Atamız sayesinde emperyalist güçlere karşı durduk, Atamız sayesinde milli birlik, milli bütünlük, milli irade, milli duruş kavramlarıyla tanıştık, Atamız sayesinde yeniden varolduk.
Türk toplumuna dinamizm kazandıran, ruh katan Atamız, bağımsızlığın bir millet için nasıl da vazgeçilmez bir unsur olduğunu gösterdi.
Varoluş nedenimizi anlamamıza yardımcı olan Atamız, aynı zamanda çağdaşlaşma ve uygarlaşma yolunda önemli kazanımların öncüsü oldu.
Bizler, Ulu Önder’in gösterdiği yolda, belirlediği hedeflere sapmadan ilerliyoruz. Ancak dış güçler tarafından çepeçevre sarılan ülkemiz için bu hiç te kolay olmuyor. Türk olmaktan utanan gafiller, Avrupa’ya yardakçılık yaparak, ülkemiz üzerinde dolaplar çeviriyor.
Türkleri dünya arenasında yalanlarla küçük düşürenler, Avrupalılar tarafından ödüllendiriliyor. Sözde aydınlar, bölücülerle el ele vererek sözüm ona barış, kardeşlik çığırtkanlığı yapıyor. Teröristler affediliyor, teröristlere açık destek veren sözde partilere müdahale edilmiyor.
Ülkemizde kaotik bir yapıyı hakim kılma düşünde olanlar, cumhuriyete saldırıyor, bayrağımıza dil uzatıyor.
Milletimizi kategorize etmeye çabalayanlar, mezhep çatışmalarını körüklüyor. Ülkemizi Vatikan yapmak isteyenler, Heybeliada Ruhban Okulu’nun açılması için çaba gösteriyor.
Azınlık tanımını yeniden yapmak, azınlıklara parsel parsel toprak vermek, azınlıkların mülk edinmelerini sağlamak hevesinde olanlar, azınlık ve yabancı okullara destek veriyor.
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetine gözünü dikenler, alkışlanıyor, Kuzey Irak’taki Kürt tehditini ortadan kaldırmak isteyen vatanseverler yuhalanıyor.
Eğitim sistemimizde büyük tahrifat yaratmaya can atanlar, müfredat sistemlerini alaşağı ediyor, milli değerlere garezleri varmışcasına, ders kitaplarını yalan yanlış bilgilerle donatıyor.
Ekonomimiz İMF ve Dünya Bankasının elinde kukla misali…
Ekonomik istikrarsızlık işsizler ordusunu her geçen gün biraz daha genişletiyor, çalışanlar, AB ve ABD’nin direktifleri doğrultusunda açlığa mahkum ediliyor, zengin gün geçtikçe daha zengin, yoksul gün geçtikçe daha yoksul oluyor.
Ulu Önder Atatürk’ün bizlere bıraktığı Türk Cumhuriyeti Devleti ne yazık ki bugün ciddi tehdit algılamalarıyla karşı karşıyadır.
Ancak bizler her ne olursa olsun, büyük bir devlet adamı olan Başöğretmenimizin ilkelerini, ülkülerini, değerlerini koruyarak mücadelemizi sürdüreceğiz. Ulu Önder’in kılavuzluğunda tüm bariyerleri birer birer aşacağız.
Atam, seni o kadar çok özlüyoruz ki….
Atam, senin varlığını o kadar çok arıyoruz ki….
Bilmeni isteriz ki, biz eğitimciler seni sonsuza dek yaşatacağız.
Kimsenin seni unutmasına ya da unutturmasına müsade etmeyeceğiz.
Laik ve demokratik Cumhuriyetin yılmaz bekçileri olan biz eğitimciler, Başöğretmenimizin aydınlattığı yoldan ayrılmayarak, yaktığı meşaleyi nesilden nesile aktaracağız.
Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk’ü ölümünün 68. yılında şükran ve özlemle anıyoruz.
“Ne Mutlu Türküm Diyene”…
Saygılarımızla