Büyük Türk milleti kadim tarihi boyunca pek çok zulümle, felaketle, acıyla, insani ve vicdani olmayan pek çok hadise ile karşılaşmıştır. Türk dünyasının hangi beldesinde olursa olsun yaşanılan derin yaraların, acıların sızısı ise elbette ki büyük Türk milletinin her bir ferdini derinden etkilemiştir. 26 Şubat 1992’de kadim Türk yurdu Dağlık Karabağ bölgesindeki Hocalı beldesinde bir gece yarısı yaşanılan katliam da bu elim hadiselerden biridir.
Bugün 31. yıldönümünü andığımız Türk dünyasının büyük bir yarası olan Hocalı Katliamı’nda yaşanılanlar, tarihin derinliklerinde kalmış gibi görünse de Türk dünyasının ortak acısı, Türk milletinin dinmemiş sızısı, unutulmamış ve unutulmayacak yankısı olarak Türk milletinin vicdanında yerini korumaktadır.
Savunmasız Azerbaycan Türklüğünün, Ermenistan hükümeti kuvvetleri tarafından bir gece yarısı abluka altına alınarak topluca katledildiği elim hadisede 106’sı kadın, 63’ü çocuk, 70’i yaşlı olmak üzere 613 Azerbaycan Türkünün şehit düştüğü bilinmektedir. Ayrıca içerisinde bebeklerin, çocukların da olduğu 487 soydaşımızın ağır yaralandığı ve 275 soydaşımızın da esir alındığı tespit edilmiştir. O gün Hocalı Kasabası’nda yaşanılanlar Dünya İnsan Hakları İzleme Komitesi’nin incelemelerine göre bile 20. yüzyılda yaşanılan en büyük sivil katliamlardan biri olarak tarihe geçmiştir.
Hem Azerbaycan hem de Türk dünyası için stratejik bir öneme sahip olan Hocalı Kasabası’nda o gün çocuk, genç, yaşlı denilmeden savunmasız sivil Azerbaycan Türklüğünün dünyanın gözü önünde insanlık dışı bir uygulamayla hunharca katledilmesini unutmak, gizlemek, saklamak, üzerinde konuşmamak, tarihin tozlu sayfalarına bırakmak mümkün değildir.
Türk milleti elem verici yeni acılarla, zulümlerle, felaketlerle karşılaşmasın diye yaşadıklarımızı unutmayacağız. Türk milletini sindirmeye, kadim yurtlarından tasfiye etmeye hiçbir devletin ve hükümetin gücünün yetmeyeceğini bu vesilelerle tekrar tekrar hatırlatacağız. Bir kez daha yineliyoruz ki; Türk dünyasının gözbebeği, kardeş ülkemiz can Azerbaycan’ın acısı acımız, kederi kederimiz, varlığı, dirliği ve birliği bizim de güç kaynağımızdır.
Biliyoruz ki Türkiye-Azerbaycan ilişkileri her anlamda son derece önemlidir. Büyük Türk milletinden neşet eden iki devlet olarak gerek tarihi ve kültürel ilişkilerimiz, gerekse de stratejik ve siyasi ilişkilerimiz Türk dünyasının bugünü ve yarını açısından oldukça büyük ve önemli bir anlam ifade etmektedir.
Ülkemizde yaşadığımız ve asrın felaketi olarak nitelendirdiğimiz depremde de gördük ki acımıza ilk elini uzatan ülkelerin başında Azerbaycan geldi. Türkiye olarak yaşadığımız elim deprem felaketinde de gördük ki yardımımıza ilk koşanlar ortak aidiyet ve hassasiyet taşıdığımız gönül ve kültür coğrafyamızda acımızı paylaşan Azerbaycan Türklüğü oldu.
Yaşadığımız acılardaki kenetlenişimiz ne kadar büyük bir millet olduğumuzu tüm dünyaya bir kez daha göstermemize vesile oluyor. Kadim tarihimizde de olduğu gibi acılara birlikte göğüs geriyor, düştüğümüz yerden birlikte kalkıyor, gözyaşlarımızı birlikte siliyor, yaralarımızı birlikte sarıyor, zorluklara birlikte göğüs geriyoruz. Büyük Türk milleti metanet sahibidir, inancımız gereği Allah’ın sabredenlerle birlikte olduğunu biliyoruz. Dün olduğu gibi bugünde yarınlarda da yaralarımızı birlikte saracağımıza, acılarımızı beraber dindireceğimize inanıyoruz. Büyük Türk milleti olarak bir ve diri kalarak Türk dünyasının daha müreffeh yarınlara vasıl olacağını umuyoruz.
Bu vesileyle 31. yıl önce Hocalı’da yaşanılan insanlık dışı bu büyük zulmü bir kez daha kınıyor, bu katliamın herkes tarafından bir soykırım olarak kabul edilmesini ve mağdurlara tazminat ödenmesini talep ediyoruz. Başta Hocalı Katliamı’nda şehit düşen soydaşlarımız olmak üzere ülkemizde yaşadığımız asrın felaketi depremde hayatını kaybeden tüm vatandaşlarımıza Allah rahmet diliyoruz. Aziz ruhları şad olsun.
Talip Geylan
Türk Eğitim Sen Genel Başkanı