40+40 Denge Tazminatı ile ilgili 5473 Sayılı Kanun ile yüksek lisans ve doktora mezunlarına %25 ve %40 fazla ek ders ücreti ödemelerine son verilmiş, okul idarecilerine 6 saat derse girme zorunluluğu getirilmiş, maaş karşılığını doldurmayanlara ek ders ücreti verilmeyeceği kanuna konmuştur.
O günden bugüne yani 16 Aralık 2006’ya kadar okullardaki ders saatleri ve ek ders ücretleri ile ilgili belirsizlik devam etmiştir. Mart ayından bu yana ek ders ücreti esasları ile ilgili kararnamenin çıkması ve kargaşa ve belirsizliklerin giderilmesi, haksızlıklara son vermesi beklenmiştir. Ve nihayet 16 Aralık 2006 günü Ek Ders Ücret Kararnamesi Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe girmiştir.
Ama ne kararname!.. Bu kararname ile 4 yıldır Eğitim çalışanının hayrına hiçbir şey yapmayan, hep kaybına sebep olan Milli Eğitim Bakanlığı ve iktidar, eğitime ve eğitim çalışanına bir daha kazık atmıştır.
Ek Ders Ücreti Kararnamesi neler götürdü onlardan bahsetmek istiyorum.
1- Milli Eğitim Bakanlığının okul idarecilerine 6 saat derse girme zorunluluğunu hafifletmesi düşünülürken bırakın hafifletmeyi Yaygın Eğitimdeki idarecilere de 6 saat derse girme zorunluluğu getirmiştir. Yaygın Eğitimdeki idarecilerin hangi derse nasıl gireceklerini bakanlık bürokratlarının bile bildiklerini zannetmiyorum.
2- Ek ders ücreti alma “aylık karşılığı ders görevini doldurma” şartına bağlanarak; branş dışı derse girmelerde ücret ödeme engellenmiştir. Bununla da çok az öğretmenin bulunduğu, Köy ve Beldelerdeki boş geçen derslerin branş dışı öğretmenlerle doldurulması engellenmiştir.
3- Öğretmen’e “hem danışman öğretmenlik hem de sınıf/şube öğretmenliği” verilmesi halinde bir görev için ücret ödenebileceği getirilmiş, sınıf öğretmenlerine ödenmemesine devam edilmiştir.
4- Okul idarecilerine ödenen “ek ders ücretleri”ndeki adaletsizlik giderilmemiş, birçok okulun idarecilerinin ek ders ücretleri azaltılmıştır.
5- Okul öncesi müstakil Anaokullarındaki idarecilerin hakları verilirken, bünyesinde ana sınıfı ve özel öğretim sınıfı bulunan idareciler unutulmuştur.
6- Okul dışı ve Sorumluluk Sınavlarında komisyondaki görevliler ile salon başkanlarının ek ders ücreti sayıları 6’dan 5’e indirilmiş ve en kötüsü bu ücretin ödenmesi “sınava öğrenci girmesi” şartına bağlanmıştır.
Yani bir sınavda komisyon iki saat önce giderek soru cevap anahtarı hazırlayacak, nöbetçi ve gözcüler bir saat önce dolmuş otobüs parası ödeyerek görevine gelecekler, sınav başladığında öğrenci gelmediği için bu öğretmenlere siz “kusura bakmayın öğrenci gelmedi size ücret ödeyemiyoruz” diyeceksiniz. Bunun neresi adalet?
7- Derse girmeden ücret alanlara birçok ekleme yapılmış ama diğer çalışanlar unutulmuştur.
8- Daha önceki yönetmeliklerde var olan idarecilerin pansiyonlu okullarda nöbet tutarak ücret almaları engellenmiştir. Bu da idarecilerin hak mahrumiyetine sebep olduğu gibi idarecilerin öğrencilerle daha çok ilgilenmelerini engellemektedir.
9- Ders dışı izcilik, beden eğitimi ve spor çalışmalarında idarecilerin ek ders ücreti alması engellenmiştir. Şimdi soruyorum Milli Eğitim Bakanlığı yetkililerine cumartesi pazar bu çalışmalar yapılırken bu okulu kim açacaktır, bu çalışmalardaki düzeni ve olumsuzlukları kim idare edecektir?
Yine bu sosyal çalışmalarda “okulun bir ders yılındaki ders saati sayısının % 5’ini geçemez” denilerek daha önceki Yönetmelikte % 8 olan bu miktar azaltılmış; Milli Eğitim Bakanı ve yetkililer bu faaliyetlere ne kadar önem verdiğini göstermiştir.
10- Geçici görevlendirmelerde görevlendirilen kişi istek dışı görevlendirmeyle mağdur edilirken “gittiği yerdeki ücret ödenir” denilerek mağduriyet daha da artırılmıştır.
11- Ek ders ile ilgili kararda Ticaret Turizm Meslek Liseleri, Ticaret Meslek Liseleri, Sağlık Meslek Liseleri unutulmuş; Ticaret Turizm Genel Müdürlüğüne bağlı çok programlı liseler mağdur edilmiştir.
12- İdarecilerin ücretleri kesilirken sanki lütufmuş gibi 6 saatte girerek ücret alabilecekleri belirtilmiştir. İdareci zaten işlerin yoğunluğundan kendi maaş karşılığı dersine bile giremezken nasıl 6 saat daha girerek ücret alacaktır. Veya giriyorum dese bile işlerini nasıl yetiştirecek, öğrenciye nasıl faydalı olacaktır?
13- İşletmelerdeki Mesleki Eğitim yani koordinatörlük de yoruma kapalı hale getirilmemiş, yine 8 ile 20 saate kadar denilerek 8 saat de, 10 saat de, 20 saat de verilebileceği belirtilmiş ve bunu idarecilere bırakmıştır.
14- Rehber öğretmenlerin ek ders ücretlerine cüzi bir artış yapılırken, ne şekilde ödeneceği, yaz şubat tatillerinde ödenip ödenmeyeceği belirsizliği devam etmektedir.
15- Sınıf öğretmenlerinin maaş karşılığı 18 saat derse girmeleri düzeltilmemiştir.
16- Endüstri Meslek Liselerindeki bölüm ve atölye şeflerinin hakları verilmemiş, meslek dersi öğretmenleri mağdur edilmiştir.
Şu denilebilir bu Kararnamenin hiç mi iyi yönleri yok. Var tabi ama öğretmelerin, eğitim çalışanlarının problemlerinin yanında devede kulak denecek kadar az.
Milli Eğitim Bakanlığı bürokratları ile ücret Kararnamesini değerlendirdiğimizde, Sayın Bakanın ücretle ilgili konuşmalarında topu Maliye Bakanına atmakta “biz de bunların eksik ve yanlış olduğunu biliyoruz ama maliye müsaade etmiyor” diyerek kendilerini kurtaracaklarını sanıyorlar.
Maliye Bakanı bu iktidarın Bakanı değil mi? Maliye Bakanı uzaydan mı geldi. Eğer iktidara ve bakana göre eğitim ve eğitim çalışanlarının problemleri o kadar önemli değil para önemli ise ve para da Maliye Bakanlığında ise Milli Eğitim Bakanlığını Maliye Bakanlığına bağlayın kurtulun o zaman. Belki Maliye Bakanı kendi personeline çektiği kıyağı bize de çeker. Ne dersiniz?