağlanacağı adil bir sistem herkes tarafından sahiplenilecektir” dedi.
Öğretmenlik Meslek Kanunu’nun çıkarılması, ancak 657 sayılı Devlet Memurluğu Kanunu’ndan kaynaklanan kazanımlara dokunulmaması gerektiğini ifade eden Akkaş, “Öğretmenlik mesleğinin saygınlığını artıracak bir meslek kanunu çıkarılmalıdır. 657 Sayılı DMK’dan kaynaklanan haklarımız baki kalmalıdır. Aksi takdirde haklarımızı kırpacak bir düzenlemeye şiddetle karşıyız” şeklinde konuştu.
Toplantıda bir konuşma yapan Genel Başkan Yardımcısı Cengiz Kocakaplan ise 15 Mayıs yetki dönemine işaret ederek, “Türk Eğitim-Sen, eğitim iş kolunda Türkiye’nin en etkili sendikasıdır. Şimdi sıra etkili olan sendikamızı, yetkili yapmaya geldi. Toplu sözleşme masasında kamu çalışanlarını pazarlayanları değil, kamu çalışanlarının hak ve emek mücadelesine tuğla koyanları, onlar için mücadele edenleri, sahaya çıkanları ödüllendirin. Türkiye’nin en güçlü, en etkili sivil toplum örgütü ve sendikası olan sendikamızın yeniden yetkili sendika olması için elinizden gelen her türlü desteği yapacağınızdan hiç şüphemiz yok” diye konuştu.
Toplu sözleşme masasında kamu çalışanlarının nasıl pazarlandığını anlatan Kocakaplan şunları kaydetti: “2012 yılı Mayıs ayında yapılan ve 2012- 2013 yıllarını kapsayan toplu sözleşme görüşmeleri başladığında, kamu işveren kurulunu yüzdelik zam tekliflerinde hiç esnememesi ve mesafe alınacak gibi görülmediğini ve yetkili sendikanın da acziyetini gören Genel Başkanımız Memur-Sen ve Kesk’e ‘Gelin beraber grev yapalım’ diye teklifte bulunmuştu. Memur-Sen bu teklifi reddetmişti. Konu Kamu Görevlileri Hakem Kurulu (KGHK )’na intikal ettirilmiştir. 25 Mayıs 2012 günü Kurul ilk toplantısını yaptı. İşveren tarafının Kurula getirdiği tekliflerin, sendikaların beklentilerinin çok altında olduğunu gören Genel Başkanımız, sendikalara Kuruldan çekilme ve topu Hükümetin kucağına bırakma teklifini götürdü. KGHK 11 üyeden oluşmaktadır. Kurulun karar alma yetisine sahip olması için en az sekiz üyenin toplantıda hazır bulunması gerekir. Aksi durumda Hakem Kurulu işleyemez ve karar alamaz. İşte bunu sağlamak için Genel Başkanımız KESK ve Memur-Sen üyeleriyle birlikte toplantıya katılmayarak Kurulu kilitlemeyi amaçlamıştı. Bu sağlanmış olsaydı, ücret artışlarını kucağında bulan Bakanlar Kurulu, belki daha toleranslı davranmak durumunda kalacaktı. Buna rağmen Memur-Sen, bu davete katılmamış ve toplantıya girerek Kurulu çalıştırmış ve 2012 yılı için yüzde 4+4 ve 2013 yılı için de yüzde 3+3 maaş artışlarını Kurul kararı olarak tescil ettirmiştir. Şunu da belirtmek gerekir ki; KGHK’na Memur-Sen adına katılan akademisyen üye işveren tarafının masaya getirdiği ilk maaş zammı teklifine evet oyu vererek, sendikal mücadele tarihinde eşine rastlanmayacak bir duruma vesile olmuştur.
2013 yılı toplu sözleşmesi tarihin en hızlı imzalanan toplu sözleşmesi oldu. Kamu çalışanları maalesef 123 TL’ye masada satıldı. 2015 yılı toplu sözleşmesine geldiğimizde kamu çalışanlarına büyük bir kazık atıldı. O da enflasyon farkı oyunudur. 2013 yılında imzalanan toplu sözleşmede enflasyon farkını düzenleyen 7’inci madde vardı. Buna göre, 2015 yılında kamu görevlilerine ve emeklilerimize öngörülen kümülatif zammın üzerinde bir enflasyon oluşursa, enflasyon farkı ödenmesini hükme bağlanmıştı. Ancak 2013 yılında imzalanan o madde değiştirildi ve bu da bizim cebimizden yüzde 1.8 çalınmasına neden oldu. Eğer o maddeyi kanunsuz, ahlaksız bir şekilde değiştirmeselerdi, bugün yüzde 2.71 enflasyon farkı alacaktık.
2017 yılı Ağustos ayında başlayan toplu sözleşmede de yetkili sendikanın yöneticileri tiyatroya devam etti. Kapalıyız dövizleri göstermeler, 4-5 puanlık artış olmaz ise imza atmayız restleri(!), bu teklif elimize kalemi vermiştir ama içine mürekkebi koymamıştır gibi süslü cümleler havada uçuşurken bir baktık 0,5 puanlık artışa balıklama dalıp imzalar atılmış. Yazıklar olsun kamu çalışanlarını masada satanlara!”
Kamu çalışanlarına seslenen Kocakaplan, “Türk Memurunun gerçek dostu Türkiye Kamu Sen ve bağlı sendikalardır. Artık çalışanlarımız bunun farkına varmalı sendikal tercihlerini buna göre yapmalıdır. Haklarınız için biz mücadele ediyoruz, yandaşlar, sarı sendikalar değil” dedi.