Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı Talip Geylan, İçişleri Bakanlığı tarafından, “Dinamik Denetim Modeli” doğrultusunda uygulamaya konulan işyerlerinin salgın tedbirlerine uygunluk kapsamında eğitimcilere verilen sorumluluklara yönelik endişelerini dile getirdi. Yurdun değişik birçok yerinden sendika Genel Merkezine başvurular olduğunu ve bu ilave görevler nedeniyle okullarımızdaki iş ve işlemelerin aksatıldığını vurgulayan Geylan, MEB’e çağrıda bulunarak bu duruma müdahale edilmesini istedi.
Bir okul müdürüne Dinamik Denetim Görevi kapsamında verilen sorumlulukları paylaşan Genel Başkan Geylan, “Bu okul müdürümüz, mahallenin berberini bir hafta boyunca gün boyu takip edecek ki ancak işletme hakkında kanaat sahibi olsun. Çünkü kapısından şöyle bir bakıp geçerek; berber müşteri gelmeden önce zemin ve sık dokunulan yerleri veya ellerini her defasından temizliyor mu ya da HES kodu sorgulanıyor mu veya her müşteriye özel havlu-önlük kullanılıyor mu tespit edilemez” dedi.
Öğretmenlerin, eli boş insanlar olmadığını, salgın sürecinin başından itibaren ihtiyaç duyulan her zaman gerekeni yaptığını kaydeden Genel Başkan Talip Geylan, “Zaten sıkıntılı bir süreç olan uzaktan eğitimin yürütülmesi bunun yanı sıra kademeli ve seyreltilmiş yüz yüze eğitimin devam ettirilmesinin nasıl büyük gayret ve sıkıntılarla yürütüldüğü görülmüyor mu?” diye sordu.
Genel Başkan Talip Geylan açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
“Ekte resimler bir okul müdürümüze DİNAMİK DENETİM GÖREVİ kapsamında verilen sorumluluklardan örnekler.
Veyahut da köşe başındaki taksi durağında hafta süresince gün boyu oturmadan ya da takside müşterinin yanına binmeden; şoför maske kullanıyor mu, üç kişiden fazla müşteri alınıyor mu, her müşteriden sonra araç dezenfekte ediliyor mu vs. izlenebilir mi?
Hadi okul müdürümüz bunları yapabildi diyelim; mahallesindeki esnafla okul yöneticisini/öğretmeni karşı karşıya getirmiş olmanın doğuracağı güvenlik endişelerini dikkate almayacak mıyız?
Hadi bunu da geçtik diyelim; peki okul yöneticisi ya da öğretmenlerimiz, tüm bu görevleri ifa ederken okuldaki eğitim öğretim işleyişini mahalle muhtarı ve azalarına mı havale edecek?
Zaten sıkıntılı bir süreç olan uzaktan eğitimin yürütülmesi ve yanı sıra kademeli ve seyreltilmiş yüz yüze eğitimin devam ettirilmesinin nasıl büyük gayret ve sıkıntılarla yürütüldüğü görülmüyor mu?
Hadi bunlar başkaları tarafından görülmüyor diyelim; peki Milli Eğitim Bakanlığı bu arazlı gidişata ne zaman müdahale etmeyi düşünüyor?
Söylemekten dilimizde tüy bitti: Kardeşim öğretmenler eli boş insanlar değil! İnanmıyorsanız, çocuklarınıza sorun…”