13 yıla yakın sendikamızın Bartın şube başkanlığını yaptıktan sonra Genel Merkezimizin 3.Olağan Genel Kurulunda Genel Eğitim ve Sosyal İşler Sekreterliği’ne seçildim.
Klasik bir söz vardır ya: “Dinlenmemek üzere yola çıkanlar, yorulmazlar.” İşte bu duygularla kesintiye uğramadan, hizmetinde bulunmaktan şeref duyduğumuz milletimiz ve meslektaşlarımız için gece gündüz çalışmaya devam edeceğiz.
Değerli Eğitim Çalışanları;
Eğitim çalışanlarının bir ve bütün olduğunu her defasında tekrarlıyoruz. Örgütlü olmanın gerekliliğini usanmadan yılmadan anlatıyoruz. Mücadelenin kesintisiz ve sürekli olmasından bahsediyoruz. Çünkü biliyoruz ki, "Taşı delen suyun kuvveti değil; damlaların sürekliliğidir.”
Türkiye’de malum sivil toplum örgütleri vardır. Üye sayıları az ama paraları fazladır! Paranın gücünü kullanarak, hükümetler kurup, hükümetler yıkmaya teşebbüs ederler. Toplum mühendisliği yapıp, kamuoyunu kendi öngörüleri ve menfaatleri doğrultusunda yönlendirmeye çalışırlar. Çoğu zaman başarılı da olurlar.
Biz, kamu çalışanlarının durumuna baktığımızda ise; büyük bir kesimimiz yoksulluk ve açlık sınırının altında! Ekonomik olarak güçlü değiliz ama sayısal olarak çok fazlayız. Bu sayısal fazlalığımızı, problemlerimizin çözümünde avantaja dönüştürebiliriz. Gücümüzün kaynağı birliğimiz beraberliğimiz olmalıdır Bizim gücümüzü kullanacağımız yer, sendikamızdır. Ne zaman ki üye sayılarını çok yüksek oranlara çıkarırız; o zaman çözüm noktasında ciddi bir aşama kaydetmiş oluruz.
Bu birlik için çok gerekçemiz var. Ama yine de ilham alacaksak Peygamber efendimizin “Birlikte rahmet, ayrılıkta azap vardır.” hadisi, İstiklal Marşı şairimiz Mehmet Akif Ersoy’un;
“Girmese tefrika bir millete düşman giremez
Toplu vurursa yürekler onu top sindiremez” dizeleri yeter de artar bile…
Eve gittiğinizde, çocuklarınızın gözündeki ışıltıyı gördüğünüzde, onlara mutlu ve huzurlu bir gelecek bırakmak için bir şeyler yapma zorunluluğunu hissetmiyor musunuz?
Bu ülkenin geleceği için,
Bu milletin geleceği için,
Çocuklarının geleceği için, kaygı duyan her çalışan; üyeleri ve çalışanlar adına bu güne kadar hiçbir mücadeleden kaçmamış, gözünü budaktan esirgememiş ve “Türkiye’nin sendikası” olmayı başarmış” Türk Eğitim-Sen “çatısı altında toplanmayı kendisine vazife etmelidir.
Türk Eğitim-Sen olarak biz, bütün ayak oyunları ve engellemelere aldırmadan, boyun eğmeden ,yorulmadan, durmadan, hak bildiğimiz yolda yürümeye devam edeceğiz.
Ne mutlu bizimle yol arkadaşlığı yapabilenlere…