Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı Talip Geylan, TBMM Genel Kurul aşamasında olan Öğretmenlik Meslek Kanunu hakkında değerlendirmelerde bulundu.
Malum olduğu üzere 31 Aralık 2021 tarihinde TBMM Başkanlığı’na sunulan kanun teklifinin, içeriği itibariyle eğitim çalışanlarının beklentilerini tatmin etmekten çok uzak kaldığını kaydeden Genel Başkan Geylan, öğretmenlerin muhatap olduğu mevzuat ve süreçlerin tek bir çatı altında toplanmadığı bir kanunun, tam anlamıyla Öğretmenlik Meslek Kanunu olamayacağını bildirdi.
Genel Kurul aşamasında teklif görüşülürken eksiklerin giderilmesine yönelik verilecek önergelerle kanunun olgunlaştırılması gerektiğini kaydeden Genel Başkan Talip Geylan, “Beklentimiz, başta iktidar partisi olmak üzere tüm milletvekillerimizin, öğretmenlerimizin talepleri doğrultusunda irade ortaya koymalarıdır.” dedi.
Genel Başkan Talip Geylan açıklamasında şunları söyledi:
“Türk Eğitim Sen olarak, kanunun gündeme geldiği 23 Ekim 2018’den itibaren meslek beklentileri karşılayacak şekilde çıkarılması için gündem oluşturmaya devam ediyoruz. Üç yılı aşkın süredir düzenlemiş olduğumuz imza kampanyası, eylemlerimiz, açıklamalarımız ve her düzeydeki görüşmelerimizle Öğretmenlik Meslek Kanunu’na dair duruşumuzu ve taleplerimizi ortaya koyuyoruz. Teklifin TBMM Milli Eğitim Komisyonu görüşmelerine de iki genel başkan yardımcımızla iştirak ederek müdahil olduk. Kanun teklifi şimdi TBMM Genel Kurulu’nda.
Sendika olarak, sürecin başından beri, mesleğin statüsünü yasal bir zemine kavuşturacak, öğretmenliğin saygınlığını koruyacak ve artıracak, öğretmenlerin muhatap olduğu mevzuat ve süreçleri tek bir çatı altında toplayacak bir kanuni düzenlemenin gerekliliğine vurgu yapıyoruz.
Ancak malum olduğu üzere 31 Aralık 2021 tarihinde TBMM Başkanlığı’na sunulan kanun teklifi, içeriği itibariyle eğitim çalışanlarının beklentilerini tatmin etmekten çok uzak kalmıştır.
Şöyle ki;
1-Mevcut teklifte sözleşmeliler ile kadrolular arasındaki ayrımcılığı bitirmeyi bırakın, sözleşmeli öğretmenlerimize eş durumundan tayin hakkı dahi verilmemiştir.
2-Uzman öğretmenlik ve başöğretmenlik düzenlemesinin kurs ve sınav şartıyla yapılacak olması da bir başka garabet durumdur. Öğretmenlik, sadece bilme mesleği değil, bildiğini aktarma mesleğidir. Sınav, sadece bilgiyi ölçer, oysaki öğretmenliği ölçecek tek ölçüt, deneyimdir. Dolayısıyla kariyer basamakları belirlenirken sadece hizmet yılı esas alınmalıdır. 10 yılını doldurmuş her öğretmenimiz uzman öğretmen, 20 yılını doldurmuş her öğretmenimiz de Başöğretmen olarak değerlendirilmelidir.
3-3600 düzenlemesi ise aslında teklife konulan geçici madde ile 15 Ocak 2023’de yürürlüğe girecektir. Yani öğretmenlerin ek gösterge düzenlemesi aslında Öğretmenlik Meslek Kanunu ile değil, kamu çalışanlarına yönelik yapılacak genel ek gösterge düzenlemesi ile hayata geçecektir.
4-Teklifteki en olumlu düzenleme adaylık kaldırma sınavının kaldırılmış olmasıdır. Ancak adaylık eğitimi sonunda değerlendirmeyi yapacak olan Adaylık Değerlendirme Komisyonu’nun teşkili dikkat edilmesi gereken önemli bir husustur. Sendikal ve siyasal saiklerin, komisyon sürecinden uzak tutulmaması halinde, değerlendirmelerin, öğretmenlerimiz üzerinde bir mobbing unsuru olabileceği gözden kaçırılmamalıdır.
Diğer yandan Öğretmenlik Meslek Kanunu adıyla iddialı bir çıkış yapılıyor ise teklifin içeriği de bu iddiaya mütenasip şeklide doldurulmalıdır.
-Öğretmen atama, nakil ve istihdam modelinin,
-Yönetici atama sisteminin,
-Yıpranma payı, izin ve ödül sistemi düzenlemesinin,
-Maaş karşılığı ders saatleri düzenlemesi ve teşvik uygulamasının,
-Şiddete karşı tedbirlerin vs. olmadığı;
Velhasıl, öğretmenlerin muhatap olduğu mevzuat ve süreçlerin tek bir çatı altında toplanmadığı bir kanun, tam anlamıyla Öğretmenlik Meslek Kanunu olamaz!
Dileriz, Genel Kurul aşamasında teklif görüşülürken eksiklerin giderilmesine yönelik verilecek önergelerle kanun olgunlaştırılır. Beklentimiz, başta iktidar partisi olmak üzere tüm milletvekillerimizin, öğretmenlerimizin talepleri doğrultusunda irade ortaya koymalarıdır.