5 YILDAN ROTASYONA TABİ OKUL MÜDÜRLERİ NE YAPMALIDIR?

Türk Eğitim-Sen olarak inandığımız şudur; ister hizmetli, ister memur, ister öğretmen, ister okul müdürü, isterse üniversite çalışanı ve akademisyen olsun, hepsi bizim için önemlidir, onlar adına mücadele etmek bizim görevimizdir. Dolayısıyla bu insanlarla ilgili olarak çıkarılan kanun ve yönetmelikler insan haklarına, eşitlik ilkesine ve hukukun üstünlüğü prensibine uygun olmalıdır. Türk Eğitim-Sen olarak karşı çıktığımız; okul müdürlerinin 5 yılı aynı yerde doldurmaları sebebiyle görev yerlerinin değiştirilmesi değildir. Tavrımız bu konuda birkaç kez çıkarılan yönetmeliğin yukarda ifade ettiğimiz normlara uygun olmamasıdır.
Yönetmeliğin mevcut şekliyle uygulanmasında bir kamu yararı olmadığına, tam aksine parti devleti anlayışına uygun bir sonuç doğuracağına inanıyoruz. Böyle bir yönetmeliğin hukuk devletinde yeri olmayacağını biliyoruz. Başarılı ve başarısız yöneticileri bu şekilde ayırt edebilmenin mümkün olmadığını, uygulanması halinde, mevcut yöneticilere ve iktidar partisinin temsilcilerine yakın olmanın belirleyici, en önemli kriter olacağını söylüyoruz.
Basit bir örnek verelim. Okul müdürünüzü seversiniz, sevmezsiniz önemli değil. Bir okul müdürü olsanız, görev sürenizin, başarınıza bakılmaksızın 5 yıl sonra dolacağını bilerek nasıl bir çalışma temposu içinde olurdunuz? Son derece idealist olan insanları bir yana bırakırsak, başarı ya da başarısızlık objektif kriterlerle ölçülmüyorsa ve en önemli ölçü iktidar partisine yakın durmaksa, herhalde bir çok okul müdürü vasat bir tempo içerisinde 5 yılının dolmasını bekleyecektir. Halbuki öyle bir sistem ortaya konulmalıdır ki; başarılı olan yönetici mutlaka ödüllendirilsin, başarısız olan da değeri ölçüsünde değerlendirilsin. İşte, Türk Eğitim-Sen olarak böyle bir sistemin arayışı içinde olmamız gerektiğini ifade ediyoruz.
Milli Eğitim Bakanlığından yapılan açıklamaya göre 19 Haziran’da okullar tatil edildikten sonra 6 bin 30 okul müdürü, 5 yılını aynı kurumda doldurmaları sebebiyle zorunlu rotasyona tabi tutulacak. Şu an itibariyle illerde bu uygulamanın başlatıldığını biliyoruz.
Yönetici atama ve yer değiştirme yönetmeliğinin 27.maddesine göre, söz konusu müdürlere 3 tercih hakkı verilecek, puan üstünlüğüne göre yeni görev yerleri belirlenecek. (Bu belirlemeyi yapacak olanların 15 puanlık takdir yetkisi bulunmaktadır.) Aynı yönetmeliğin 1. Ek Maddesine göre ise, üç tercihinden herhangi birine atanmayan okul müdürlerinin görev yeri atamaya yetkili kişiler tarafından belirlenecektir. Bu durumda hiçbir kriter ortada yoktur. Tamamen bir keyfiyet söz konusu olmaktadır.
Neticede, üç tercihinden herhangi birine yerleşemeyen okul müdürlerinin hangi okulda görev yapacağı, atamaya yetkili olanların iki dudağı arasında, hiçbir kritere bağlı olmaksızın şekillenecektir. Dolayısıyla yönetmelik bu yönüyle Danıştay’ın müdür rotasyonu konusundaki daha önceki kararındaki iptal gerekçelerini ortadan kaldırmamıştır.
Açtığımız davayı kazanırsak bir problem olmaz. Başvurularımız üzerine MEB bu atamaları gerçekleştirmezse yine bir problem olmaz. Ancak yukarda da bahsettiğim açıklamada yönetmeliğin uygulanacağı ifade edilmektedir. Okul müdürlerimiz bu aşamada ne yapmalıdır? Önce şunu düşünmeliyiz; “Bugün bu şartlarda ben belki şu andaki okulumdan, şartları daha iyi bir okula atanıyorum ama 5 yıl sonra, şartlar değiştiğinde durumum ne olacaktır? Bugün arkamda duran birileri var, yarın olacak mıdır? Bu kör dövüşüne müsaade etmemeli ve mücadele etmeliyim.” Bunları düşünmek ben merkezli olmayan, toplumsal düşünebilen ve geleceği gören herkesin işi olarak görülmelidir.
Hukuk çevreleri, Ar-Ge’miz ve okul müdürleri ile yaptığımız toplantılarda ortaya aşağıdaki sonuçlar çıkmıştır. Hangi tür okul müdürü olursa olsun, aşağıda belirttiklerimiz birer hukuki gerekçedir.
1-      Üç okul tercihinde bulunmuyorum. Çünkü yönetmelik 4 Mart 2006 tarihinde çıkmıştır. Bir kanun ve yönetmelik geçmiş beş yıla değil, gelecek beş yıla vurgu yapar. Bu sebeple benim bu okulda göreve başlama tarihim yönetmeliğin yayınlandığı tarihtir, bu okulda beş yılım dolmamıştır, bu nedenle zorunlu rotasyona tabi tutulmam söz konusu değildir, üç okul tercihi yapmam gerekmemektedir.

2-      Geçen yıl rotasyona tabi tutulmuş ve mahkeme kararıyla eski görev yerlerine dönmüş olanlar bakımından ise,  göreve başlama tarihleri mahkeme kararından sonraki tarihtir. 5 yıllarının dolup dolmadığı bu tarihe göre belirlenmelidir, üç tercih yapmaları söz konusu olmamalıdır. 

Belirttiğimiz bu iki gerekçeyle ilgili kararı yargı vermelidir. Bu gerekçeleri kullanıp kullanmamak okul müdürlerimize aittir. Ancak Danıştay’ın  iptaline rağmen aynı hukuksuzlukla inat edenlere karşı suskun kalmak, mücadele etmemek önümüzdeki süreçte başka kayıpların olmasına rıza göstermektir. Hangi mevki ve makamda olursa olsun hiç kimsenin hukukun üstünlüğünü ve insan haklarını çiğnemeye, parti oligarşisi yaratmaya hakkı olamaz. Bu dersi birilerine vermek zorundayız.
                                                                          Netice olarak, üç tercih yapmanın, yapmama ile hiçbir farkı yoktur. Çünkü, büyük bir ihtimalle üç tercihinize yerleşmek mümkün olmayacaktır. Ancak tercih yapıldığında, Danıştay’ın yönetmeliğin iptalini kabul etmeme durumunu göz önüne aldığımızda, yargı yolumuz tamamıyla kapanacaktır. Üç tercih yapmama gerekçemizde ise, yeni bir yargı yolunun açılması ve yeni bir durumun oluşması mevzubahis olacaktır. Ayrıca, tercih yapmamış olmak bir soruşturmayı gerektirmeyecektir.
Ülke genelinde ortaya koyulabilecek böyle bir tavır, bir takım şartlanmış beyinleri kendine getirebilecektir. Altı bin okul müdürünün ortaya koyacağı bu hareket seçim aşamasında bir takım yerleri ürkütecek boyutta olacaktır. Korkunun ecele faydası yoktur. Hiç kimsenin keyfi uygulama hakkı olmamalıdır. MEB üzerinden siyasi gölge kaldırılmalı, hangi siyasi iktidar olursa olsun, kadrolaşmak adına, insanları önünde baş eğdirmek adına  hukukun ilkeleri çiğnenerek bir işlem tesis edilmemelidir. Türkiye sosyal, demokratik bir hukuk devletidir. Bu temel özelliğe uygun davranılmasını beklemek herkesin hakkıdır.
Türk Eğitim-Sen olarak bu mücadelede daima haklıların yanında olmaya devam edeceğiz.

Son Haberler

ORTAK ALFABENİN ARDINDAN ORTAK MÜFREDAT, ORTAK DERS KİTAPLARI DA GÜNDEME GELMELİ!

UAESEB ve Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı Talip Geylan, Kırgızistan Cumhuriyeti Eğitim ve Bilim Çalışanları Sendikası Genel Başkanlığına seçilen Primkulov Musabay Mamatoviç’i tebrik etti. Online gerçekleştirilen toplantıda Genel Başkan Yardımcımız Cengiz Kocakaplan da hazır bulundu.

TÜM KONTENJANLAR DUYURUYA ÇIKARILSIN ATAMA İŞLEMLERİ YAPILSIN!

Öğretmenlerimizden çok sayıda alan değişikliğine bağlı atama yapılması yönünde talep gelmektedir. Bilindiği gibi eğitimini aldıkları kendi...

ÖMK TEKLİFİ YENİ KAZANIMLAR GETİRİYOR ANCAK… EKSİKLİKLER NE OLACAK?

Bilindiği gibi 43 maddelik Öğretmenlik Mesleği Kanunu Teklifinin 22 maddesi TBMM tatile girmeden kabul...

EK ZAM VE REFAH PAYI OLMADAN MEMURA RAHAT YOK!

Türkiye Kamu-Sen Genel Başkanı Önder Kahveci Eylül ayı enflasyon rakamlarını değerlendirdi.