ALAN DEĞİŞİKLİĞİ KARMAŞASI VE MEB

2012 Yılı Öğretmenlerin İl İçi Alan Değişikliği Kılavuzu yayınlanmıştır. Yayınlanan kılavuz ile birlikte alan değiştirmek isten öğretmenler için işkenceye dönüşmüştür. Bakanlık yine yapacağını yapmıştır. Öncelikle kılavuzun 1.5. maddesinde “2012 yılında il içi, iller arası ve özür durumundan yer değişikliği yapılan öğretmenlerin il içi alan değişikliğine başvuruları kabul edilmeyecektir.”denilmektedir. Burada herhangi bir sebeple ister il içi olsun ister il dışı oldun yer değişikliği yapan öğretmenlere alan değişikliği hakkı verilmemiştir. Öğretmen Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliğinin Alan Değişikliğine Bağlı Yer Değiştirmeler başlıklı 44. Maddesinde Yönetmelikte il içi, iller arası ve özür durumuna bağlı yer değiştirenlerin alan değiştiremeyeceğine ilişkin herhangi bir düzenleme mevcut değildir. Yönetmelikle verilen bir hak kılavuz ile alınmaktadır. Yönetmelikler kılavuzların üst normudur ve alt normlar üst normlara aykırılık arz edemez. Ama bakanlık yine yönetmelikte olmayan bir hükmü kılavuzda düzenlemiş ve mağduriyete sebep olmuştur. Alt normların üst normlara aykırı olamayacağı ve üst normlarda olmayan bir kısıtlamanın alt normla getirilemeyeceğine ilişkin Danıştay kararlarına rağmen aynı hata tekrar yapılmıştır.

 

Yine söz konusu kılavuzun 1.6 maddesinde 2012 yılı Ağustos ayında iller arasında özür durumundan yer değiştirme başvurusunda bulunan ancak atanmak istedikleri illerde alanlarında açık norm kadro bulunmaması nedeniyle ataması yapılamayan öğretmenler, bulundukları il içinde alanlarının değiştirilmesi halinde özür durumundan yer değiştirme başvurusundan vazgeçmiş sayılacaklardır.” denilerek il içi alan değiştirmeye başvuran ve alan değişikliği gerçekleşenlerin iller arası özür talebinden vazgeçmiş sayılmalarının hakkaniyetle bağdaşır bir tarafı bulunmamaktadır. Bu madde ile öğretmenler özürleri ile il içi alan değiştirme arasında birbirleriyle ilgisi bulunmamasına ve birbirinden bağımsız olması gereken işlemler olmasına rağmen bir tercihe zorlanmaktadır. 2012 Ağustos dönemi özür durumuna bağlı yer değiştirmeler sona ermişken neden böyle bir düzenleme yapıldığı da anlaşılamamıştır.

 

Kılavuzun 1.7. maddesinde “ Eğitim kurumu yöneticileri, öğrenimleri itibarıyla geçebilecekleri alanda ders yükü bulunması halinde kadrolarının bulunduğu eğitim kurumunu tercih etmek suretiyle alan değişikliği isteğinde bulunabileceklerdir. Bu yöneticilerin görevli oldukları eğitim kurumunda alan değişikliklerinin yapılması halinde yöneticilik görevleri üzerlerinde kalacaktır.” denilmektedir. Bu madde uyarınca eğitim kurumlarında yönetici olan kişiler alanında ders yükü olması durumunda alan değişikliği yapabilmekte iken bazı illerde ders yüküne bakılmaksızın görev yaptığı eğitim kurumunda alanlarında norm kadro açığı olması şartı aranmaktadır. Ders yükü yöneticinin girmek zorunda olduğu ders saatini ifade etmektedir. Ders yükü ile norm kadro birbirinden farklı durumlardır. Bu konu dahi bakanlıkça ilk etapta yanlış uygulanmış Türk Eğitim-Sen olarak yapılan itirazlar neticesinde sıkıntı giderilmiştir.

 

4+4+4 eğitim sistemi ile birlikte bazı ilköğretim kurumları tamamen dönüşürken, bazı eğitim kurumları ise hem ilkokul hem de ortaokul olmak üzere aynı çatı altında eğitime devam etmektedir. İki farklı okul türü aynı müdürlük bünyesinde olmasına rağmen bu okulların yöneticileri bu türlerden birisiyle ilişkilendirilerek, ilişkilendirilmediği okulda alan değişikliği istediğinde kılavuzun 1.8. maddesi uyarınca yöneticilik görevleri sona erdirilmektedir. Bu tip eğitim kurumları tek bir elden yönetilmektedir. Madem bu kurumlarda görev alan yöneticiler sadece biri ile ilişkilendiriliyorsa o takdirde ilişkilendirilmediği kurumun sorumluluğunu da almaması gerekmektedir.

 

Halk Eğitim Merkezlerinde ve Öğretmenevlerinde yönetici olarak görev yapan sınıf öğretmenleri bu kurumlarda ders yükü bulunmadığı gerekçesi ile bu kurumların alan değişikliği kapsamı dışında tutulmasından dolayı bulundukları kurumda alan değişikliği başvurusunda bulunamamaktadırlar. Bu durumdaki yöneticiler ancak başka kurumlara alan değişikliği başvurusu yapabilmektedirler ve bu durumda da yöneticilik görevlerinin üzerlerinden düşmesi söz konusu olmaktadır.

 

Yine Bakanlıkça, 2012-2013 Eğitim Öğretim Yılına esas olmak üzere okul/kurumların MEBBİS içerisindeki Norm Kadro Modülündeki mevcut bilgilerinde meydana gelen değişikliklerin güncellemesinin yapılabilmesi için 17 Eylül- 05 Ekim 2012 tarihleri arasında İl Millî Eğitim Müdürlüğü MEBBİS Yöneticilerine, MEBBİS yöneticileri 17-26 Eylül tarihleri arasında verilerin güncellenmesi için okul ve kurum müdürlüklerine, 27-28 Eylül tarihleri arasında İlçe Milli Eğitim Müdürlüklerine, 29 Eylül – 05 Ekim tarihleri arasında ise İl Milli Eğitim Müdürlüklerine girilen bilgilerin kontrolünün yapılması için yetki verilmiştir. Bu takvime göre norm kadro güncellemeleri henüz yapılmamıştır. Alan değişikliği başvurusunda bulunacak olan öğretmenler sadece güncellenmemiş norm kadrolara göre tercihte bulunabilecektir. 4+4+4 eğitim sistemi ile birlikte, öğrencilerin istek ve yeteneklerine uygun seçmeli derslerden oluşan seçimlik ders programları oluşturulmuş ve bu nedenle yeni normlar meydana gelmiştir.

 

Yine en büyük sıkıntıyı sınıf öğretmeni olanlar yaşamaktadır. Şöyle ki, kılavuzda “Sınıf öğretmenleri aşağıdaki öncelik sırasına göre; Yüksek öğrenimleri diğer alanlara atanmaya kaynak teşkil edenler öğrenimlerine göre atanabilecekleri alana veya diplomalarında yazılı olan yan alana ya da öğretmen yetiştiren iki yıllık yükseköğretim kurumu mezunları lisans tamamladıkları alana, alan değişikliği başvurusunda bulunabileceklerdir” denilmektedir. Bu madde bir çok öğretmenin alan değiştirmesini engellemektedir. Örneğin; Fizik mezunu olan ancak sınıf öğretmeni olarak görev yapan birisi Fen ve Teknoloji öğretmeni olarak alan değişikliği isteyememektedir. Ancak, aynı bölüm mezunu olan bir öğretmen kılavuzdaki “Diğer alan öğretmenleri aşağıdaki öncelik sırasına göre; Yüksek öğrenimleri diğer alanlara atanmaya kaynak teşkil edenler öğrenimlerine göre atanabilecekleri alana veya diplomalarında yazılı olan yan alana ya da aylık karşılığı okutabilecekleri dersin alanına, alan değişikliği başvurusunda bulunabilecektir.”şeklindeki düzenleme gereği Fen ve Teknoloji Öğretmenliğine alan değiştirebilmektedir.  Aynı durum Tarih Coğrafya bölümü mezunu sınıf öğretmenlerinin Sosyal Bilgiler Öğretmenliğine geçme taleplerinde de yaşanmaktadır. Bu durum mantıken açıklanabilecek bir durum değildir. Aynı bölüm mezunu olan kişiler farklı bir uygulamaya maruz bırakılmaktadırlar.

 

Alan değiştirmek isteyen öğretmenler diplomalarında yazılı olan yan alanlara alan değiştirebilmektedirler. Ancak; bazı öğretmenlerin yan alanları olmasına karşın diplomalarında bu  yan alanları  yazmamaktadır. Bu kişilerin aldığı dersler ve bu derslerden aldıkları sınav sonuçlarını gösteren transkriplerde yan alan derslerini aldıkları görünmesine rağmen diplomada yazmadığı gerekçesi ile başvuruları kabul edilmemektedir. Yan alanları olduğu halde sadece diplomada yan alan yazmadığı gerekçesi ile yapılan bu uygulama da hakkaniyetsizdir.

 

Alan değişikliği uygulamalarında MEB İnsan Kaynaklarının ortaya koyduğu öngörüsüz, el yordamıyla götürülen anlayışın eğitimin gerçekleriyle uzaktan yakından ilgisinin olmadığı açıktır. MEB İnsan Kaynakları Genel Müdürü Hikmet ÇOLAK alan değişikliği uygulamalarıyla yaptığı işe ne kadar  yabancı olduğunu göstermiş, MEB’in İnsan Kaynakları planlamasının bulunmadığını gözler önüne sermiştir.

 

Ortada alan değişikliği ile ilgili pek çok problem varken bu problemlerin çözümü haklı olarak MEB’den bekleyen eğitim çalışanları Bakanlıktan muhatap bile bulamamaktadır. MEB bilinmezliklerle dolu olarak uygulamayı eğitim çalışanlarının önüne koymuş ve ortadan kaybolmuştur.

TÜRK EĞİTİM SEN GENEL MERKEZİ

Son Haberler

AKADEMİK ZAM KAÇINILMAZDIR!

Genel Başkanımız Talip Geylan, 2024-2025 akademik yılının açılışı dolayısıyla bir açıklama yaptı.

ÜNİVERSİTE İDARİ PERSONELİNİN NAKİL SORUNU ÇÖZÜLSÜN

Bilindiği gibi 2022-2023 yılları 6. Dönem Toplu Sözleşme ve 2024-2025 yıllarını kapsayan 7. Dönem...

SİNOP ÜNİVERSİTESİ YÖNETİMİNDE İRADE KİMDE?

Genel Başkanımız Talip Geylan, Sinop Üniversitesi’nde aynı sendikanın yöneticileri, temsilcileri ve üyelerinin üniversite yönetiminde yer aldığına dikkat çekerek, “Bu yönetim tablosuyla birlikte, söz konusu sendikanın, çok kısa sürede %100 sayısal artış sağlamasını da ‘sendikal cazibeyle’ açıklamazsınız sanırım” dedi.

MEDENİYET BİR YILDIR İNSANLIK DRAMINA KÖR, SAĞIR, DİLSİZ!

Türkiye Kamu-Sen Genel Başkanı Önder Kahveci, Gazze'de bir yıldır devam eden İsrail zulmünü bir kez daha lanetledi.