Toplantıya Türkiye Kamu-Sen’e bağlı sendikaların şube başkanları ve şube yönetim kurulu üyeleri ile üyelerimiz katıldı.
Bir konuşma yapan Dolgun, Türkiye Kamu-Sen’in, bir yandan eğitim çalışanları ve kamu çalışma hayatı ile ilgili büyük bir mücadele sergilerken, diğer yandan ülkesinin birliği ve bütünlüğünü, devletini merkeze aldığını, bu coğrafyada varlığımızı tehdit eden her türlü unsur ile mücadeleye amasız, fakatsız destek verdiğini bildirdi. Türkiye Kamu-Sen’in kimseyi tehdit etmeden, kimseye makam mevki vaat etmeden sadece sendikal çalışmaları ve tavizsiz duruşuyla bugün 600 bin üyeye ulaştığını söyleyen Dolgun, bu başarının mimarı olan teşkilatlarımızı tebrik etti.
Bayram ikramiyesinin 12 milyon çalışan ve emekliye verildiğini, bunu alamayan tek kesimin hali hazırdaki görevi başındaki kamu çalışanları olduğunu bildiren Dolgun, “Bayram ikramiyesinin sembolik bir anlamı bulunmaktadır. Bu nedenle diyoruz ki, 12 milyon çalışan ve emekliye bu ikramiyeyi verebilen devletimizin bütçesi, görevi başındaki 3.5 milyon kamu çalışanına da vermeye yeter! Bu ayrımcılığı son verelim” diye konuştu.
Dolgun, Yardımcı Hizmetler Sınıfında görev yapan çalışanların yaptıkları fiili işe ve eğitimlerine göre bir defaya mahsus sınavsız olarak kadro intibaklarının yapılması gerektiğini belirtti.
Tüm ilave ödemelerin emekli kesintisine dahil edilmesi gerektiğini kaydeden Dolgun, ayrıca refah payının kalıcı hale getirilmesi ve enflasyon farkının aylık olarak ödenmesi yönündeki Türkiye Kamu-Sen’in taleplerini de gündeme getirdi. Enflasyon, yapılan maaş artış oranından yüksek çıktığında, Hükümetin enflasyon farkı ödediğini ama 6 ay boyunca memur ve emeklilerin enflasyonun altında ezilmeye devam ettiğini söyleyen Dolgun, “Oysa Sayın Cumhurbaşkanı ve yetkililer, ‘Memur ve emeklimizi enflasyona ezdirmeyeceğiz’ diyor. Bu sözün altının doldurulması için enflasyon farkı aylık olarak maaşlara yansıtılmalıdır” dedi.
Türkiye Kamu-Sen’in, kamu çalışanların taleplerini toplu sözleşme masasına taşıdığını ama maalesef yetkili konfederasyonun olması gerektiği gibi sendikal duruş ortaya koymadığı için 7. Dönem Toplu Sözleşmelerinde de kamu çalışanlarının kaybetmeye devam ettiğini ifade eden Dolgun, sözlerini şöyle sürdürdü: “Altına imza attıkları metinde ‘1. dereceye gelmiş kamu çalışanlarının ek göstergesinin 3600’e yükseltilmesi için çalışma yapılacaktır’ yazıyor. Neyin çalışmasını yapacaksınız? Zaten geride bıraktığımız dönemde kanun çıkmış. Yüz binlerce kamu çalışanı ek gösterge ile ilgili çıkan kanundan faydalanmış. Metne bunu değil de, ‘1. dereceye gelmiş kamu çalışanlarının ek göstergesi 3600’dür’ şeklinde bir ifade koysalardı, bu hüküm yeni bir kanun çıkarmaya gerek kalmadan toplu sözleşme imzalandığı andan itibaren yürürlüğe girecekti. Peki bizim bu bildiğimizi, yetkili sendika bilmiyor mu? Bal gibi biliyor. Ama yetkili konfederasyon çalışanının değil, işverenin tarafında. Dolayısıyla söz konusu ifade, işverene 3-5 ay zaman kazandırmıştır.” Dolgun sözlerini “1. dereceye gelmiş tüm kamu çalışanlarının ek göstergeleri 3600’e yükseltilmelidir” diyerek tamamladı.
