Yandaş sendikanın palavraları ile meşhur, Erzurumlu Teyyo Emmi kılıklı yönetim kurulu üyesi, Türk Eğitim Sen ve Sayın Genel Başkanımız ile ilgili bir sürü yalan sıralamış, bazı internet siteleri de, Bu Teyyo kılıklı sünepeyi adam zannederek açıklamalarına yer vermiş.
Çabuk unutan bir toplum olduğumuz için bu yalanlara cevap verme zarureti bulunmaktadır. Bakın SENDİKACI Teyyo ne demiş; “Bakan Dinçer bir sendika genel başkanını çağırıyor görüşüyor. Bu görüşmeyi sendika internet sitesinde şöyle anlatıyordu;
“12.12.2011 tarihinde Milli Eğitim Bakanlığından gelen davet üzerine, saat 18:30’da, Genel Başkan İsmail Koncuk Milli Eğitim Bakanımız Sayın Ömer Dinçer’le bire bir görüştü. Görüşmede bir çok konu gündeme geldi.Son günlerin en flaş konusu olan özür grubu tayinleri görüşmede gündeme geldi. Sayın Ömer Dinçer, Genel Başkan İsmail Koncuk’a önümüzdeki yıl istemeyecekseniz, 2011 yılı içinde tayin isteklerini alalım, ancak önümüzdeki yıl da isteyecekseniz, bu yıl da bu hakkı vermeyeceğim, bu konuda söz verin dedi. Bunun üzerine Genel Başkan İsmail Koncuk, tamam önümüzdeki yıl istemeyeceğiz, ancak bu konuda çıkaracağınız yönetmeliğe karşı açılacak davalara karışmam, dedi.” Şeklinde yazıyordu.
Peki, bu sendika geçen yıl neyin pazarlığını, neyin satışını yaptı? Bakana verdikleri söz neydi? Bunun anlamı; bu sendika 2012 yılında ve daha sonraki yıllarda özür durumuna bağlı yer değişikliğinden vazgeçti ve bu konuda pazarlığa oturdu, anlamına gelmez mi? Bunu kamuoyunun takdirine bırakıyorum. Şimdi Bakan çıkıp bu sendikaya “biz geçen yıl bu konuyu sizinle anlaşmadık mı? Niye oyunbozanlık yapıyorsunuz?” dese ne diyecekler merak ediyorum. Bakanla pazarlığa oturanların pazarlığa oturduklarını kendileri unutmuş olabilirler ama herkesi unutkan sanmasınlar. Yukarıda ifade ettiğim satırlar hala sitelerinde kayıtlıdır. “
Tabi ki, bu sahtekar Teyyo kılıklı, yandaş sendika yöneticisi olayları çarpıtmaktadır. Türk Eğitim Sen özür mağdurları ile beraberce, MEB önünde etkili bir eylem gerçekleştirmişti.Bu eylemden bir gün sonra Bakan Ömer Dinçer Genel Başkan İsmail Koncuk’u davet ederek görüşmek istemiştir. Görüşmeye giden Genel Başkanımız İsmail Koncuk’a, bu yıl özür grubu tayinlerini bir defaya mahsus yapayım, ancak önümüzdeki yıl istemeyeceksiniz, bu şartımı kabul etmezseniz, bu Şubat ayında özür grubu tayinlerini yapmayacağım, diyerek Genel Başkanımızın söz vermesini istemiştir, Genel Başkan Koncuk, öğrenim, sağlık ve eş durumu tayinlerinin tamamının yapılması şartıyla, söz verebileceğini ama yapılacak işlemlere karşı açılacak davalara karışamayacağı sözünü vermiştir. Ancak, bu görüşmeden 24 saat geçmeden Ömer Dinçer Genel Başkan İsmail Koncuk’a verdiği sözü tutmamış, öğrenim ve sağlık özrü tayinlerini yapmayacağını, sadece eş durumuna bağlı özür tayinlerini yapacağını açıklamıştır. Ömer Dinçer’in sözünü tutmaması üzerine Türk Eğitim Sen aşağıdaki açıklamayı yaparak, Bakanın sözünü tutmadığını, dolayısıyla Genel Başkan İsmail Koncuk’un Bakan Ömer Dinçer’e verdiği sözün bir hükmü kalmadığını açıklamıştır.
Bu olaylardan sonra, Türk Eğitim Sen Ömer Dinçer’in verdiği sözü tutmadığını dile getiren, biri öğrenim ve sağlık özrü hakkında olmak üzere, iki ayrı eylem daha yapmıştır. En son eylem 30 Haziran 2012 tarihinde Ankara Abdi İpekçi Parkında gerçekleşmiştir.
Özür grubu mağduriyeti konusunda, bugüne kadar tek bir eylem yapma cesaretini gösteremeyen yandaş, yalaka sen’in Teyyo Emmi kılıklı yönetim kurulu üyesi, utanmadan, yaşanan olayın sadece bir kısmını anlatarak, Bektaşi’nin namaza yaklaşma, tarzındaki durumunu yansıtmakta, Genel Başkanımız İsmail Koncuk’un bu olaydan sonra iki defa daha eylem yaptığını ve Ömer Dinçer’e ağır sözler söylediğini gizlemektedir.
Bakınız, Ömer Dinçer’in verdiği sözü tutmaması üzerine, Türk Eğitim sen ne demiş;
ÖMER DİNÇER SÖZÜNÜ TUTMADI
Genel Başkan İsmail Koncuk Milli Eğitim Bakanlığının daveti üzerine 12.12.2011 tarihinde, saat 18:30’da Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer’le bir görüşme gerçekleştirmiştir. Bu görüşmede özür grubu tayinlerinin yapılması konusunda bir mutabakat sağlanmıştır.
Sayın Bakan Genel Başkan’a gelecek yıl istememesi şartıyla, 2011 yılı için özür grubu tayinlerini yapabileceğini söylemiştir. Genel Başkan İsmail Koncuk, bu konuda Bakana söz vermiş bulunmaktadır.Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer de, özür grubu tatinlerini yapacağını belirterek, başvuruları Aralık’ta alalım, yer değiştirmeleri Şubat 2012’de gerçekleştirelim, diyerek söz vermiştir.
Ömer Dinçer’in özür grubu tayinleri konusundaki sözüne rağmen, Milli Eğitim Bakanlığı İnsan Kaynakları Genel Müdürlüğünden 13.12.2011 tarihinde yapılan açıklamada, sadece eş durumu tayinlerinin yapılacağı açıklanmış bulunmaktadır.
Bu gelişme üzerine, Genel Başkan İsmail Koncuk, Bakan Ömer Dinçer’i defalarca telefonla aramış, ancak bir dönüş olmamıştır. Dolayısıyla Ömer Dinçer’e bu “u” dönüşünün sebebi ve gerekçeleri sorulamamıştır. Telefona çıkmış olsaydı, Genel Başkanımıza sözünü tutmama gerekçelerini açıklayabilecek miydi, o da başka bir muammadır.
Hangi sebep ve gerekçe Milli Eğitim Bakanlığı makamında bulunan bir kişinin sözünü tutmamasına sebep olabilir, bunu henüz bilmiyoruz.Söz verip de tutmamanın bir gerekçesi olabilir mi, bir gerekçe açıklansa bile bu Ömer Dinçer’i söz verip de tutmayan bir Milli Eğitim Bakanı olmaktan kurtarır mı, bunu da bilemeyiz.Ancak, bildiğimiz tek şey, Ömer Dinçer’in Genel Başkan İsmail Koncuk’a verdiği sözü tutmamış olduğudur.Sadece eş durumu tayinlerini yapmak, sağlık ve öğrenim özrü tayinlerini yapmamak verilen sözlere uymamaktadır.
Ömer Dinçer bu tavrıyla, kamuoyunu da yanlış yönlendirmiştir. Sayın Bakanın sözüne güvenerek, açıklama yapan Türk Eğitim Sen olarak, sağlık ve öğrenim özrü mağdurlarından özür diliyoruz. Ancak, Milli Eğitim Bakanlığı makamına gelmiş bir kişinin sözüne nasıl güvenmeyecektik? Bir bakan, akşam başka sabah başka bir yaklaşım içinde olabilir mi? Demek ki, Ömer Dinçer’in sözlerine daha dikkatle yaklaşılması gerekiyormuş, bunu da, hem biz hem de kamuoyu çok net öğrenmiş olduk.
Ömer Dinçer bu tavrıyla kamuoyunda büyük yara almıştır.Eğitim çalışanlarının artık Ömer Dinçer’in her sözüne dikkatle yaklaşacağı, güven noktasında büyük bir eksiklik olacağı kanaatindeyiz.Ömer Dinçer bundan sonra, bu inancımızı nasıl olumluya çevirir, bilmiyoruz, ancak bu güven ortamını oluşturmak artık mümkün görünmemektedir. Bu durumun tek sorumlusu Ömer Dinçer’dir, verdiği sözü çok açık bir şekilde tutmamasıdır. Bu sebeple, bizim de Ömer Dinçer’e verdiğimiz sözü tutmak gibi bir mecburiyetimiz kalmamıştır. Artık özür grubu mağduriyeti için her türlü şeyi yapma hakkımız bulunmaktadır.
Buraya kadar ifade edilenler, yaşanılan olayın etik boyutudur. Olayın bir de hukuki boyutu bulunmaktadır.Sadece eş durumu tayinlerinin yapılacağının açıklandığı yazı incelendiğinde, bunu kaleme alanların mevzuattan bihaber olduğu da görülecektir, Ömer Dinçer’in de bir Milli Eğitim Bakanı olarak milli eğitim mevzuatına ne kadar hakim olduğu da ortaya çıkmıştır. Öğretmen Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliği incelendiğinde:
“MADDE 35 – (1) Öğretmenler, sağlık, eş ve öğrenim durumu özürleri nedeniyle özür gereklerinin karşılanabileceği yerlere yer değiştirme isteğinde bulunabilirler. Ancak bu özürler nedeniyle yer değişikliği istekleri, hizmet gerekleri ile özür durumlarının birlikte karşılanması temelinde değerlendirilir.” denildiği görülecektir. Yönetmelik maddesinde de görüleceği üzere özür grubu tayinleri, sağlık, eş ve öğrenim özrü olarak belirtilmektedir. Bunlardan her hangi birisini kabul edip, diğerini keyfi olarak kabul etmemek söz konusu değildir.
Bu sebeple, Ömer Dinçer sözünü tutmaması bir yana, bir de yeni hukuki problemler yaratmıştır. Bu konuda sağlık ve öğrenim özrü yaşayan herkesin dava açma hakkı doğmuştur. Yapılanlar, Anayasanın 10. maddesindeki eşitlik prensibine de aykırıdır.Elle tutulacak bir tarafı bulunmamaktadır.
Türk Eğitim Sen olarak, bu konuda dava açmak isteyen sağlık ve öğrenim özrü mağdurlarına her türlü hukuki destek verilecektir. Bu sebeple, bu konuda mağdur olan sendika üyelerimiz süresi içinde çalıştıkları okul müdürlüklerine dilekçe vererek tayin isteklerini bildirmeli, gelen olumsuz cevaba hemen dava açmalıdırlar. Sendika avukatlarımız bu konuda üyelerimize hukuki destek verecektir.
Tüm özür grubu mağdurları adına sözünü tutmayan, kamuoyunu aldatan Ömer Dinçer’i kınıyoruz.
TÜRK EĞİTİM SEN GENEL MERKEZİ
13.12.2011 SAAT:22:40
NOT: BİR ÖNCEKİ AÇIKLAMAMIZDA ÖMER DİNÇER’E YÖNELİK TEŞEKKÜR İFADELERİMİZ PROTESTOMUZ SEBEBİYLE METİNDEN ÇIKARILMIŞTIR."
KAYNAK:
Olaydan hemen sonra, yani 13.12.2011 tarihinde saat:22:40 ta yaptığımız açıklama yukardadır.daha sonra da defalarca, benze açıklamalar yapılmış, iki defa da eylem yapılarak Ömer Dinçer sendikamız tarafından kınanmıştır.
Şimdi, bu yalaka sen’in Teyyo’suna soruyoruz, Ömer Dinçer 13.12.2011 tarihinde sözünü tutmayacağı anlaşılınca, Dinçer’in sözünü tutmamasına yönelik, tek bir tepkiniz, kınamanız oldu mu?
Bu Teyyo, bizi suçlayan açıklamasında şöyle söylüyor; “Biz geçen yıl Milli Eğitim Bakanı ile görüşerek ara dönem özür durumuna bağlı yer değişikliği yapılmasını sağlamıştık. Milli Eğitim Bakanı Sayın Ömer Dinçer ile yaptığımız görüşmede özür durumuna bağlı yer değişikliği hakkı verildi.” Demek ki, özür grubu problemini bu yandaşlar çözmüş, ancak, öğrenim özrü ve sağlık özrü o tarihte yapılmamış, Bakan sözünü tutmamış ve Türk Eğitim Sen yukardaki sert açıklamayı yapmış, ardından iki eylem daha yapmıştı, siz ne yaptınız, çözdüğünüzü söylediğiniz problem çözülmeyince, basiretiniz bağlanıp, neden susup kaldınız mı? Biz biliyoruz ki, susmak bunların kaderi, bunlar, ancak, sahiplerinin verdiği izin kadar konuşurlar, aldıkları talimat kadar eylem yapabilirler.
Değerli üyelerimizden özür dileyerek, yukardaki açıklamayı yapıyoruz. Esasen, Teyyo olmaya namzet bir yalancıyı hiç muhatap almamak lazım, ancak toplum her duyduğunu doğru zannederek, yorumlar yapınca, yukardaki açıklamayı yapma gereği duyulmuştur.
TÜRK EĞİTİM SEN GENEL MERKEZİ
NOT:ŞİMDİ HAYATTA OLMAYAN, ERZURUMLU TEYYO EMMİNİN BU YALANCIDAN ÇOK DAHA AHLAKLI OLDUĞUNU SÖYLEMEK DE BOYNUMUZUN BORCUDUR.