Sendikal çalışmalar çerçevesinde İstanbul’da bulunan Türkiye Kamu-Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk, Bengütürk TV’nin özel yayınına katılarak gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
"AKP NİYETİNİ BELLİ ETTİ, MEMURLUĞU ORTADAN KALDIRMAK İSTİYOR"!
TBMM Uzlaşma Komisyonunda önceki gün Devlet Memurluğunun geleceğine ilişkin AKP’nin verdiği teklifi değerlendiren Genel Başkan Koncuk, siyasi iktidarın yıllardan beri memurların iş güvencesinden rahatsız olduğunu söyledi. Koncuk, "657 sayılı Devlet Memurları Kanunun ilkel ve yaşlanmış bir model olduğu ifade ediliyor. Bizde 657’de değişiklik yapılaması noktasında hemfikiriz ancak, bu değişiklikler sicil, disiplin, terfi, görevde yükselme gibi maddelerde olmalı. Peki iktidarın değişiklik niyeti bu mu? Elbette hayır. Siyasi iktidar yıllardan beri iş güvencesi konusundan rahatsız. Bu nedenle iş güvencesinin olmadığı yeni bir istihdam modeli oluşturmak istiyorlar. Bunun adını da çalışanlar olarak koymak istiyorlar. İşte AKP uzlaşma komisyonunda niyetini belli etmiş ve devlet memurluğunu ortadan kaldıracak adımı atmıştır. Mevcut Anayasa’da Devlet Memurluğu kavramını tanımlayan 128. madde kaldırılarak bunun yolu açılmak isteniyor. Biz Türkiye Kamu-Sen olarak buna sıcak bakmayız. 2 Milyon 600 bin devlet memuru da sıcak bakmaz, hoş karşılamaz." dedi.
"İŞ GÜVENCEMİZDEN TAVİZ VERMEYİZ"
Türkiye’de Devlet Memuru fazla eleştirilerinin de gerçeği yansıtmadığını belirten Koncuk, diğer ülkelerle mukayese edildiğinde bu rakamın çok gerilerde kaldığının altını çizdi. Genel Başkan İsmail Koncuk Devlet Memurlarının üzerinde baskıların olduğuna da dikkati çekerek sözlerini şöyle sürdürdü; " Türkiye’de devlet memuru sayısı fazla diyen bir kesim var. Finlandiya’da 9 vatandaşa bir memur, ABD’de 13 vatandaşa bir memur, Türkiye’de ise 29 vatandaşa bir memur düşüyor. Yani bizim Finlandiya standartlarına ulaşmamız için 6 milyon memura ihtiyacımız var. OECD ülkelerini baz alırsak, Türkiye’nin hemen hemen 2,5 milyon memura daha ihtiyacı var. Memur sayısı çok diyerek ortaya çıkanların bu rakamları iyi okuması ve görmesi gerekir. Devlet memurları birtakım görevleri yerine getirmek, milli menfaatleri korumak için siyasi baskılardan uzak olsunlar diye iş güvencesi kapsamına alınmışlardır. Ancak şimdi baktığımızda memurlarımız çok ciddi baskılarla ve tehditlerle karşı karşıya kalıyorlar. Memurlarımıza yapılan baskı ve zulüm doğru değildir. İş güvencesi onları bu baskılardan kurtarmak için çok büyük önem arz ederken siyasi iktidar bunu elimizden almak istiyor. Biz buna müsaade etmeyiz" dedi.
"KILIK KIYAFET İÇİN ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİNE İHTİYAÇ YOK"
Türkiye’nin önünde bir Anayasa referandumu göründüğüne vurgu yapan Genel Başkan İsmail Koncuk, bu referandumda konuşulacak önemli birkaç başlık olacağını belirterek, bunlardan birisi de Devlet Memurluğunun kaldırılması olacağını söyledi. Koncuk, "Önümüzde bir referandum süreci görünüyor. Başkanlık sistemi, eyalet sisteminin önünü açan yerel yönetimlerin güçlendirilmesi, Anayasadan Türklük tanımının çıkarılması ve serbest kıyafet başlıklarıyla Devlet memurluğunun kaldırılması meselesi gölgelenmek istenecek. Elbette biz iş güvencemizin kaldırılmasına hayır diyeceğiz. Ancak bu sefer bunlar başörtüsüne karşı ondan dolayı hayır diyorlar diyecekler. Başörtüsünü serbest hale getirmek için Anayasa değişikliğine gerek yok. Kılık kıyafet yönergesini değiştirmek yeterlidir. Bu işi artık istismar etmeyin., çözün ve bu milleti oyalamayın, bu sorun artık bitsin. Kirli senaryolar ortadan kalksın." dedi.
"BU ÜLKENİN GELECEĞİ GENÇLER TAŞERONLAŞMA ADI ALTINDA SÖMÜRÜLÜYOR"
Türkiye’de çalışma hayatının tehdit altında olduğunu söyleyen Genel Başkan İsmail Koncuk, son yılda hızla artan Taşeron sistemin açtığı toplumsal yaralara da dikkat çekti. Koncuk, "2002 yılında taşeron sayısı 15 bin civarındayken bugün gelinen noktada sayı 500 bini aşmıştır. Belediyeler buna dahil edildiğinde rakam 1 milyonu geçiyor, özel sektörle 2,5 milyonu aşan bir rakamla karşı karşıyayız. Taşeron nedir? ucuza işçi çalıştırmak, milletin köleleşmesi, sömürülmesi demek. Çocuklarımız sömürülüyor, insanlar taşeron firmalara mahkum ediliyor. Bunların çoğu üniversite mezunu çocuklardır ve bu çocuklar 774 TL.ye mahkum edilmektedir.İzinleri yok, hasta olma hakları yok, görevde yükselme hakları yok.Türkiye Kamu-Sen bu gençlerin hakları için geleceğimiz olan bu insanlar için mücadelesini devam ettiriyor ve ettirecektir. Taşeronlaşma çok yoğunlaştı bu iyi bir gidiş değil, biz 4/B 4/C ve diğer bütün sözleşmelilerin kadroya geçirilmesini istiyoruz. Başbakan dün müjde veriyor 65 yaş ve üstü otobüslere bedava binecektir diye ama o 65 yaşındaki insanların torunları sömürülüyor. Bu ülkede artık insanlar sömürülmeyecek diye müjde verin. Bizler bunu bekliyoruz. " dedi.
"4+4+4 YANLIŞ VE KÖHNE BİR SİSTEMDİR"
Özel yayında Eğitim sisteminde yaşanan sorunlar ve sıkıntılarda masaya yatırıldı. 4+4+4 sistemine dair soruya cevap veren Genel Başkan İsmail Koncuk, 97 yılında 8 yıllık eğitimi çıkaranların hata yaptıklarını ve bugün iş başında olanların da rövanş duygusuyla aynı hataya düştüklerini söyledi. Koncuk, " 1997 yılında 8 yıllık eğitime de karşı çıktık. 8 yıl olsun ama kesintili olsun 5+3 olsun dedik ama yapmadılar. Geride kalan 15 yılda Türkiye’de mesleki ve teknik eğitimde ağır yara aldı. 28 Şubat mantığıyla yanlış yapıldı. Şimdi hesaplaşma uğruna 4+4+4 gibi köhne bir anlayış ne yazık ki bu millete dayatıldı. Komisyonda ben bunun yanlış bir uygulama olacağını ifade ettim. Şimdi binlerce öğretmen mağdur oldu. 70 – 80 bin arası öğretmen norm kadro fazlası oldu. Bu sistemde oluşan sıkıntı 5-6 yıl daha sürecek. Bu sistem kendi içinde ayrıca ciddi bir öğretmen açığı da doğuruyor ama Hükümet ihtiyaç olan öğretmenleri atamıyor. " dedi.
SAYIN BAŞBAKAN;BU FERYADI DUYUN
Başbakan’a seslenen Genel Başkan İsmail Koncuk, ciddi boyutlara ulaşan öğretmen açığının giderilmesi için Şubat’ta 30 bin Ağustos’ta ise 70 bin öğretmen atanmasını istedi. Koncuk, "Eski Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer’e ücretli öğretmen sayısını sorduk ve bize gelen cevap 13 bin oldu. Tabii biz tüm valiliklere de birer yazı yazdık ve illerindeki ücretli öğretmen sayısını istedik. 70 ilin valiliğinden gelen cevaba göre ücretli öğretmen sayısı 60 bin. diğer 11 ili de ortalama hesap edersek sayı 64 bin civarında. Sayın Dinçer’in 13 bin cevabı nerede 64 bin rakamı nerede. Bu ülkede 350 bin ataması yapılmayan öğretmen var, bu ülkenin evlatları bunlar. Niye bir inatlaşma içine giriliyor anlamak mümkün değil.Bazı yandaş sendikalar Başbakan eylem yaptınız diye kızıyor ve bu öğretmenleri atamıyor diyor. Ben bunların yaptıklarına sendikacılık bile diyemiyorum. Madem Başbakan kızıyor çık söyle de atamasını yapsın bizde sana teşekkür edelim. Böyle sendikacılık olmaz bunlara sarı sendikacı bile diyemiyorum. Başbakan kızıyor diye sendikacılık yapmayalım mı? Susup oturalım mı? Yapacaksınız adam gibi sendikacılık yapın. Sayın Başbakan’a sesleniyorum, atanmayan öğretmenlere kulaklarınızı tıkamayın, bu feryadı duyun ve bu çocukları atayın." dedi.
"İNSANA UZAK BİR MİLLİ EĞİTİM BAKANI OLAMAZ"
Yeni Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı’yı da değerlendiren Koncuk, Ömer Dinçer’in ardından bir bahar havası yaşandığını belirterek, "umarım bu bahar havası uzun sürer" dedi. Koncuk, " Nabi Avcı diyalogdan yana bir bakan portresi çiziyor. Ömer Dinçer’in ardından sanki bir bahar havası yaşanıyor. Umarım bu bahar havası uzun süreli olur. İnsana uzak bir Milli Eğitim Bakanı olamaz, olmamalı. Milli Eğitim Bakanı’nın başarısı bu ülkenin geleceğinin başarısıdır. Başarısızlığı ise milletin kaderini etkiler. Kendisi taleplerimize olumlu yaklaşıyor, akşam saatlerinde kendisiyle telefonda görüşerek özür grubu tayinleri için teşekkür ettim ama 8500 tayinden 7 bininin olduğunu ve hala 1500 başvuru sahibinin mağdur olduğunu belirttim. Kendisi bunu tekrar değerlendireceğini ifade etti. Kendisine başarılar diliyorum" dedi.
“TÜM EK ÖDEMELERİN EMEKLİLİĞE SAYILMASI İÇİN KAMPANYA BAŞLATIYORUZ”
Genel Başkan İsmail Koncuk Türkiye Kamu-Sen olarak önümüzdeki günlerde başlayacak olan yeni bir kampanyanın da müjdesini verdi. Koncuk, “ek ödeme, döner sermaye, ek ders ücretleri gibi, kamu görevlilerine yapılan tüm ek ödemelerin emekli maaşının hesaplanmasında dikkate alınması ve bu yolla emekliye ayrılan kamu görevlilerinin maaşlarında yaşanan fahiş düşüşün önlenmesi için Türkiye genelinde dilekçe kampanyası başlatıyoruz. İnşallah emekli ikramiyesi hesabında baz alınan otuz yıllık üst sınırında kaldırılmasını sağlayarak emekli olmuş ve bundan sonra emekli olacak memurlarımızın rahat bir nefes almasını sağlayacağız.” dedi.