Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı Talip Geylan, Genel Başkan Yardımcısı Fuat Yiğit ile birlikte 15.10.2019 tarihinde Çorum’da bir dizi etkinliklerde bulundu.
Hitit Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ali Osman Öztürk’ü makamında ziyaret ederek, görüş alışverişinde bulunan Genel Başkan Geylan ve beraberindeki heyet daha sonra Hitit Üniversitesi işyeri temsilcilik büromuzun açılışına da katıldı.
Genel Başkan aynı gün akşam Genel Başkan Yardımcısı Fuat Yiğit ile birlikte Çorum Şube Başkanlığı’nın düzenlediği programda Hitit Üniversitesi’ndeki temsilci ve üyelerimizle bir araya geldi.
Zeytin Dalı ve Fırat Kalkanı Harekâtında olduğu gibi Barış Pınarı Harekâtına da amasız, fakatsız, şüphesiz tüm gövdemizle, ruhumuzla, kalbimizle destek veriyoruz.
Toplantıda bir konuşma yapan Genel Başkan Talip Geylan, sendikamızın Barış Pınarı Harekatı’na verdiği desteğe vurgu yaptı. Geylan, “Türkiye Kamu-Sen sadece bir sendika değil, ‘Türkiye sevdamız ekmek için kavgamız’ sloganını şiar edinen milli bir sivil toplum kuruluşudur. Yani Türkiye var ise, sendikacılığımızın da bir anlamı vardır. İçinde bulunduğumuz günler, ‘önce ülkem’ diyenlerin biraz daha öne çıkması gereken günlerdir” dedi.
Devletimizin terörle çok ciddi bir mücadelenin içine girdiğini söyleyen Geylan, “Bu süreçte, Zeytin Dalı ve Fırat Kalkanı Harekâtı’nda olduğu gibi Barış Pınarı Harekâtı’na da amasız, fakatsız, şüphesiz tüm gövdemizle, ruhumuzla, kalbimizle destek veriyoruz. Canlarını bu vatan toprakları için gözünü kırpmadan feda eden aziz şehitlerimize rahmet diliyorum, tüm şehit ailelerimizin önünde saygı ile eğiliyorum” dedi.
Ne kimseye ulufe dağıtıyoruz, ne de gayri ahlaki tekliflerde bulunuyoruz.
Genel Başkan Talip Geylan, Türk Eğitim-Sen’in Çorum Hitit Üniversitesi’nde yetkili sendika olmasında emeği geçen herkese teşekkür ederek sözlerini sürdürdü. Sadece adam gibi sendikacılık yaparak üye kaydettiklerini ifade eden Geylan, “Ne kimseye ulufe dağıtıyoruz, ne de gayri ahlaki tekliflerde bulunuyoruz. Kimseyi tehdit etmiyoruz. Sadece işimizi doğru dürüst yaparak, üye artışı sağlıyoruz. Bununla da gurur duyuyoruz” dedi.
Üniversitelerimizi bir takım lobiler, cemiyetler, vakıflar, dernekler ve sendikalar yönetmesin!
Genel Başkan, üniversitelerde yaşanan yönetim sorununa dikkat çekerek, “Rektör atamalarından, görevde yükselmelere, akademik kadro yetersizliğine kadar üniversitelerimizin birçok sorunu bulunmaktadır. Hatırlanacağı üzere idari personelin görevde yükselmesi için YÖK merkezi yazılı sınav yaptı. Türk Eğitim-Sen olarak yazılı sınav uygulamasını desteklerken, yazılı sınavda başarılı olanların mülakatta elenmemesi için çağrıda bulunduk. Hatta YÖK’e bu konuda yazılı başvuru yaptık. Üniversitemizin bir kısmı bu çağrıya uyarak, yazılı sınav puanı ne ise o puanı verdi ve mülakat dolaylı olarak işlevsiz hale getirildi. Ancak Hitit Üniversitesi’nde durum böyle olmadı. Hitit Üniversitesi, mülakatlarda kamera gözlemci sistemi kullandığını söyleyerek, adayların mülakat puanlarını da dikkate almış. Kamera sistemi nispeten de olsa kişisel tasarrufları engellese de, elbette yeterli değildir. Mülakat tamamen kaldırılmadığı sürece torpilin önüne geçemezsiniz. Unutulmamalıdır ki, mülakat adalet ve liyakati öldürür. Mülakatın olduğu yerde kişisel inisiyatifin sonlandırılması mümkün değildir” diye konuştu.
Rektör atamalarında Türk Eğitim-Sen’in talebinin demokratik katılım olduğunu bildiren Geylan, üniversite yönetimlerinin üniversite çalışanlarının demokratik katılımı ile belirlenmesini istedi. Geylan sözlerini şöyle sürdürdü: “Hatırlanacağı üzere eski sistemi eleştiriyorduk, ne yazık ki Dimyata pirince giderken evdeki bulgurdan olduk. Rektörlerin atanmasında seçim sisteminin kaldırılması ile birlikte bir takım mensubiyetlerin ve grupların sürece aktif katılımları söz konusu oldu. Buna şiddetle karşıyız. Üniversiteler ehil eller tarafından yönetilmelidir. Üniversitelerimizi bir takım lobiler, cemiyetler, vakıflar, dernekler ve sendikalar yönetmesin! Üniversiteleri sadece üniversite çalışanları yönetsin!
Ek gösterge düzenlemesi tüm kamu çalışanları için yapılmazsa, kamu hayatında hiyerarşiyi ve dolayısıyla çalışma barışını bozarsınız.
Ek gösterge sözünün hala yerine getirilmediğine ve yılan hikâyesine döndüğüne dikkat çeken Geylan, “Sayın Cumhurbaşkanı, 24 Haziran seçimleri arifesinde 4 meslek grubunun ek göstergelerinin 3600’e çıkarılacağı taahhüttünü ortaya koymuştu. Ama maalesef bu konuda bir adım atılmış değil. Türkiye Kamu-Sen olarak ek gösterge ile ilgili bir yasa tasarı hazırlayarak, TBMM’ye sunduk. Tabi bu tasarımız; sadece 4 meslek gurubu için değil, tüm meslek gruplarının ek göstergelerinin düzenlenmesi ve yardımcı hizmetler sınıfının da ek göstergeden yararlandırılmasını içeriyor. Bu tasarının ivedilikle gündeme gelmesini bekliyor ve tasarıya tüm siyasi partilerimizin destek vermesini istiyoruz. Aksi takdirde kamu hayatında hiyerarşiyi ve dolayısıyla çalışma barışını bozarsınız” diye konuştu.