Türk Eğitim-Sen ve UAESEB işbirliğinde 9. kez düzenlenen kongre olan 5. Uluslararası Türk Dünyası Eğitim Bilimleri ve Sosyal Bilimler Kongresi, Türk Dünyası’nın ortak bilimsel ve kültürel değerlerini bir araya getiren önemli bir platform olmaya devam etmiştir. Kongre bilim ve kültür insanlarını yüz yüze ve çevrim içi olarak aynı çatı altında buluşturmuş hedefleyen geniş kapsamlı bir katılımla tamamlanmıştır.
Türkiye, Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan, Türkmenistan, Özbekistan, Rusya, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, Saha (Yakut) Cumhuriyeti, Çuvaşistan, Tataristan, Güney Kore, EndonezyaMoğolistan, Japonya, Irak, Suriye, Gürcistan, Moldova (Gagauz Yeri), Ukrayna, Macaristan, Slovakya, Polonya, Bulgaristan, Sırbistan, Romanya, Yunanistan, ABD, Kanada, Almanya, Hollanda, İsviçre, Fransa, Kosova, Karadağ, Arnavutluk, Bosna-Hersek, Mısır, Yemen, İran, Gana, Gabon, Ürdün, Suudi Arabistan, Katar, Birleşik Arap Emirlikleri, Filistin ve Kuzey Afganistan olmak üzere 49 farklı ülkeden bilim insanlarının katılımıyla geniş bir uluslararası bir kaynaşma ve kültür şöleni hüviyetini kazanmıştır.
Kongre yüz yüze olarak 13 oturumla 11 farklı salonda eş zamanlı olarak yapılmış olup, özel oturumlar da bu programın ilave parçası olmuştur. Çevrim içi olarak ise 10 salonda 13 paralel oturumla toplam 196 etkinlik planlanmıştır. Kongreye Türkiye içinden 466 bildiri ve yurt dışından 658 bildiri olmak üzere toplamda 1124 bildiri kabul edilmiştir. Birden fazla yazarlı çalışmalar ve aynı yazarın birden fazla bildiri sunduğu göz önüne alındığında, toplamda 1590 farklı bilim ve kültür insanının kongreye katılım sağlamıştır.
Alanında uzman davetli konuşmacıların gündeme ve güncel sorunlara yönelik konuşmalar yaptığı, eğitimcilerinin mesleki etkinliklerine yönelik atölye çalışmaları ile panel ve konferansların düzenlendiği kongremiz başarılı bir şekilde tamamlanmıştır.
Kongrenin her bir oturumu, başta Ziya GÖKALP olmak üzere, Türk Milli Mücadele’sinin öncüsü ve Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK gibi Türk Dünyası’nın devlet, edebiyat ve sanat alanlarında çalışmalar yapan değerlerine, ithaf edilmiştir.
Kongrenin kapanış ve değerlendirme oturumu yani bu oturum, yakın dönemde aramızdan ayrılan, sendikamızın kıymetli emektarı ve şube başkanımız Prof. Dr. Hanefi Bostan anısına gerçekleştirilecektir. Bu vesileyle, kendisini saygıyla anarken, kongremizde elde edilen kazanımların değerlendirmesi yapılmıştır.
Kongre’nin çevrimiçi ve yüz yüze salonları Türk Dünyasının kadim şehirlerine, başkentlerine tahsis edilerek bir ahde vefa örneği sergilenmiş, Dünya’nın dört bir tarafından katılan katılımcılar eli ile buralardaki Türk kültürü ve demografik konuma dikkat çekilmiştir.
Her bir salonda sunulan bildirilerin geçmişte Türk kültürüne, Türk Milletine büyük hizmetler etmiş kahramanlar ile öğrencileri, vatanı ve devleti için şehit olan öğretmenlerin ve kamu görevlilerinin aziz hatıralarına armağan edilmiştir.
Kongremiz Türk Dünyası’nın muhtelif coğrafyalarına ve topluluklarına mensup bilim insanları arasında farklı bir boyutta yeni işbirliği imkânları sunması bakımından da ciddi bir kazanıma hizmet etmiştir.
Kongrede, eğitim bilimlerine ve sosyal bilimlere ait alt disiplinlerde bildiriler sunulmuş ve tartışmalar gerçekleştirilmiştir. Birçok yeni mesele gündeme getirilmiş, tespitler yapılmış ve çözüm teklifleri geliştirilmiştir.
Stratejik bilgi üretiminin hayatî öneme sahip olduğu bu yüzyılda, Türk kültürünün zaman ve mekân genişliğinin stratejik sonuçlara yol açabileceği, bir kez daha anlaşılmıştır. Akademik düzeyde üretilen bilgilerin UAESEB ve Türk Eğitim-Sen gibi bir sivil toplum kuruluşu eliyle bilim dünyasına aktarılması ve bunun da 2016’dan beri devam ederek geleneksel bir mahiyet alması, bu işe gönül veren ve irade ortaya koyan Sivil Toplum Kuruluşu yöneticileri başta olmak üzere emek veren ve inanan bilim insanlarının takdir edilmesi gereken bir husus olarak dikkat çekmiştir.
Ziya Gökalp’in Vefatının 100. Yılı Anısına düzenlenen 5. Uluslararası Türk Dünyası Eğitim Bilimleri ve Sosyal Bilimler Kongresi, aşağıda belirtilen hususlar çerçevesinde alınan kararların Türk Dünyası’na ve bütün insanlığa hizmet bakımından önem taşıdığının altını çizmiştir:
1- İnsanlığın ve medeniyet tarihinin en kadim ve güçlü alanlarından olan, Türk kültürü, bütün unsurlarıyla korunmalı ve gerek kendi doğal mecrası içinde gerekse içinde bulunduğumuz çağın gerekleri çerçevesinde geliştirilmelidir.
Bu bağlamda, Türk kültür coğrafyasının her bölgesinde özellikle de bağımsız Türk devletlerinde, gereken hassasiyet resmî düzeyde ve bütün zeminlerde sergilenmeli, Türk Devletleri Teşkilatı’nın Türk Dünyası ortak kültürel değerlerinin gelecek asırlara taşınması yönündeki ufku, ortak bir irade ve şuur haline gelmelidir.
2- Ermenistan’ın işgali altındaki Karabağ’ın azatlığının ve büyük zaferin dördüncü yılını idrak ediyoruz. Kurtarılan topraklara hak sahibi olan Azerbaycan Türklerinin geri dönüşü Türk dünyasının ortak problemlerinden biridir. Karabağ’da Türk nüfusunun ikame edilmesi süreci Türk Cumhuriyetleri tarafından desteklenmelidir. Binlerce insanın katili olan Ermenistan’ın savaş suçları kapsamında ödeyeceği tazminatlar uluslararası kamuoyunun gündeminde tutulmalıdır. Bir asırdan daha uzun bir süredir devam eden işgal sırasında Karabağ’ın ve Azerbaycan arazisinin kültür ve tarih varlıklarının yok edilmiş olması dikkate alınarak, maddi ve manevi olarak sorumluların yargılanması ve gerekli tazminatların temini sağlanmalıdır.
3- Zengezur geçidi başta olmak üzere Karabağ’ın ayrılmaz bir parçası olan Azerbaycan’ın kendi topraklarındaki Ermenistan ve Rusya’ya ait askeri güçlerin süratle geri çekilmeleri sağlanarak, Türk dünyasını jeopolitik olarak bütünleştiren bu coğrafyada Azerbaycan’ın mutlak hâkimiyetinin temini desteklenmelidir.
4- KKTC Türk dünyasının ayrılmaz bir parçasıdır. Kıbrıs Türk’lerinin meşru hakkı olan siyasi tanınma süreçleri Türk Devletleri Teşkilatı’nın öncelikli gündemi haline getirilerek Doğu Akdeniz’de barış ve güvenliğin sağlanmasına katkı verilmelidir.
5- Yeryüzünün muhtelif coğrafyalarında insan hakları ihlâllerine maruz kalan soydaşlarımızla ilgili resmî düzeyde girişimlerde bulunulmalıdır.
-Çin işgali altındaki Doğu Türkistan’da yaşanan insan hakları ihlalleri Türk dünyasının ortak bir yarası olarak terennüm edilmeli, Türk devletlerinin ortak zeminde uluslararası hukuku gözeten acil tedbirleri yürürlüğe koyması sağlanmalıdır.
-Irak Türk’lerinin maruz kaldıkları baskı ve yıldırma politikalarına karşı Türk Devletleri Teşkilatı bünyesinde ortak bir eylem tarzı benimsenerek, Kerkük’ün statüsüne ilişkin oldu bittiler ve hukuksuz adımlara müsaade edilmemelidir. Kerkük ve Türkmeneli’nde terör örgütlerinin sağlamak istediği hâkimiyete engel olunarak bölgedeki Türk varlığı korunmalıdır.
-Suriye Türkmenleri yaşadıkları bölgeler itibariyle savaş ve terör faaliyetlerinin yoğunluk arz ettiği bir çatışmanın hedefi haline gelmişlerdir. Suriye iç savaşının bir an önce barış temelli nihayet bulması ve Suriye Türk’lerinin ülkelerinin geleceğinde haklı ve etkili yerlerini almaları için adımlar atılmalıdır.
-Ahıska Türk’lerinin Sovyetler döneminde maruz kaldıkları zorunlu göç ve baskıların sekseninci yıl dönümünde, bu kıymetli Türk topluluğunun yürüttüğü vatana dönüş ve uluslararası hukuk mücadeleleri Türk Devletleri tarafından müşterek bir politika ortaya konularak desteklenmelidir.
-Rusya’nın işgali ile başlayan süreçte, Kırım Türk’lerinin vatanlarından uzaklaştırıldıkları üçüncü bir sürgün dönemi yaşanmaktadır. Bu haksız işgalin sonlandırılması, Ukrayna’da barışın gelişmesi bağlamında, Kırım Türkleri ’ne yönelik insan hakları ihlalleri ile mücadele edilmelidir.
-İran Türklüğü bu ülkenin en köklü ve saygın topluluklarını oluşturmaktadır. İran’da Türkçenin ve Türk kültürünün korunması ve geleceğe taşınması büyük bir önem taşımaktadır. İran Türk’lerinin kültürel kimlik mücadeleleri Türk devletleri Teşkilatının ilgi alanı içerisinde görülmelidir.
-Balkanlarda yaşayan Türkler mensubu oldukları ülkelerde azınlık değil kurucu ve asli bir unsurdurlar. Balkan Türk’lerinin kültürel ve siyasi mücadeleleri Türk devletleri tarafından desteklenmelidir.
-Kafkasya Türkçenin ve Türk kültürünün ana vatanlarındandır. Gürcistan ve Rusya Federasyonunun vatandaşı olan Kafkasya Türklerinin dil ve kültürel kimlikleri Türk dünyasının geliştireceği ortak politikalarla korunmalıdır.
-Dünya üzerinde neredeyse her kıtada Türkçe ve Türk kültürüyle bağı olan Türk ve akraba toplulukları varlığını sürdürmektedir. Yok olma tehlikesi taşıyan Türk lehçeleri ve kültürleri, Türk Devletleri Teşkilatı’nın yürüteceği güçlü faaliyetlerle korunmalıdır.
6- Türk Dünyası’nın birliği yolunda atılacak her zemindeki adımların temelinde, ortak iletişim dili Türkçe yer almaktadır. Yazı dili birliği, ortak alfabe ve ortak imla, vb. konularda bugüne kadar yapılan ve ortak bir karar haline getirilen çalışmalar derinleştirilmeli ve ortak Türkçe’nin yaygın kullanımına ilişkin politika ve faaliyetlere hız verilmelidir.
7- Türk Dünyası ortak vatandaşlığı üzerine çalışmalar yapılarak gerçekleştirecek proje ve faaliyetler ivedilikle yapılmalıdır.
8- Bağımsız Türk devletlerinin her seviyedeki eğitim-öğretim müfredatlarında, ortak ders kitaplarının okutulması hayatî önem taşımaktadır. Ortak ders kitaplarıyla ilgili yaşanan ümit verici gelişmeleri takdir etmekle birlikte “Ortak Türk Tarihi”, “Ortak Türk Edebiyatı”, Türk Dünyası Coğrafyası kitapları ve ders içeriklerinin eksiklerinin tamamlanarak sürecin daha da yaygınlaştırılması sağlanmalıdır. Ortak ders kitaplarının özerk devlet niteliği taşıyan Türk yurtlarında da okutulması için gereken resmî çalışmalar yapılmalıdır.
9- Türk Dünyası’nda eğitim-öğretim alanındaki değişim programları Türk Devletleri Teşkilatı bünyesinde uygulanmaktadır. Ancak ilan edilen programlar tam olarak hayata geçmemiştir. Bilim adamı, öğretmen ve öğrenci değişim programları daha verimli hâle getirilmelidir.
10- Bağımsız Türk devletleri başta olmak üzere bütün Türk Dünyası’nda, “Dilde, Fikirde, İşte Birlik” ilkesine uygun olarak sosyal, ekonomik, siyasal, kültürel, vb. alanlarda faaliyet gösteren sivil toplum kuruluşları desteklenmelidir. Bu kuruluşlar içinde, “Türk Dünyası eksenli ve gençlik odaklı” çalışmalar yürütenler, özellikle teşvik edilmelidir. Devletler nezdinde desteklenecek Türk Dünyası Sivil Toplum Kuruluşları Konseyi kurulmalıdır.
11- Türk yurtlarının gündeminde yer alan güncel meselelerle ilgili resmî düzeyde ve sivil toplum kuruluşları nezdinde, etkin bir dayanışma sağlanmalı ve işbirliği gerçekleştirilmelidir.
12- Türk yurtlarının gündeminde yer alan güncel meselelerle ilgili resmî düzeyde ve sivil toplum kuruluşları nezdinde, etkin bir dayanışma sağlanmalı ve işbirliği gerçekleştirilmelidir.
12- İlk kongremizden beri sonuç bildirgelerimizde yer alan Türk Dünyası Üniversiteler Birliği kurulmasına ilişkin teklifimiz, Türk Devletleri Teşkilatı tarafından yürürlüğe girmiştir. Bu resmi inisiyatifin altı doldurulmalı, akademik ve entelektüel iş birliği ağları güçlü bir hale getirilmelidir.
13- 21. Yüzyılın Türk Asrı, olabilmesi için bütün Türk devletleri ve diğer ülkelerde yaşayan eğitim kültür ve bilim alanında yapılan çalışmaların paylaşılıp desteklenebileceği dijital platformlar vasıtası ile araştırma ve araştırmacı bilgi bankası oluşturularak bilimsel işbirliklerinin önemi artırılmalıdır.
14-) Türk devletlerinin Türk kültürlü haklar ve akraba ülke ve milletler ile eğitim, bilim, sanayi ve ekonomi alanında yapacağı çalışmalar için ortaklıklar tesis edilmelidir. Bu tür kongrelerin ve kolokyumların teşvik edilmesi ile özel ihtisas ve tematik kongreler yapılması 100. Yılında rahmetle andığımız Ziya Gökalp’in ve Dilde, Fikirde, İşte Birlik Sözü’nü şiar edindiğimiz Gaspralı Beyin hayaline ulaşmaya bizleri daha yakın kılacaktır.
5. Uluslararası Türk Dünyası Eğitim Bilimleri ve Sosyal Bilimler Kongresi katılımcıları, yukarıdaki hususların uluslararası topluma duyurulmasına, oybirliğiyle karar vermişlerdir.