3. A baranşının öğretmeni kendi alanında 10 saat derse giriyor ve 10 saatte başka alanda derse giriyor.Haftada 12 saat ücret alıyor ayda 48 saat eder.
Yeni düzenleme ile haftada 7 saatten ayda 28 saat eder.Ücretleri karşılaştıralım.Şu anda aldığı ücret 170 YTL.Yeni düzenleme ile alacağı ücret ise 140 YTL.Burada 40 YTL kayıp.Yaklaşık % 25 oranında azalma var.
4. Bir okulda Müdür ve Müdür yardımcısının branşının aynı olduğunu varsayalım.Bu okulda 30 saat olan A dersine 1 saat müdür 1 saat müdür yardımcısı giriyor olsun.Öğretmen 28 saat derse giriyor olsun ve bir de şubesi olsun.Bu öğretmen şu anda haftada 18 saat ücret alır.Bunun aylık karşılığı 255 YTL.Yeni düzenleme ile Müdür ve Md.Yardımcıları 6 saat zorunlu girecekleri için,bu derslerin 12 saatini onlar dolduracaklar. Öğretmenimize 18 saat ders kalıyor.Bu da hafta da 7 saat ücret demektir. Aylık karşılığı 140 YTL Yani 115 YTL kayıp söz konusu.Bu da yaklaşık % 45 kayıp anlamına gelir.
5. Şimdi durumunda bir değişiklik olmayan öğretmenin ücretini karşılaştıralım.60 saat üzerinden şu anda 215 YTL ücret alan bir öğretmen yeni düzenlemeyle 300 YTL alacak.Artış yaklaşık % 40 civarındadır.
Ayrıca Türk Eğitim-Sen in sözleşmeli öğreticilikle ilgili almış olduğu"YÜRÜTMEYİ DURDURMA KARARI" na rağmen 657 DMK nın 4/b maddesine "öğretmenler" ibaresi yazılarak, sözleşmeli öğretmen alımı konusu, bu seferde uyduruk yasalarla yapılmaya, söleşmeli kölelik düzenininin devamına çalışılmaktadır.
TOPARLIYORUZ:
1. Sayın bakanımızın bahsettiği 8 kat artışı burada göremedik.
2. Yükek lisans yapan öğretmenin artışı lisans mezunu öğretmeninin sekizde biri kadardır.
3. Doktora yapan öğretmenin artışı lisans öğretmeninin yirmide biri kadardır.
4. Buradan bilime verilen önem gayet iyi anlaşılmalıdır.
5. Bir kısım öğretmenlerin ücreti ise anormal ölçülerde azalmaktadır.
375 Sayılı KHK ya eklenen maddelerle 1.377.000 memura 40 YTL ödeyecek olan hükümet, aynı yasa tasarısında öğretmenlerin kazanılmış haklarını da gasp etmek istemektedir. Milli Eğitim Bakanın "kırık bastonu, hükümet yağdanlığı" sendikanın da desteği de alınarak ortaya konulan bütün bu olumsuzluklar, kamu oyuna bir başarı gibi takdim edilmektedir.
Türk Eğitim-Sen olarak, sayın Çelik gibi, eğitim çalışanlarına bir "hasım" görüntüsü sergileyen, adeta onlardan intikam almak istercesine uygulamalar yapan bir kişinin halen Milli Eğitim Bakanı olmasını anlayabilmek mümkün değildir diye düşünüyoruz. Sayın Bakanın ve "kırık bastonu" sendikanın tavırlarını şiddetle kınıyoruz.
TÜRK EĞİTİM-SEN’İN, BU DÜŞMANCA TAVIRLARI ASLA UNUTMAYACAĞININ VE HER PLATFORMDA DİLE GETİRİLECEĞİNİN, HER TÜRLÜ MÜCADELENİN YAPILACAĞININ BİLİNMESİNİ İSTİYORUZ.