‘’BİRLİKTE RAHMET AYRILIKTA AZAP VARDIR’’

Birlik ve beraberlik bütün dinlerde olduğu gibi İslam dininde de tavsiye edilmiş; bunun karşılığında toplumda huzursuzluk ve ayrılığa vesile olanlar yerilmiştir.

Sosyal hayatın her türünde birlikte yaşamanın getirdiği kolaylıklar yaşanmış, topluma rağmen ve egoist bir yaşam tarzını benimseyenler hiçbir zaman kabul görmemiştir.

‘’Birlikte rahmet ayrılıkta azap vardır’’ düsturuyla hareket eden Müslüman toplumlar tarihin her döneminde yükselmiş ve büyük medeniyetlere imza atmışlardır. Nitekim, birlik ve beraberliği düstur edinen ecdadımız Osmanlının çadır obasından üç kıtaya hükmeden ulu bir imparatorluğa ulaşmış olması bunun en somut göstergesidir.

Cenab-ı Hak bu konuda şöyle buyurmaktadır:

‘’Allah’a ve onun Resulü’ne itaat edin, birbirinizle çekişmeyin. Sonra içinize korku düşer ve kuvvetiniz elden gider’’ (el-Enfal 8/46).

Yine, sevgili Peygamberimiz de bu konuda şöyle buyurmuştur:

‘’Size birlik ve beraberlik halinde bulunmanızı tavsiye eder; ayrılıp dağılmaktan şiddetle kaçınmanızı isterim. Zira şeytan yalnız başına yaşayan insana yakın olup, beraber olanlardan uzaktır. Kim cennetin ta ortasında yaşamak isterse, toplu halde bulunmaya baksın’’ buyurmaktadır. (Tirmizi,Fiten 7).

 

Anadolu’nun Türkleşmesinde ve İslamlaşmasında büyük rolü olan Hacı Bektaş-ı Veli de ‘’Bir olalım, iri olalım, diri olalım” diyerek birlik ve beraberliği teşvik etmiştir.

Bizim atasözlerimizde de:

‘’ Bir elin nesi var iki elin sesi var.’’

‘’Yalnız taş duvar olmaz.’’

‘’Sürüden ayrılanı kurt kapar’’

‘’Taş yerinde ağırdır.’’

‘’Dalında kopan yaprağın akibetini rüzgar tayin eder’’ gibi birlik ve beraberliğe vurgu yapan güzel ve hikmetli sözler vardır.

Bütün bunlara rağmen, bazı insanlar çeşitli nedenlerle yıllardır hizmet ettikleri, uğruna her türlü zulme katlandıkları, anasından, eşinden ve yavrusunda vazgeçmeyi dahi göze aldıkları davalarından; yıllardır aralarında bulundukları arkadaşlıklarından vazgeçerek yeni yapılar içinde yer almaktadırlar. Bu tip insanların küçük menfaatler ve kısa istikbal peşinde koşmaya çalışmalarını anlamak mümkün değildir.

Bu şekilde davranarak davalarına ihanet etme seviyesine gelenlere eski dava arkadaşlarının tabiî ki şu soruyu sorma hakkı doğmaktadır?

 

Ülkemiz şerha şerha bölünmeye çalışılırken, Anayasada Türk’e ve Türklüğe ait ne varsa değiştirilmeye çalışılırken, devlet memurunun iş güvencesi elinden alınarak devletin memuru yerine iktidarların memuru yapılmaya çalışılırken, ülkemizdeki ihanet odaklarına karşı direnen kurumları zayıflatmanın anlamı nedir? Neden şahsi ikbal ve istikbal yüzünden bölünmeyi ve bölmeyi göze alıyorsunuz? Hangi mihraklardan ne gibi vaatler ve menfaatler teklif edildi?

Sendikal mücadeleyse bunu Türk Eğitim-Sen’den iyi yapan yok. Eylemse bunu sadece Türk Eğitim-Sen yapıyor. Milli meselelerde dik duruş ve haykırış diyorsanız sendikalar içinde sadece bizde var.

Ama böyle davrananların bu davayı, bu dava insanlarını iyi bilmedikleri, bu davanın içinde olmadıkları her hallerinden bellidir.

Bu dava, bu teşkilat öyle büyüktür ki; bu davayla büyüdüklerini unutup kendilerini dev aynasında görerek ayrılanların akıbetlerine bakmalarını tavsiye ederim. Bir zamanlar kendilerinin, bulundukları sendikayla büyüdüklerini unutup, sendikayı kendilerinin büyüttüğünü düşünüp ayrı sendika kuranlar şu an nerelerde ve neler yapıyorlar? İsimlerini kim hatırlıyor?

Bizde bir atasözü vardır: “Taş yerinde ağırdır’’ taş yerinden oynadı mı onun yerini herkes tayin eder. İstediğin yere çekmek kolaydır.

Bu davayı, bu teşkilatı bilerek veya bilmeyerek zayıflatmaya vesile olanlar; tarih sizi hep kötü olarak anacak, bu dava siz olsanız da olmasanız da Türk milleti var oldukça ebedi var olacaktır.

Çünkü bu teşkilat: “Olamayız makamın kulu kölesi, derdimiz memleket meselesi’’ diyenlerin yeridir ve hep öyle kalacaktır.

 

Son Haberler

DYK’DA GÖREV ALAN MEMURLARA ÜCRET ÖDENMELİDİR

Hizmet Kollarına Yönelik Mali ve Sosyal Haklara İlişkin 2024 ve 2025 Yıllarını Kapsayan 7....

MEB BÜTÇESİ İHTİYAÇLARI KARŞILAYACAK MI?

Türk Eğitim Sen Genel Başkanı Talip Geylan’ın, MEB Bütçesi hakkında yaptığı değerlendirmedir.

ATATÜRK, TÜRKİYE’DİR!

Türk Eğitim Sen Genel Başkanı Talip Geylan’ın, 10 Kasım dolayısıyla yaptığı basın açıklamasıdır.

AKADEMİK ZAM PAS GEÇİLMESİN!

Genel Başkanımız Talip Geylan, ekonomik koşullarından dolayı, başarılı öğrencilerin akademisyenliği değil, geliri daha yüksek olan meslekleri tercih ettiğini kaydederek, bu durumun Türk akademisinin geleceği açısından önemli bir zafiyet doğuracağını söyledi.