Ülkemiz 7 Haziran ve 1 Kasım 2015 tarihlerinde art arda iki milletvekili seçimi yaşadı.
7 Haziranda Türk Milleti 13 yıldır ülkeyi idare edenlere"aklını başına al seni biz getirdik istersek tepe taklak indirmesini de biliriz,yaptıkların yeter"dedi.
7 Haziran seçim sonuçları millet iradesini anlayamayanlarla anlayıp ta işine gelmeyenlerin siyasi ihtirasları ve oyunlarıyla heba edildi.
Algı operasyonunu ve elinde olan gücü iyi kullananlar ülkemizi 1 Kasım seçimlerine mahkum etti.
1 Kasım seçimleri de algı operasyonunu ve elindeki her türlü gücü iyi kullananların,
13 yıldır yapmadıklarını sıkışınca söz verenlerin,vaadlerini art arda sıralayanların,
Dün kara dediklerine bugün ak diyenlerin başarılı olduğu bir seçim oldu.
Millet iradesine saygı duymamak haddimiz değildir.
Türk milleti ne dediyse o irade mutlak gerçektir.
Ama bu gerçek 7 Haziran seçimlerini unutmak unutturmak anlamına gelmemelidir.
7 Haziran seçimleri Adam kayırmacılığa, kul Hakkı yemeye, hırsızlığa, yolsuzluğa, kibire, israfa devletin memuru değil iktidarın memuru olanlara, güç zehirlenmesi yaşayanlara, dalkavuklara, haklının ve Hakkı'n yanında değil güçlünün yanımda olanlara her iktidarın bir sonunun olduğunu ispat eden bir ihtardır.
1 Kasım seçimleri ise yukarıda da belirttiğimiz gibi algı yönetimini ve siyasi zekasını ve elinde bulunduğu tüm güçleri iyi kullananların,
13 yıldır her türlü fırsat varken yapmayanların yeni vaadlerini halk kitlelerine allayıp pullayarak anlatmaları nedeniyle mevcut siyasilerin başarısı ile sonuçlanmıştır.
1 Kasımda
Mevcut siyasetçilerce bu millete büyük sözler verilmiştir.
Bu sözler:
İnternet bedava olacaktır.
Asgari ücret net 1300 tl olacaktır.
11 milyon emekliye yılda 1200 tl zam yapılacaktır.
Şubat 2016 da 30 000 öğretmen atanacaktır.
Ön lisan mezunlarına iş bulunacaktır.
4-c lilere ve taşeron işçilerine kadro verilecektir.
430 000 İİBF liye kadro verilecektir.
Bekarlar evlendirilecektir.
Her şeyden önemlisi "sen ben olmayacak biz olacağız" yani artık Ada'm kayırmacılık, kul Hakkı yeme son bulacak iş ehline verilecektir??
Esnafa ve köylüye de bir çok vaadler verilmiştir.
Söz vermek çok önemlidir.
İslam dininde yapmayacağın sözü vermek haramdır.
Cenab-ı Hak Kuran'ı Kerim'de "Ey İman edenler! Akitlerinizi yerine getiriniz."maide 1.
"Verdiğiniz sözü yerine getiriniz. Çünkü verilen söz sorumluluk gerektirir."isra 34.
"Ey İman edenler! yapmayacağınız sözleri niçin söylüyorsunuz"saaf suresi 2. Ayet.
Buyurmaktadır.
Bir hadiste"ahdini(verdiği sözü )bozan herkes için kıyamet gününde bir bayrak dikilip bu filancanın vefasızlık(sözünü tutmamasının)alametidir diye ilan edilecektir"(buhari cizye 22 ) buyurulmaktadır.
Yine bazı atasözlerimizde bu konuda"Hayvan yularından insan sözünden tutulur"
"Söz namustur"
Denilmektedir.
Biz Türk Eğitim-Sen olarak bu vaadlerini takipçisi olmaya devam edeceğiz.
Söz verenleri namuslu olmaya davet edecek ve onların münafık olmamaları için sık sık sözlerini hatırlatacağız.
Bize yani TÜRK EĞİTİM-SENE gelince:
Biz kurulduğumuz 1992 yılında bugüne hiç bir iktidara güvenmedik,iktidarla büyümedik,hiç bir iktidarın payendesi olmadık.
Bu sendika kurulurken iktidarda şu parti var,yarın şu parti iktidara gelir diye düşünmedik.
Bizim ilkemiz önce ülkemiz dedik ve memurun kamu çalışanının hak mücadelesi için bismillah deyip başladık.
Kurulduğumuz günden bugüne onlarca hükümet kuruldu yıkıldı,yeniden kuruldu.
O günün iktidar partilerinin şimdi esamesi okunmuyor.
O günlerde kendilerini padişah zanneden nice sendikacıları,işgüzar idarecileri,parti başkanları,il başkanları ilçe başkanları ve milletvekilleri başbakanları,şu anda piyasada yok kimse de hatırlamıyor.Zalimler zulümleriyle, iyiler iyilikleriyle yad ediliyor.
Türk Eğim Sen ise hala var ve her geçen gün güçlenmeye devam ediyor.
2002 yılında 125000 olan üye sayımız bugün 230 000 ler civarında.
Çünkü bizim varlığımız iktidarlara bağlı değil.
Bizim varlığımız önce Allah'a ,Yüce Türk milletine ve Eğitim çalışanlarına bağlı.
Biz gücümüzü inancımızdan,
Ülke Sevda'mızdan,
Haklı mücadelemizden ve eğitim çalışanlarından alıyoruz.
Güce değil Sadece Allah'a inanıyor,sadece ona secde ediyor ve sadece ondan yardım diliyoruz.
Dün nasılsak bugün de aynıyız aynı olmaya devam edeceğiz.
Biz bu ülke için,bu dava için,hak için,halk için,eğitim çalışanları için sefayı değil çileyi seçmiş insanlarız.
Türkiye varoldukça, Türk milleti varoldukça,Türk memuru ve eğitim çalışanları varoldukça Türk Eğitim -Sen her gün daha güçlenerek varolmaya devam edecektir.
Çünkü biz dün vardık!
Bugün varız..
Allah'ın izniyle yarın da olmaya devam edeceğiz.
Allah doğrular ve haklılarla beraberdir.