Ana SayfaHABERLERGüncelENGELLİ OLMAK “ÖZÜR” DEĞİLDİR

ENGELLİ OLMAK “ÖZÜR” DEĞİLDİR

Engelliler, sokaklarda engelleri ile var olma mücadelesi verirken, gündelik yaşama uyum sağlamak için çaba sarfederken, aynı zamanda beyinleri engelli birçok insanla savaşmak zorundalar. Oysa engelliler sosyal yaşama adapte olmak, sosyal yaşamın bir parçası olmak istiyor. Kısacası engelliler; duyamamaktan, yürüyememekten, konuşamamaktan, görememekten değil, varlıklarının görmezden gelinmesinden muzdarip.

Türkiye’de yaşam savaşı veren 8.5 milyon engelli vatandaşımız bulunuyor. 12 ve daha yukarı yaştaki engelli nüfusun sadece %22.19’u işgücüne dahil olurken, engelli nüfusun yüzde 77.80’i ise işgücüne hiç katılmıyor. Engelli nüfusun yüzde 60.28’inin sosyal güvencesi bulunuyor, yüzde 39.72’sinin sosyal güvencesi yok. Engellilerin yarısından fazlası devlet imkanlarından yeterince faydalanamadıklarından şikayetçi olurken, yüzde 40’a yakını hiç tedavi görmemiş, yüzde 43.90’ı ise özrünün nedenini bilmiyor.

Engelli vatandaşlarımızın en büyük sorunlarından biri istihdamdır. İş alanında yeteri kadar var olamayan engelliler, kapıların yüzlerine kapatılmasından bıkmış, usanmış. Yasalarda 50 işçiye sahip bir işyerinin yüzde 3’ünün engelli çalıştırma zorunluluğu yer almasına karşın, çoğu işyeri bunu uygulamıyor.

Engellilerin bir diğer sıkıntısı, ulaşımdır. Bir engellinin eğitim görebilmesi; hastanelere, kursa ya da işe gitmesi ulaşım göz önüne alındığında neredeyse imkansızdır. Bu nedenle şehirlerin mimarileri engellilerin hayatını kolaylaşıracak şekilde yeniden düzenlenmelidir. Örneğin rampalı ve düşük kaldırımlar yapılmalı, metro, alt geçit, üst geçit gibi projelerde asansör, yürüyen merdiven hizmetleri verilmeli, kamu binaları ve toplu konutlarda binalarda engellilere yönelik fiziki düzenlemeler yapılmalıdır.

Ülkemizde özel eğitimde eğitim kadrosu da yeterli değildir. Milli Eğitim Bakanlığı’nın verilerine göre; İşitme engelliler ilköğretim Okullarında 1.092 öğretmen, işitme engelliler meslek liselerinde 179 öğretmen, görme engelliler ilköğretim okullarında 376 öğretmen, ortopedik engelliler ilköğretim okullarında 47 öğretmen, ortopedik engelliler meslek liselerinde 23 öğretmen, eğitilebilir zihin engelliler okullarında 954 öğretmen, öğretilebilir engelliler okullarında 1.311 öğretmen bulunmaktadır. Bu sayılar ne yazık ki ihtiyacı karşılamaktadır.

Tüm bu gerçekler gün gibi aşikarken; yapılması gereken en önemli şey, ülkemizde engellilerin sorunlarının giderilmesi için elbirliği ile çalışmaktır. Engelliler yasası çıkmış olmasına rağmen, engelli vatandaşlarımız hala birçok alanda hak ve özgürlüklerine kavuşamamıştır. Üstelik toplumun engelliye bakışı ve yaklaşımı da değişmemiştir. Unutlmamalıdır ki, aynı engel bir gün bizlerinde başına gelebilir. Bu nedenle engelli sorunlarına karşı herkes duyarlı davranmalıdır.

Son Haberler

TÜRK’ÜN MEVCUDİYETİ 30 AĞUSTOS’LA TARİHE MÜHÜRLENDİ

Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı Talip Geylan’ın, 30 Ağustos Zafer Bayramı ile ilgili yaptığı basın...

GENEL BAŞKANIMIZDAN MHP GENEL BAŞKANI SAYIN DEVLET BAHÇELİ’YE ZİYARET

Genel Başkanımız Talip Geylan, 28.08.2024 tarihinde MHP Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli’yi ziyaret ederek, eğitimin ve eğitim çalışanlarının gündemine dair bilgilendirmelerde bulundu.

ÜCRETLİ KÖLELİK UYGULAMASINA SON VERİLMELİ!

Genel Başkanımız Talip Geylan, eğitim sisteminin en büyük sorunlarından birisinin ücretli öğretmenlik uygulaması olduğunu söyleyerek, "Korkarım ki, geçen yıl 80 bine ulaşmış olan ücretli öğretmen sayısı, bu öğretim yılında 100 binlere dayanacaktır."dedi.

ÖĞRETMENLERİMİZ NEDEN HALA GÖREVE BAŞLATILMADI?

Genel Başkanımız Talip Geylan, öğretmen atamalarının gecikmiş olmasını açılan davalara bağlamanın haksızlık olduğunu belirterek, “Danıştay’ın kararından hiçbir şekilde etkilenmeyecek şekilde 20 bin öğretmenimizi daha fazla bekletmeden öğrencileriyle buluşturmanın en makul yolu, mülakata giren tüm adaylara KPSS puanı ölçüsünde sözlü puanı vermektir.” dedi