ATAMA BEKLEYEN BİR ÖĞRETMEN ADAYININ FERYADI!

Beden Eğitimi ve Spor Bölümü sınavına katılan bir kız gelmişti birkaç yıl önce ekranlara; 800 m. koşuyorlardı. Bitiş çizgisine 5-10  metre kala ayağı kırılmış olmasına rağmen görevlilere yalvardı “…dokunmayın” diye. Ve sürünerek bitiş çizgisinden geçti. O, acılar içinde kendini yere bıraktığında bende hıçkırıklara boğulmuştum…
Neydi hayatımızı hiçe sayarak istediğimiz şey? Bu kadar mı kıymetliydi? Evet! Bu kadar kıymetliydi. O çizginin sonunda geleceğim vardı, mesleğim vardı, ideallerim vardı, cılız bedenleriyle beni bekleyen minicik öğrencilerim vardı, annemin babamın bana harcadığı emeklerin karşılığı oradaydı…
Hala ellerimizin üzerinde sürünmekteyiz biz sayın bakanım. Final çizgisine geldiğimizi hayal edip acımızın geçeceği günü umut ediyoruz. Görün artık bizi de, yeter! İki dudağınıza, bir imzanıza bakan bu kararın çıkmasını, 99 yılından bu güne bekleyen o kadar çok insan var ki…
Kırılan sadece kemiklerimiz değil artık, onurlarımız, kalplerimiz kırık… Bu yarayı iyi edecek tek güç sizsiniz, bu kadar insanın vebalini almayın, farkına varın sessiz çığlıklarımızın…
Evet, sayın bakanım; ben varım diye oturmaktasınız o ceylan derisi koltukta. Ya oturduğunuz koltuğun hakkını verin, ya insanlığınızın. Biz bir takımız ve siz bu takımın en aktif oyuncususunuz. Biz yerine getirdik sorumluluğumuzu, pas sizde… Elimiz yüreğimizde skorun değişmesini bekliyoruz, dua ederek…
Bir öğretmen adayının yüreğinden kalemine dökülen bu cümleler; nasıl bir psikoloji içinde olduğumuzu anlatmak için, defalarca, Başbakana, Milli Eğitim Bakanına ve hatta Cumhurbaşkanına yollandı, ama dönüt alınamadı.
Yayınlamanızda ve düzeltme yapmanızda hiçbir sakınca yoktur! Dili neden mi bu kadar ağır? Acılarımızı dindirmek yerine haklarımızı elimizden alarak yeni yaralar açıldığından sayın yetkili! Onlara teğet geçen, hep bizi delip geçtiğinden sayın yetkili! Tek maaşlı bir devlet memurunun üniversite mezunu ve öğretmen olma yeterliliğine sahip 2. çocuğuyum; 3. hayırlı evlatta üniversite yolunda… Haydi  kızlar okula kampanyasında varlıkları ile göz dolduran; Başbakana, Cumhurbaşkanına ve Milli Eğitim Bakanına; “Okuyana ne verdiniz?” diye sormayı hak ettiğimi düşünüyorum. Sözün özü sayın yetkili, yüreğim bedenime dar geliyor artık ve öfkem cümlelerime dökülüyor, engelleyemiyorum…
Cehaletin topluma vereceği zarar nükleer bombanın yaratacağı etkiden çok daha kötü sonuçlar doğurmaktadır. Eğitilmiş bir birey çelik zırhı olan bir savaşçıdır aslında. Ama toplum olarak kişisel eğitimle hiçbir yere varamadığımız da ortadadır. İsterseniz İTÜ’lü olun, ODTÜ’lü, hatta HARVARD’lı hiç fark etmez. Eğitilememiş bir bedenin saldırısına maruz kaldığınızda gözünüzün önünden geçen film şeridinin metrajı uzun olsa da ölüm sebebiniz cehalet olacaktır! Ve Türk insanının artık bunu fark etmesi gerekmektedir!
F. S. (Atama Bekleyen Bir Öğretmen Adayı)

Son Haberler

ORTAK ALFABENİN ARDINDAN ORTAK MÜFREDAT, ORTAK DERS KİTAPLARI DA GÜNDEME GELMELİ!

UAESEB ve Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı Talip Geylan, Kırgızistan Cumhuriyeti Eğitim ve Bilim Çalışanları Sendikası Genel Başkanlığına seçilen Primkulov Musabay Mamatoviç’i tebrik etti. Online gerçekleştirilen toplantıda Genel Başkan Yardımcımız Cengiz Kocakaplan da hazır bulundu.

TÜM KONTENJANLAR DUYURUYA ÇIKARILSIN ATAMA İŞLEMLERİ YAPILSIN!

Öğretmenlerimizden çok sayıda alan değişikliğine bağlı atama yapılması yönünde talep gelmektedir. Bilindiği gibi eğitimini aldıkları kendi...

ÖMK TEKLİFİ YENİ KAZANIMLAR GETİRİYOR ANCAK… EKSİKLİKLER NE OLACAK?

Bilindiği gibi 43 maddelik Öğretmenlik Mesleği Kanunu Teklifinin 22 maddesi TBMM tatile girmeden kabul...

EK ZAM VE REFAH PAYI OLMADAN MEMURA RAHAT YOK!

Türkiye Kamu-Sen Genel Başkanı Önder Kahveci Eylül ayı enflasyon rakamlarını değerlendirdi.