Şanlı tarihimizin en büyük ve görkemli kuşatmalarından biri olan İstanbul’un Fethi’nin 570’inci yıl dönümünü kutlayan Geylan, “Dünyanın göz bebeği İstanbul’u fethederek, Türklerin kurduğu hayalin gerçeğe dönüşmesini sağlayan şah-ı cihan Fatih Sultan Mehmet ve kahraman ecdadımızla gurur duyuyoruz” dedi. Geylan açıklamasında şunları kaydetti:
“1453; yıkılmaz sanılan duvarların paramparça olduğu, aşılması imkânsız görülen surlarda Türk ecdadının destan yazdığı tarihtir.
1453; “Kostantiniye’nin benim tarafımdan fetholunması takdir edilmiş ise burçları taş ve topraktan değil, demirden olsa, ateşi hışmı kahr ile eritip, mum gibi yumuşak eylerim” diyen II. Mehmet’in, ustaca hazırladığı fetih planının, azim ve kararlılığının, çelikleşmiş ülküsünün, olağanüstü zekâ ve anlayış kabiliyetinin, ileri görüşlülüğünün, yenilmez iradesinin mükâfatıdır.
1453; Fatih Sultan Mehmet’in, bin yıllık Bizans İmparatorluğu’nu alt ederek, bizlere daimi kalacak şehrinin tapusunu verdiği mukaddesimizdir.
1453; Düşman oklarıyla vurulmasına rağmen sancağı elinden bırakmayan, Bizans surlarına Türk sancağını diken Ulubatlı Hasan’dır, kutlu fethe büyük katkı sağlayan ve Fatih’i her daim yüreklendiren Akşemsettin’dir.
Büyük Hakan henüz 21 yaşında bin yıllık Bizans egemenliğini yıkarken, garp bugün dahi kaybetmenin acısını içinden atamamıştır. İşte böylesine kudret yüklü bir zaferin mührünü tarihe kazıyan Fatih Sultan Mehmet, aynı zamanda nizam-ı âlemin anahtarını da Türklere vermiştir. Üç hilalin dalgalanmasını sağlayan Fatih, peygamberimizin muştusunu gerçeğe dönüştürmüştür.
Türk milleti olarak bu kadar güzel bir şehre sahip olmak ne kadar övünsek azdır. İki kıtayı birbirine bağlayan, tarihi zenginliği ile tüm dünyanın ilgisini çeken İstanbul’un tarihi ve kültürel dokusunu korumak hepimizin görevidir.
Bu minvalde, fethin ruhunu her zaman hissetmeli, bu şanlı zaferin nasıl kazanıldığını çok iyi idrak etmeli, Fatih’in inancını, tutkusunu, cesaretini kılavuzumuz yapmalıyız. Bugün de Fatih’in izinden giden Türk milleti bilmelidir ki; tarihimizde kolay kazanılan hiçbir zafer yoktur. İşte tam da bu gerçekten hareketle vatanımıza, bayrağımıza, milli hasletlerimize daha çok sahip çıkmalıyız ki, gelecek kuşaklara bu güzel emanetleri teslim edebilelim.
Yürekten inanıyoruz ki, aynen 1453’te olduğu gibi Fatih’in torunları yine yeni bir çağın kapılarını aralayacak ve 21. yüz yılı Türk Asrı kılacaktır. Büyük Atatürk’ün dediği gibi, ‘Türk çocuğu ecdadını tanıdıkça daha büyük işler yapmak için kendinde kuvvet bulacak.’ olan nesillerimiz büyük fethin ruhunu ilelebet yaşatacaktır.”
