Bölücü köpeklerin hain saldırıları devam ediyor.
Önceki gün, Hakkari ili Kavuşak bölgesinde mayın patlaması nedeniyle verdiğimiz şehidin acısını yaşarken; dün akşam da Tunceli ili Sarıyayla Jandarma Karakolu’na yapılan PKK baskınında dört yiğidimizi daha şehit verdik.
Bölücü hainleri nefretle telin ediyor; Türk Milleti’nin ebedi bekasının kilometre taşlarına eklenen şehitlerimizi, minnet ve şükranla sonsuzluğa uğurluyoruz.
Önce Kürt Açılımı sonra Demokratik Açılım ve en sonunda da Milli Birlik ve Kardeşlik Projesi olarak kamufle edilen sürecin geldiği nokta ortadadır. Sözde terörü bitireceği iddiası ve gafletiyle başlatılan sürecin, tam aksine bölücü unsurları azdırdığına ve hatta milletin kürsüsünde dahi cüretkarca devletimize kafa tutacak seviyeye geldiğine milletçe şahit oluyoruz.
Anlaşılıyor ki; bu proje, atılan gaflet adımları neticesinde, terör örgütünün ve destekçilerinin lojistiğine katkı sağlayan bir “İhaneti Birleştirme ve Bütünleştirme Projesi” hüviyetine bürünmüştür.
Başta bu sürecin sahipleri olmak üzere, sorumluluk makamlarını işgal eden herkesin artık şapkayı önlerine koyarak bir muhasebe yapmalarının vakti gelmiştir.
Türk Milleti’nin kahraman evlatları, tarih boyunca vatanın bekası uğruna kanlarını akıtmaktan geri durmamıştır. Aynı şekilde çeyrek asırdır da bölücü hainlere karşı aynı fedakarlıkla mücadele etmektedir. Fakat her bir vatandaşımızın varlığı, ısmarlama projelerin ve çok uluslu programların emellerine feda edilemeyecek kadar kutsaldır.
Türk Eğitim-sen olarak, başta hükümet olmak üzere, ilgili tüm taraflara çağrıda bulunuyoruz: Artık açılım adı altında ortaya konulan safsatalardan ve bölücü hainlere aleni destek veren işbirlikçilere gösterilen müsamahalardan vazgeçilsin. Milletimizin huzuru ve mutluluğu için gereken her girişim yapılsın. Ancak, diğer yandan da ülkemizin birliğine kasteden kim olursa olsun, sıfatı ve konumu ne olursa olsun en sert şekilde hak ettiği muameleye tabi tutulsun.
Öte yandan, medyamızın anlaşılmaz tutumunu da kınıyoruz. Dünyanın medeni herhangi bir ülkesinde, bir günde beş güvenlik görevlisinin kayıp olduğunun haberi gündemi değiştirir. Fakat üzülerek izliyoruz ki; bizim ülkemizin basın-yayın organlarında ise beş şehit haberi sıradan, münferit ve adli vakalar kadar bile yer bulamıyor. Bu durumun nedeni; medyanın duyarsızlığı mıdır; yoksa, “bir yerler” tarafından medyaya yapılan kısıtlama ikazları mıdır? Bu soru vatandaşlarımız tarafından ibretle düşünülmektedir.
Bölücü katilleri ve hain işbirlikçilerini lanetliyor; uçmağa varan yiğitlerimizi rahmet ve şükranla yad ediyoruz.
Ruhları şad, mekanları cennet olsun.
TÜRK EĞİTİM-SEN GENEL MERKEZİ