EĞİTİM ÇALIŞANLARI SEFALET VE KADROLAŞMA GİRDABINDA

2007 yılını geride bırakmaya çok az bir zamanın kaldığı bu günlerde; eğitimin ve eğitim çalışanlarının ekonomik, sosyal, özlük ve mesleki sorunları giderek büyümekte ve içinden çıkılmaz bir girdaba dönüşmüştür.

Eğitim çalışanlarının en büyük sorunu; ekonomik sefalet ve siyasi kadrolaşma sorunudur. Nitekim 6 yıllık bu iktidar döneminde eğitim çalışanlarının kazanılmış bütün hakları yok sayılmış, hiçbir deneyimi ve tecrübesi olmayan ve hiçbir sınavı kazanamamış kişiler parti teşkilatları veya taşeron bir sendikanın isteği ile okul müdürü, okul müdür yardımcısı, il veya ilçe milli eğitim müdürü ve şube müdürü olarak atanmışlardır. Mahkemeler bu uygulamaların önemli bir kısmını bozmakla birlikte, Milli Eğitim Bakanı ısrarla ve inatla hak gaspını gerçekleştirmek için yoğun bir gayret içindedir.

Beri taraftan YÖK de, Milli Eğitim Bakanını aratmayacak uygulamalar içindedir. En çok oyu almış olsalar bile kendi siyasi tandanslarına uygun olmayan kişileri rektör adayı olarak Cumhurbaşkanına sunmamaktadır. Bazı üniversitelerdeki yolsuzluklar ve kadrolaşma ve hak gaspları örnekleriyle kamuoyuna taşınmış olsa da YÖK’ün kılı bile kıpırdamamıştır. Aynı şekilde Hükümet de işine geleni ile ilgilenmiş, diğerlerini görmemezlikten gelmiştir. Yıllardır üniversitelerin akademik ve idari özerkliğinden bahseden hükümet, bugün üniversitelerin idaresini öğretim üyelerini dışlayarak, işçi-işveren ve meslek odalarından oluşturmayı düşündükleri mütevelli heyetlerine devretmeyi düşünmektedir.

Yine yıllardır bazı üniversitelerde kadrolaşmayı tamamlamak için idari personelin görevde yükselme sınavı yapılamamaktadır. Birçok devlet kurumu banka promosyonlarını hak sahiplerine ödediği halde, iki üniversite dışında hiçbir üniversite buna yanaşmamakta ve çalışanların hakkı olan banka promosyonlarını gasp etmeye devam etmektedir.

Daha da vahimi ülkemizde yıllardır öğretmenler ve üniversite akademik personeli yoksulluk sınırının altında, Üniversite ve Milli Eğitimdeki idari personel de açlık sınırının altında maaş almaya devam etmektedir.

2007 Ekim ayı sonu itibariyle ülkemizde 4 kişilik bir ailenin Yoksulluk Sınırı (Asgari Geçim Haddi) 2325 YTL, tek kişinin açlık sınırı da 885 YTL’dir.

Buna karşılık eğitim çalışanlarının aldığı maaş da kalem kalem şöyledir:

9/1’deki Öğretmen 930 YTL

7/1’deki Öğretmen 942 YTL

5/1’deki Öğretmen- Müdür Yardımcısı 943 YTL

4/3’deki Öğretmen (evli, 2 çocuklu) 1041 YTL

3/3’deki Öğretmen (evli, 1 çocuklu) 1103 YTL

1/4’deki Öğretmen (evli 2, çocuklu) 1116 YTL

1/4’deki Okul Müdürü 1092 YTL

2/2’deki Okul Müdür Yardımcısı 1021 YTL

1/4’deki Okul Müdür Yardımcısı (evli, 2 çocuklu) 1121 YTL

5/2’deki Araştırma Görevlisi 1084 YTL

5/4’deki Araştırma Görevlisi 1116 YTL

1/2’deki Öğretim Görevlisi ( evli, 1 çocuklu) 1191 YTL

1/4 ‘deki Öğretim Görevlisi ( 25 yıldan fazla hizmeti var) 1255 YTL

3/8’deki Yardımcı Doçent ( 3/8’den ileriye gidemiyor) 1307 YTL

2/3’deki Doçent 1443 YTL

1/4’deki Doçent ( 380 YTL’ lik görev tazminatı ile birlikte) 1866 YTL

1/4’deki Profesör ( 556 YTL’ lik görev tazminatı ile birlikte) 2299 YTL

1/4’deki kıdemli Profesör( 720 YTL’ lik görev tazminatı ile birlikte) 2731 YTL

4/3’deki 15 yıllık Memur (bekâr) 687 YTL

8/1’deki 15 yıllık Kaloriferci ( aile ve çocuk yardımı ile birlikte) 740 YTL

1/1’deki 22 yıllık Memur 875 YTL

6/1’deki Hizmetli ( aile ve çocuk yardımı ile birlikte ) 771 YTL

4/3’deki Teknisyen ( çocuk yardımıyla birlikte) 871 YTL.

Hükümet enflasyonun düştüğünü, ekonominin büyüdüğünü ve milli gelirin hızla arttığını iftiharla beyan ederken; büyümeden elde edilenlerin paylaşımına gelince, eğitim çalışanlarını kale almamakta ve bu kesimi yok saymaktadır.

Yıllardır ücret dengesizliğini gidereceğini ifade eden hükümet 6 yıldan beri bununla ilgili somut adım atmamakta, aksine bu dengesizliği durmadan kendisi büyütmektedir. Nitekim Milli Eğitim ve Üniversiteler dışında kamuda çalışan memurlar ek ödenek ( döner sermaye-görev tazminatı) alırken eğitim çalışanları yalnız sefalet düzeyindeki maaşlarıyla geçimlerini sağlamak zorunda bırakılmışlardır. Bu nedenle Milli Eğitim ve Üniversitelerde çalışan memurlar, ek ödeme alan Maliye ve Sağlık Bakanlığı, İş-Kur ve Belediyeler gibi kurumlara geçiş yapmak için yoğun bir talep içindedirler. MEB ve Üniversitelerde çalışan bir şoför 780 YTL alırken, İş-Kur’da 1052 YTL, Maliye Bakanlığında 984 YTL maaş almaktadır. Ek ödemelerle birlikte aradaki fark daha da büyümektedir.

Ülkemizdeki eğitim çalışanları, OECD ( Ekonomik ve Kalkınma İşbirliği Teşkilatı) üyesi ülkelerdeki meslektaşlarıyla mukayese edildiğinde, onlardan daha fazla çalışmakta, daha çok öğrenci okutmakta, ancak onlardan 3 ile 10 kat daha az maaş almaktadır ( Bk. OECD bir bakışta eğitim 2007 Raporu, s.382, 396, 411).

6 yıldan beri, eğitim çalışanlarına grev ve toplu sözleşmeli sendikal haklar vereceğini ve teşkilatlanmanın önündeki engelleri kaldıracağını söyleyen hükümet bugüne kadar bu konuda hiçbir şey yapmamış, aksine ülkemizi bölmek isteyen bölücülerin önünü açmak için demokrasi açılımı adıyla Yeni Anayasa paketleri için topyekûn seferber olmuş bulunmaktadır.

İstanbul ilindeki eğitim çalışanlarının durumunu ortaya koyan “Eğitim Çalışanlarının Sosyo-Ekonomik Durumuna Yönelik Nicel Bir Araştırma: İstanbul Örneği “anket çalışmamızın bir bölümü daha önce kamuoyuyla paylaşılmıştır. Bu ankete 288 bayan ve 952 erkek olmak üzere 1240 eğitim çalışanı katılmıştır. Bunların bir bölümü milli eğitim çalışanı ve bir bölümü de üniversitede çalışanıdır. Anket sorularımıza Milli Eğitimdeki Memur, Öğretmen, Okul Müdürü ve Yardımcıları ile Üniversitelerdeki İdari Personel, Araştırma Görevlileri, Öğretim Görevlileri, Yardımcı Doçent, Doçent ve Profesörler cevap vermiştir.

Anketin ilk bölümümün çarpıcı özet sonuçları şöyledir:

· Eğitim çalışanlarının %37’si ortalama 4 ilâ 5 kişiden oluşan ailelerini evlerine giren tek maaşla geçindirmek durumundadırlar.

· Ancak, mesleklerini yapmaları karşılığında ellerine geçen ücretleri sefalet düzeyindedir. Çünkü genel olarak % 90.5’i Yoksulluk Sınırı’nın ve en alt kesim olan %11.5’lik dilim ise, Açlık Sınırı’nın altında ücret almaktadır.

· Eğitim çalışanları mülkiyet açısından da kötü vazıyettedirler. Sadece %33.1’inin kendisine ait aracı ve sadece %39’unun kendi evi vardır.

· Büyük kısmı 4 ilâ 5 kişiden oluşan eğitim çalışanlarının ailelerinin yine büyük kısmı ayda 250 YTL ile 300 YTL arasında değişen bir miktarda gıda harcaması yapmakta, yaklaşık %40’ı öğle yemeği yememekte veya evinden getirdiği yiyeceklerle öğle yemeği ihtiyacını gidermektedir ve bu da “kronik yetersiz beslenme” doğurmaktadır.

· Meslekleri “eğitim” olan bu iş kolu çalışanlarının aylık “eğitim” harcamaları çok azdır ve onun da büyük kısmını çocuklarına yaptıkları eğitim giderleri oluşturmaktadır.

· Aynı şekilde, mesleği gereği her gün muntazam bir kıyafetle işe gitmek zorunda olan eğitim çalışanlarının elbise ve ayakkabı gibi kalemlerdeki harcamaları da ihtiyaç düzeylerinin altındadır.

· %78.4’ünün banka kredisi ya da kredi kartı borcu bulunmaktadır.

· %34’ü geçimini sağlamak için ek iş yapmaktadır.

· %75 gibi çok büyük bir kesimi, “eğitim çalışanlarının toplum nazarındaki itibarı için ne düşünüyorsunuz” sorusuna olumsuz cevap vermekte, mesleklerinin eskisi gibi saygı görmediğini düşündüklerini beyan etmektedirler.

Anket çalışmamızın ikinci kısmına gelince; bu çok sağlıklı bilimsel veriler şöyledir:

· Eğitim çalışanlarının % 26.5’i çocuklarına günlük harçlık verememektedir. Günlük

1YTL harçlık verenlerin oranı ise % 28.7’dir.

· Eğitim çalışanlarının % 52.9’u günlük gazete alabilirken % 46.8’i alamamakta, bunun sebebi olarak ta % 17.4’ü ekonomik koşulları göstermektedir.

· Abone olduğunuz bir dergi var mı? sorusuna ankete katılıp cevap verenlerin % 63.9’u herhangi bir dergiye abone olmadıklarını, % 32’i ise bir dergiye abone olduklarını ifade etmişlerdir. Dergi alamama sebebi olarak ta % 35.2’si ekonomik koşulları göstermiştir.

· Eğitim çalışanların % 90.3’ü çalıştıkları kurumların sosyal tesislerinden yeterince faydalanamadıklarını, % 8.7’si ise faydalanabildiklerini belirtmektedirler. Bu bulgular incelendiğinde, fiyatların makul oranda olmaması sebebiyle sosyal tesislerinden faydalanamıyorum diyen eğitim çalışanların oranı % 51.6’dır. % 26 ise sosyal tesislerden daha çok kurum dışından gelenlerin faydalandığını düşünmektedir.

· Kendi alanı ile ilgili yayınları takip eden eğitim çalışanlarının oranı % 36.5’tir. Kısmen takip edebilenlerin oranı ise % 49.7’dir. Çalışanların % 23.2’si alanı ile ilgili yayınları takip edememenin nedeni olarak içinde bulundukları ekonomik koşulları göstermektedir.

· Eğitim çalışanlarının % 75.5’inin evinde bilgisayar varken; % 64.2’sinin internet bağlantısı bulunmamaktadır. İnternet bağlantısı olmamasının sebebini, % 35.2’si ekonomik şartların elverişsizliği olarak açıklamaktadır.

· Kültürel etkinliklere ( sinema, tiyatro, konser, sergi v.b.) ne sıklıkla katıldıkları sorusuna; % 26.8’i ayda bir, % 24.8’i ise hiç katılamadıkları şeklinde cevap vermiştir.

· Eğitim çalışanlarına aileleri ile birlikte her yıl düzenli olarak tatil yapıp yapmadıkları sorulmuş; büyük bir çoğunluğu (%71.3) tatil yapamadıklarını, yapabilenlerin oranı ise % 27.1’de kalmıştır.

· Çalıştıkları kurumların çalışma koşullarından memnun olanların oranı % 26.8, kısmen memnun olanların % 50 iken, memnun olanların oranı da % 23.2’dir.

· Daha fazla ücret getiren iş bulsanız istifa etmeyi düşünür müsünüz? sorusuna % 63.3’ü hayır cevabını vermiştir. Bu sonuç eğitim çalışanlarının mesleklerine ne kadar bağlı olduklarını ve ne kadar büyük fedakârlıklar gösterdiklerinin en belirgin delilidir.

· Eğitim çalışanlarının % 36.1 aldıkları ücretin geçimlerini sağlamak için hiçbir şekilde yeterli olmadığını, % 51.6 sı kısmen yeterli olduğunu beyan etmiştir.

· Ankete katılanların % 58.7’si uygulanan ekonomik politikaların başarısız olacağını, % 27.4’ü kısmen başarılı olacağını düşünmektedir.

· Eğitimin bugünkü durumuna bakarak Türkiye’nin geleceği için ne düşünüyorsunuz sorusuna hiçbir şey değişmeyecek diyenlerin oranı % 44.5, iyimser olanların oranı % 23.2’i iken, kötümser olanların oranı % 31’dir.

· Eğitim çalışanlarının % 56.8’i Türkiyede uygulanan eğitim sisteminin Türk kimliğine uygun olmadığını düşünmektedir. Kısmen uygun olduğunu düşünenlerin oranı ise % 33’dür.

· Ankete katılan eğitim çalışanlarının % 56.8’i kendi yöneticilerinin ideolojik sebeplerden dolayı atandığını düşünmektedir.

· Eğitim çalışanlarının % 49’u MEB’e ve Üniversitelere eleman alınırken adil davranılmadığını düşünmektedir.

· Eğitim çalışanlarının yarıdan fazlası (% 51.9’u) kaliteli eğitim için ekonomik şartların iyileştirilmesi gerektiğini öncelikli koşul olarak görmektedir.

Başka söze gerek var mı?.. “Anlayana sivrisinek saz, anlamayana davul zurna az” .

Eğitim Çalışanlarının Sosyo – Ekonomik Durumuna Yönelik Nicel Bir Araştırma: İstanbul Örneği-I

Tablo I: Örneklemin Genel Özellikleri

Cinsiyet

f

%

Bayan

288

23.2

Erkek

952

76.8

Toplam

1240

100.0

Medeni Hal

Evli

1001

80.6

Bekâr

239

19.4

Toplam

1240

100.0

Görev veya Unvan

Araş. Gör.

172

13.8

Doç. Dr.

44

3.5

Yrd. Doç. Dr.

164

13.2

Öğr. Gör.

68

5.5

Prof. Dr.

92

7.4

Hizmetli

64

5.2

Memur

192

15.5

Öğretmen

240

19.5

Müdür Yrd.

20

1.6

Okul Müdürü

136

11.0

Müfettiş

48

3.8

Toplam

1240

100.0

Çalışma Yılı

0-5 yıl

84

6,8

6- 10 yıl

316

25,5

11-15 yıl

216

17,4

16-20 yıl

188

15,2

21-25 yıl

172

13,9

26 ve üstü

232

18,7

Boş

32

2,6

Toplam

1240

100,0

Tablo I’de verilen verilere göre, araştırmanın örneklemine dahil edilen deneklerin %23.2’sini bayanlar, %76.8’ini ise erkekler oluşturmaktadır. Yine örneklemin %80.6’sı evli %19.4 bekârdır. % 19.5’lik oranla memurlar örneklemin çoğunluğunu oluştururken, kıdem olarak da 26 yıl ve üstü çalışanlar %18.7’lik oranla nicelik olarak ilk sırada yer almaktadırlar.

Tablo2:

Eşiniz Çalışıyor mu?

f

%

Evet

628

63

Hayır

373

37

Toplam

1001

100.0

Tablo 2’de verilen verilere göre araştırma örneklemine alınan deneklerden evli olanların %63’ünün eşleri çalışırken %37’sinin eşleri çalışmamaktadır. Bu sonuca göre eğitim çalışanlarının %37’si tek maaşla geçimlerini sağlamak zorundadır.

Tablo: 3

Kaç çocuğunuz var?

f

%

Bir

99

10.1

İki

404

40.1

Üç

355

35.5

Dört

64

6.4

Beş

Altı ve Üstü

20

2.0

Yok

59

6.0

Toplam

1001

100,0

Tablo 3’de verilen verilere göre eğitim çalışanları genel olarak iki (%40.1) ve üç (% 35.5) çocuğa sahiptirler.

Tablo 4

Herhangi bir sendikaya üye misiniz?

f

%

Evet

848

68,4

Hayır

348

28,1

Boş

44

3,5

Toplam

1240

100,0

Tablo 4’de verilen verilere göre eğitim çalışanlarının sendikalılaşma oranı % 68’dir. Bu sonuca göre % 30’un üstünde bir oranla ankete katılan eğitim çalışanları sendikalılaşmamıştır.

Tablo: 5

Şahsi aracınız var mı?

f

%

Evet

408

33.1

Hayır

832

66.9

Toplam

1240

100,0

Tablo 5’de verilen bilgilere göre eğitim çalışanlarının sadece %33.1’inin kendine ait aracı vardır. %66.9’unun kendine ait aracı yoktur.

Tablo: 6

Aylık geliriniz ne kadar?

f

%

0-750 YTL

143

11.5

751- 1000 YTL

259

21.0

1001-1250 YTL

331

26,9

1251-1500 YTL

199

16.1

1501- 2000 YTL

139

11,1

2001-2500 YTL

99

7,9

2501 YTL ve üstü

70

5,5

Toplam

1240

100,0

Tablo 6’da verilen bilgiler incelendiği zaman eğitim çalışanlarının yaklaşık %33’ü ayda 1000 YTL’den az kazanmaktadır. Ayrıca genel olarak eğitim çalışanları bir ayda 751 YTL ile 1250 YTL arasında değişen oranda kazanmaktadırlar. Bu iki rakam arasında kazanan eğitim çalışanlarının oranı%48’dir.

Tablo: 7

İkamet ettiğiniz evin mülkiyeti kime ait?

f

%

Kendi evim

488

39.4

Kira

712

57.4

Lojman

40

3.2

Toplam

1250

100,0

Tablo 7’de verilen bilgiler incelendiğinde eğitim çalışanlarının sadece %39’unun kendi evi vardır. %47.8’i ise kiracı konumundadır. Lojmanda kalanların oranı ise sadece %3.2’dir.

Tablo: 8

Aylık kira gideriniz ne kadar?

f

%

300 YTL

28

2.3

350 YTL

8

0.6

400 YTL

68

5.5

450 YTL

184

14.8

500 YTL

60

4.8

550 YTL

600 YTL

528

42.6

650 YTL

272

21.9

700 YTL ve Üstü

28

2.3

Boş

64

5.2

Toplam

1240

100,0

Tablo 8’de verilen bilgiler incelendiği zaman kiracı konumundaki eğitim çalışanları 500 YTL ile 600 YTL arasında değişen miktarda ev kirası ödemektedirler. Bu miktar onların maaşlarının yaklaşık %50-60’ına denk düşmektedir. Araştırma İstanbul il sınırları içinde yapıldığı için İstanbul’da yaşayan bir eğitim çalışanı maaşının %50-60’ını ev kirasına verip geri kalan kısmı ile bir aylık geçimini sağlamak zorundadır.

Tablo: 9

Aylık gıda gideriniz ne kadar?

f

%

200 YTL

72

5,8

250 YTL

168

13,5

300 YTL

108

8,7

350 YTL

56

4,5

400 YTL

116

9,4

450 YTL

52

4,2

500 YTL

124

10,0

550 YTL

80

6,5

600 YTL

148

11,9

650 YTL

56

4,5

700 YTL

84

6,8

750 YTL

56

4,5

800 YTL

60

4,8

Cevap vermeyen

60

4.8

Toplam

1240

100,0

Tablo 9’da verilen bilgiler incelendiği zaman eğitim çalışanları genel olarak bir ayda 250 YTL ile 300 YTL arasında değişen bir miktara gıda harcaması yapmaktadırlar. Bu oran ise onların maaşlarının yaklaşık %25-30’una denk gelmektedir.

Tablo: 10

Aylık temizlik gideriniz ne kadar?

f

%

200 YTL

688

55,5

250 YTL

240

19,4

300 YTL

92

7,4

350 YTL

12

1,0

400 YTL

36

2,9

450 YTL

8

,6

500 YTL

28

2,3

550 YTL

12

1,0

600 YTL

48

3,9

650 YTL

12

1,0

Cevap vermeyen

64

5.2

Toplam

1240

100,0

Tablo 10’da verilen bilgilere göre eğitim çalışanları bir ayda yaklaşık 200 YTL ile 250 YTL arasında değişen bir oranda temizlik harcaması yapmaktadırlar. Bu miktar onların maaşlarının yaklaşık %20-25’ine denk gelmektedir.

Tablo: 11

Aylık Eğitim gideriniz ne kadar?

f

%

100 YTL

184

14,8

150 YTL

60

4,8

200 YTL

276

22,4

250 YTL

228

19,4

300 YTL

108

8,7

350 YTL

24

1.9

400 YTL

76

6,1

450 YTL

44

3,5

500 YTL ve üstü

120

9.7

Cevap vermeyen

120

9.7

Toplam

1240

100,0

Tablo 11’de verilen bilgiler incelendiği zaman eğitim çalışanlarının kendilerine ya da çocuklarına yaptıkları eğitim harcaması yaklaşık olarak 200 ile 250 YTL arasında değişen bir oranda masraf etmektedirler. Bu miktar onların maaşlarının yaklaşık olarak %20-25’ine denk gelmektedir.

Tablo: 12

Aylık yakıt (ev ısıtma) gideriniz ne kadar?

f

%

100 YTL

492

39,7

150 YTL

352

28,4

200 YTL

212

17,1

250 YTL

172

13,9

300 YTL

Cevap vermeyen

12

,9

Toplam

1240

100,0

Tablo 12’de verilen bilgilere göre eğitim çalışanları genel olarak 100 YTL ile 150 YTL arasında değişen bir oranda aylık yakıt (ev ısıtma, kapıcı vb.) harcaması yapmaktadırlar. Bu oran ise onların maaşlarının yaklaşık %10-15’ine tekabül etmektedir.

Tablo 8, 9, 10, 11, ve 12’de eğitim çalışanlarının kira, gıda, temizlik, eğitim, yakıta yaptıkları zorunlu harcamalar verilmiştir. Bu verilere göre eğitim çalışanları maaşlarının %50-60’ına tekabül eden bir oranda kira ödemesi, %25-30’una denk düşen bir oranda gıda harcaması, %20-25’ine denk düşen bir oranda temizlik harcaması, %20-25’ine denk düşen bir oranda eğitim harcaması, %10-15’ine denk düşen bir oranda yakıt harcaması yapmaktadırlar. Bu zorunlu yapılan harcamalar toplandığı zaman eğitim çalışanlarının bir aylık bütçeleri zorunlu olarak %25 ile %30 arasında değişen bir oranda açık vermektedir. Bu ise aylık bazda 250 YTL ile 300 YTL arasında değişen bir miktara tekabül ederken yıllık baza ise 3000 YTL ile 3600 YTL arasında değişen bir miktara tekabül etmektedir. Bu araştırmada Tablo 15 ‘de ele alınan verilerden de görüldüğü gibi eğitim çalışanları bu açığı borçlanarak kapatmaktadırlar. Ayrıca bu hesaplamaya kılık kıyafet için yapılan harcamalar eklenmemiştir.

Tablo: 13

Kendinize hangi sıklıkta takım elbise alabilmektesiniz?

f

%

Her yıl bir tane

328

26,5

Yılda iki

148

11,9

İki yılda bir

444

35,8

Üç yılda bir

280

22,6

Her yıl üç tane

24

1,9

Cevap vermeyen

16

1.3

Toplam

1240

100,0

Tablo 13’de verilen bilgilere göre eğitim çalışanlarının sadece %1.3’ü yılda kendine üç tane takım elbise alabilmektedir. Tablo 13’de verilen verilere göre eğitim çalışanlarının % 35.8’i kendilerine iki yılda bir takım elbise alabilmektedirler. Yine aynı verilere göre eğitim çalışanlarının büyük çoğunluğu ya iki yılda bir takım elbise ya da üç yılda bir takım elbise almaktadırlar.

Tablo: 14

Kendinize hangi sıklıkta bir çift ayakkabı alabilmektesiniz?

f

%

Her yıl bir çift

528

42,6

Yılda iki çift

228

18,4

İki yılda bir çift

300

24,2

Üç yılda bir çift

108

8,7

Her ay bir tane

20

1,6

Her yıl üç tane

56

4,5

Toplam

1240

100,0

Tablo 14’de verilen bilgilere göre eğitim çalışanlarının %42.6’sı yılda bir çift ayakkabı alırken, %18. 4’ü iki, %24.2’si iki yılda bir, bir çift ayakkabı almaktadır/alabilmektedir.

Tablo: 15

Kredi kartı ya da banka kredisi borcunuz var mı?

f

%

Evet

972

78.4

Hayır

268

21.6

Toplam

1240

100.0

Tablo 15’de verilen bilgiler incelendiği zaman eğitim çalışanlarının %78.4’ünün banka kredisi ya da kredi kartı borcu bulunmaktadır. Bunun anlamı ise her beş eğitim çalışanın yaklaşık dördü yaşamını borçlanarak sürdürmek zorunda olduğudur.

Tablo: 16

İş günlerinde öğle yemeğini nereden ve nasıl yemektesiniz?

f

%

Kurum yemek hanesinden ücretli

504

40,6

Kurum yemek hanesinden ücretsiz

60

4,8

Evden getiriyorum

280

22,6

Öğle yemeği yemiyorum

208

16,8

Lokanta vb. yerlerden yiyorum

188

15,2

Toplam

1240

100.0

Tablo 16’ya göre eğitim çalışanlarının %16.8’i maddi imkansızlıktan dolayı öğle yemeği yemezken, %22.6 evden getirdiği yiyeceklerle öğle yemeği ihtiyacını gidermektedir.

Tablo 17

Geçiminizi sağlamak için ek iş yapıyor musunuz?

f

%

Evet

428

34.5

Hayır

812

65.5

Toplam

1240

100.0

Tablo 17’de verilen bilgilere göre eğitim çalışanlarının %34’ü geçimini sağlamak için ek iş yapmaktadır. Bunun da anlamı eğitim çalışanlarının %34’ü zorunlu olarak mesaisinin yarısını gerçek işinin dışında kullanmaktadır.

Tablo: 18

Eğitim çalışanlarının toplum nazarındaki itibarı için ne düşünüyorsunuz?

f

%

Oldukça iyi

148

11.9

Her geçen gün artmakta

104

8.4

Her geçen gün azalmakta

936

75.5

Cevap vermeyen

52

4.2

Toplam

1240

100.0

Tablo 18’de verilen bilgiler incelendiği zaman eğitim çalışanları kendi itibarlarının toplum nazarında her geçen gün azaldığını düşünmektedirler. Ki bu oran %75.5’dir. Bunun anlamı Atatürk zamanında Yeni Türk Devleti’nin model insanı olarak görülen eğitim çalışanları artık topluma model olma konumundan oldukça uzaklaştığıdır. Çünkü Tablo 18’deki verilere göre eğitim çalışanları kedilerinin toplum nazarında itibarlarının istenilen seviyede olmadığını ya da itibarlarının her geçen gün azaldığını düşünmektedir. Bu konumda olan bir meslek grubunun temsilcilerini de toplumun model alması oldukça zordur.

Eğitim Çalışanlarının Sosyo – Ekonomik Durumuna Yönelik Nicel Bir Araştırma: İstanbul Örneği-II

Tablo: 1

Çocuğunuza günlük harçlık verme durumunuz nedir?

f

%

Veremiyorum

328

26,5

25 Ykr

44

3.5

50 Ykr

32

2,6

1 Ytl

356

28,7

2 Ytl

88

7,1

5 Ytl

120

9,7

Boş

272

21.9

Toplam

1240

100,0

Tablo 1’de verilen bilgiler incelendiği zaman eğitim çalışanlarının %26.5’i çocuklarına günlük harçlık verememektedirler. Günlük 1 Ytl harçlık verenlerin oranı ise %28.7’dir.

Tablo 2:

Günlük bir gazete alıyor musunuz?

f

%

Evet

656

52,9

Hayır

580

46,8

Boş

4

,3

Toplam

1240

100,0

Tablo 2’de verilen bulgulara göre eğitim çalışanlarının %52.9’u günlük gazete alırken %46.8’i günlük gazete alamamaktadır.

Tablo 3:

Gazete alamama/almama sebebiniz nedir?

f

%

Ekonomik sebep

216

17,4

Verilen haberlere inanmıyorum

280

22,6

Gazete okuma alışkanlığım yok

36

2,9

Diğer

208

16,8

Boş

500

40,3

Toplam

1240

100,0

Tablo 3’te verilen bulgulara göre eğitim çalışanlarının %22.6’sı günlük gazetelerde verilen haberlere güvenmedikleri için gazete almamaktadırlar. %17.4’ü ise ekonomik koşullarından dolayı gazete alamamaktadırlar.

Tablo 4:

Abone olduğunuz bir dergi var mı?

f

%

Evet

400

32,3

Hayır

792

63,9

Boş

48

3,9

Toplam

1240

100,0

Tablo 4’teki verilere gore eğitim çalışanlarının %63.9’u herhangi bir dergiye abone değilirler. %32’si ise bir dergiye obone olup sürekli okumaktadırlar.

Tablo 5:

Dergi alamama/almama sebebiniz?

f

%

Ekonomik sebep

436

35,2

İlgimi çekmiyor

244

19,7

Dergi okuma alışkanlığım yok

40

3,2

Diğer

92

7,4

Boş

428

34,5

Toplam

1240

100,0

Tablo 5’te verilen bulgulara göre eğitim çalışanlarının %35.2’si ekonomik koşulları sebebiyle herhangi bir dergiye abone olmamaktadırlar. İlgimi çekmediği için abone olmuyorum diyenlerin oranı ise ^%19.7’dir.

Tablo 6:

Kurumunuzun sosyal tesislerinden yeterince faydalanabiliyor musunuz ?

f

%

Evet

108

8,7

Hayır

1120

90,3

Boş

12

1,0

Toplam

1240

100,0

Tablo 6’da verilen bulgulara göre eğitim çalışanlarının sadece %8.7’si çalıştıkları kurumların sosyal tesislerinden yeterince faydalanabilmektedirler. %90.3’ü ise sosyal tesislerden yeterince faydalanamamaktadır.

Tablo 7:

Kurumunuzun sosyal tesislerinden yeterince faydalanamama sebebiniz?

f

%

Fiyatların makul olmaması

640

51,6

Daha çok kurum dışından gelenlere hizmet vermesi

324

26,1

Aile ile gitmeye uygu olmaması

152

12,3

Boş

124

10,0

Toplam

1240

100,0

Tablo 7’e verilen bulgular incelendiği zaman fiyatların makul oranda olmaması sebebiyle sosyal tesislerden faydalanamıyorum diyen eğitim çalışanlarının oranı %51.6’dır. %26’sı ise sosyal tesilerden daha fazla kurum dışından gelen kişilerin faydalandığını düşünmektedirler.

Tablo 8:

Alanınızla ilgili yayınları takip ediyor musunuz?

f

%

Evet

452

36,5

Kısmen

616

49,7

Hayır

156

12,6

Boş

16

1,2

Toplam

1240

100,0

Kendi çalıştığı alan ile ilgili yayınları takip eden eğitim çalışanlarının oranı %36.5’tir. kısmen takip edebilenlerin oranı ise %49’7’dir.

Tablo 9:

Alanınızla ilgili yayınları takip etmeme/edememe sebebiniz nedir??

f

%

Ekonomik sebep

288

23,2

&nb

Son Haberler

ARALIK AYI E-BÜLTENİ YAYINDA

Aralık ayı bültenimizi yayımladık! Sendikamızın güncel faaliyetlerini, eğitim dünyasındaki gelişmeleri ve üyelerimize yönelik çalışmalarımızı...

BÖLGE İDARE MAHKEMESİNDEN ARTIRIMLI EK DERS ÜCRETİ İLE İLGİLİ OLUMLU KARARLAR

Bilindiği üzere, toplu sözleşmelerde Milli Eğitim Bakanlığına bağlı örgün ve yaygın eğitim kurumlarında görev...

AİLE BİRLİĞİ SAĞLANSIN!

Bilindiği gibi Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı okul/kurumlarda norm kadro fazlası olan öğretmenlerin atamalarına yönelik...

GÖNLÜMDEKİ TÜRK ASRI ŞİİR YARIŞMASI SONUÇLANDI

Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulması sürecinde fikir ve eserleri ile büyük emeği olan Türk şiirinin önemli ismi Mehmet Emin Yurdakul’un vefatının 80. Yıl dönümü anısına düzenlediğimiz “Gönlümdeki Türk Asrı” şiir yarışması sonuçlandı.