Kamuoyunda torba yasa olarak bilinen 478 Sayılı Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, TBMM Genel Kurulu’nda 12 Temmuz 2013 günü kabul edildi. Kanuna göre, 25 Haziran 2013 tarihi itibariyle; 657 sayılı Kanun’un 4. maddesinin B fıkrası; il özel idaresi, belediye ve bağlı kuruluşları ile mahalli idare birliklerinde Belediye Kanunu’nun 49. Maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca çalışmakta olan personel memur kadrosuna atanacak. Ayrıca, Sağlık Bakanlığı, Atatürk Dil Tarih Yüksek Kurumu, MGK Genel Sekreterliği, TOKİ, Başbakanlık, Savunma Sanayii Müsteşarlığı, Spor Genel Müdürlüğü, Hazine Müsteşarlığı, Türkiye Adalet Akademisi, Türk Patent Enstitüsü, Gelir İdaresi Başkanlığı, Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü, SGK, Kamu Düzeni ve Müsteşarlığı, TRT, Yurt Dışı Türkler ve Akraba Toplulukları Başkanlığı, Türkiye Yazma Eserler Kurumu Başkanlığı, ÖSYM, GAP İdaresi Başkanlığı, Doğu Anadolu, Doğu Karadeniz ve Konya Ovası Projesi bölge kalkınma idari başkanlıkları, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Türk İş Birliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı, Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun kapsamında çalışanlar ile kamu kurum ve kuruluşlarının merkez teşkilatlarının büyük ölçekli bilgi işlem birimlerinde, bilişim hizmetlerini yürütenler de kadroya alınacak. Madde 100 bin sözleşmeli personeli kapsıyor.
Bu kadar geniş kapsamlı tutulan ve neredeyse kamuda 25 Haziran 2013 tarihi itibarıyla sözleşmeli statüde çalışan personelin tamamını kadroya geçiren düzenlemede 4/c statüsünde çalışanlar, tüm ısrarlarımıza ve mücadelemize rağmen kapsam dışında bırakıldı.
4/c statüsü, çalışma esasları itibarıyla, hiçbir İLO normuna uymayan ve bu statüde çalışanlara reva görülen ücret yönüyle de hiçbir vicdan sahibinin kabul edemeyeceği bir çalışma şeklidir. Bu şekilde çalışanlara, her yıl yeniden sözleşme imzalayarak ,adeta amirlerinin iki dudağı arasında bir gelecek öngörmektedir. İş güvencesinden tamamen yoksun bulunan 4/c ‘liler, yürütmüş olduğumuz mücadele ile haklarında sağlanan gelişmelere rağmen, hala yetersiz ve kabul edilemez şartlarda görev yapmaktadır. İş güvencesinden yoksun bulunan ve vahşi kapitalizmin dişlileri arasında her geçen gün daha fazla ezilen 4/c’ lilere , kurumlarını haraç mezat satarak bu çalışma sistemini reva gören, AKP iktidarıdır. Tekel işçilerinin önderliğinde verdikleri ve bizim de Türkiye Kamu Sen olarak sonuna kadar desteklediğimiz mücadeleye rağmen AKP iktidarı vahşice yöntemleri de kullanarak bu çalışanları işlerinden etti. Onları isteklerinin dışında çeşitli kamu kuruluşlarında 4/c diye tabir edilen kısmi zamanlı çalışan statüsüyle istihdam ederek adeta bir kuyuya attı.
Biz Türkiye Kamu Sen ve Türk Eğitim Sen olarak iş güvencesi bulunmayan tüm istihdam şekillerine karşı çıktık. İş güvencesi bulunmayan tüm çalışanların kadroya geçirilmesini her platformda ve sürekli talep ettik. İş güvencesinin bizim için, olmazsa olmaz, olduğunu, kırmızı çizgi olduğunu hep vurguladık. İş güvencesinden yoksun istihdam modelleri olan 4/b ve 4/c nin kaldırılması için pek çok eylem ve etkinlik ortaya koyduk .Bu mücadelemiz sayesinde başta 4/b li öğretmenler olmak üzere çok sayıda sözleşmeli personel kadroya geçirildi.4/c liler için düzenlediğimiz eylemlerde ve gerçekleştirdiğimiz Çalıştay’da 4/c nin bir insanlık ayıbı olduğunu vurguladık. Bu insanlık ayıbına derhal son verilmesini,4/c lilere kadro verilmesini istedik.4/c lilerin yaşadıkları sorunların neredeyse tamamının kadro verilmesiyle çözülebileceğini ifade ettik. Adeta görmeyen gözlere, duymayan kulaklara bağıra bağıra gösterdik.
Gelinen noktada AKP iktidarı 4/c lilerin sorunlarına kör ve sağır kalmayı tercih etmiştir. Tüm İLO normlarını hiçe sayarak bu insanlık ayıbına devam kararı vermiştir. Biz sendika olarak bu arkadaşlarımız da kadroya geçirilinceye kadar mücadeleye devam edeceğiz. Bu noktada tüm 4/c lileri yeniden mücadeleye, Türkiye Kamu Sen çatısı altında toplanmaya ve mücadele bayrağını yükseltmeye davet ediyoruz. Ta ki, bu insanlık ayıbı tarihe gömülene kadar….