Türkiye Kamu-Sen ve Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı İsmail KONCUK’un KPSS ile ilgili basın açıklaması
KPSS sınavı yapıldı ama kopya iddiaları devam ediyor. Burada en büyük problem 2010 yılında yaşanan KPSS hırsızlarının hala ortaya çıkarılmamasıdır.Kamu oyunun çok yakından bildiği üzere, Türk Eğitim Sen’in ortaya çıkardığı 2010 KPSS hırsızlığı binlerce kişinin katıldığı büyük bir skandaldı. Sorular 5 gün önceden binlerce adaya servis edilmişti. Türk Eğitim Sen soruların servis edildiği bir kişinin adını da vermiş, bu kişi “Evet, sorular bana filanca kişi tarafından beş gün önceden doğum günü hediyesi olarak gönderilmiştir.” Diye ifade vermesine rağmen olaya katılanlar ve ana suçlular hala ortaya çıkarılmamıştır. Ancak, hırsızlığın belgelenmesi sonucunda sadece eğitim bilimleri sınavı iptal edilmişti.
2010 KPSS hırsızlığının aydınlatılmaması, hırsızlığın yapanların yanına kar kalması, bu tarihten sonra yapılan her sınavı şaibe altında bırakır olmuştur. 7 Temmuz 2012 tarihinde yapılan KPSS sınavında da çeşitli iddialar ileri sürülmüş durumdadır.
ÖSYM SÜRECİ YÖNETEMEDİ
ÖSYM her zamanki anlayışını yine sergilemiş, iddiaları daha ilk saatlerde reddetmiştir, temiz bir sınav olduğunu açıklamıştır. İddialarla ilgili, hiçbir araştırma yapmadan yapılan bu açıklamalar kurumun ciddiyeti ile bağdaşmamaktadır. Aynı yaklaşımı 2010 yılında o tarihteki ÖSYM Başkanı Ünal Yarımağan’da sergilemiş ve sonunda istifa etmek zorunda kalmıştı. ÖSYM’nin açıklanan 57 sorunun kulaktan, ezberleme yöntemi ile tespit edildiğini açıklaması mantık dışıdır. Çünkü, hiçbir adayın 57 soruyu yanlış şıklarıyla beraber ezberlemesi, sınavdan sonra hatırlaması mümkün değildir.
YAYINEVİNİN AÇIKLAMASI DA TATMİNKAR DEĞİLDİR
Beyaz Kalem Yayınevi de yapmış olduğu açıklamada, “Sınava giren öğrencilerden elde edilen dönütlerle soruları en hızlı şekilde hazırlayarak, sınavdan 6 saat sonra yayınladıklarını açıklamıştır.” Bu izah yeterli değildir ve açıklanmaya muhtaçtır. Sınava giren öğrencilerin doğru ve yanlış tüm seçenekleri noktası virgülüne kadar hatırlaması mümkün değildir. Ancak, sınav sorularının hangi şekilde olursa olsun sınavdan 6 saat sonra açıklanması sınavında kopya olduğunu da açıklayacak bir durum değildir.Sınav sorularının üzerinde DENEME 2 yazması da kopya olduğunu gösterecek deliller değildir. Ancak, bunların hepsi beraberce düşünüldüğünde şüphe yaratmaktadır. İnsanların bunca olaydan sonra şüphelenme hakları da en tabi haktır.
NE YAPILMASI GEREKİR?
Savcılık iddiaları ciddiye alarak ilgili yayınevi sorumlularını sorguya çekerek, soruların hangi yolla ele geçirilerek yayınlandığını açıklamalıdır. Savcılık internet sitelerinde yer alan yorumları değerlendirmeli, yorum sahiplerine IP’lerinden ulaşarak, sorgulamalıdır. Çünkü, sınavdan önce soruların dağıtıldığına dair yorumlar bulunmaktadır. Bunlar ciddi iddialardır. ÖSYM’nin tüm iddiaları reddetmesi kamu vicdanını rahatlatmamaktadır.
TÜRK EĞİTİM-SEN’İN GÖRÜŞÜ
2010 KPSS sınavında yaşanan skandaldan sonra sınavda kopya çekilmemiştir, çekilemez demek mümkün değildir. Ancak, 2012 KPSS’de kesinlikle kopya çekilmiştir diyebilmek de mümkün değildir. Türk Eğitim Sen sorumluluk duygusuyla hareket eden ve her açıklamasının arkasında duran bir sendikadır.2010 KPSS’de hırsızlık olduğunu söylemiş ve belgeleriyle açıklamıştır. Şu an için Türk Eğitim Sen’e doğrudan ulaşan ve tüm kamu oyunun bildiklerinin dışında bir belge bulunmamaktadır. Tecrübelerimize dayanarak, eldeki mevcut bilgilerin sınavın iptalini gerektirecek güçte olmadığını söyleyebiliriz. Fakat, ilgili yayınevi 57 soruyu ne şekilde edindiğini açıklamalıdır, kilit nokta burasıdır. Bu konu açıklığa kavuştuğunda daha sağlıklı değerlendirme yapmak mümkün olacaktır. Hem bu konu hem de internet sitelerindeki yorumlar savcılık tarafından ciddi bir değerlendirmeye tabi tutulmalıdır. Ayrıca YÖK ve ÖSYM iddiaları reddetmek yerine araştırmalıdır.
KPSS sonuçları açıklandığında, dikkat çekici sonuçlar incelenmelidir. Kopya varsa bunu en iyi anlama yöntemi sonuçlara bakarak değerlendirmek olacaktır. Belli arkadaş grupları, belli dershanelere gidenlerin açıklanamaz başarı durumları mercek altına alınmalıdır.
Bütün bunların yanında, art niyetli çevrelerin ortalığı karıştırmaya yönelik tutum ve davranışlarına da dikkat edilmelidir.