TRT 6 ve ilerde açılacağı söylenen Kürt Dili ve Edebiyatı bölümleri de, bitkiye su ve gübre vermek gibi olacak, PKK’yı kurutmak şöyle dursun, ayrılıkçı hareketlere daha sağlam ve daha organize bir zemin yaratacaktır. Kürtçenin, hem de devlet eliyle, resmi televizyon kanalından yayınlanması küçük yaştaki çocuklarımızı da, çevresel etkiler de dikkate alındığında yıllar içerisinde hiç de arzu etmediğimiz bir olumsuzluğa taşıyacaktır. Birlik ve beraberliğimiz riske atılmıştır.
DİYARBAKIR Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir: Kürt halkının dilini, kültürünü ve kimliğini kabul etmeyenlerin 20 yıldır verilen mücadele sonucu kabul ettiklerini söyledi. Baydemir, “Bu mücadele böyle devam ederse, yakında bu toprakların da adını (KÜRDİSTAN)kabullenecekler.
DTP Muş Milletvekili Sırrı Sakık: ‘Kürtçe kanalın hayata geçmesini olumlu buluyoruz. Kürtlerin yıllardır verdiği mücadelenin bir ürünü
DTP Grup Başkanvekili Selahattin Demirtaş: ‘Olumlu bir gelişme. DTP’nin Kürtçe televizyon kanalından rahatsız olması düşünülemez. Ancak temkinliyiz. Bu kanalın DTP’ye karşı kanal haline getirilmemesi gerekir.’
DTP Siirt Milletvekili Osman Özçelik: ‘Olumlu karşılamak lazım. Umarım bunun devamı da gelir.’
Yazar Altan TAN:”Unutulmaması gereken çok önemli bir nokta da Kürtçe TV’nin başta iktidarı olmak üzere hiç kimsenin bir lütfu olmadığı, bunu sağlayan esas etkenin Kürt halkının verdiği ısrarlı ve büyük bedellere mal olan mücadelesinin olduğu gerçeğidir.”
Yukardaki görüş sahipleri Kürtçe TV’nin yıllardır verilen mücadelenin sonucu olduğunu ifade ederek, memnun olduklarını söylemektedirler. Söz konusu mücadele, binlerce vatandaşımızın, askerimizin, emniyet güçlerimizin hayatına mal olmuştur. Yani DTP memnundur, o halde PKK’da memnundur. Bazı yayın organlarında ise DTP’nin ve PKK’nın Kürtçe TV’den rahatsız olduğu, hatta çılgına döndüğü haberlerini işlenmektedir. Açıkça, çok planlı bir şekilde Türk halkı, "PKK rahatsızsa ben memnun olmalıyım" düşüncesine mahkum edilmeye çalışılmaktadır. Bazı sözde eğitim sendikaları ve sivil toplum örgütleri de bu planın önemli bir parçası olarak görevlendirilmiş durumdadır.
Adım adım işleyen bu planın baskısı, milli hassasiyet sahibi bir çok insan ve kurumu dahi etkilemiş bulunmaktadır. Beklenen tepki yerini derin bir sessizliğe bırakırken, Kürtçe TV yanlıları kendilerini haklı göstermek için her yolu denemektedirler. Kürtçe TV’nin mimarları bir yandan Doğu ve Güney Doğu’daki vatandaşlarımızın oylarını alma hesabı yaparken, diğer yandan "Kürtçe TV PKK yı çıldırttı. TRT 6 kardeşliği artıracak." türünden haberler yaptırarak, milli hassasiyet sahibi insanları psikolojik baskı altına alıp, lehlerine çevirmeye çalışmaktadırlar.
Peki bu mücadelenin sonucunda neler istenmektedir, Kürtçe TV bir son mudur, başlangıç mı? Elbette bunun devamı Kürtçe eğitim hakkının da alınması olacaktır. Zaten, çok önceden seslendirilen bu istek, Kürtçe TV ‘den sonra daha bir canlılık kazanmıştır. Ana hedefleri ise, Büyük Kürdistan Devleti’dir.
Eğitim Bir Sen Genel Başkanı Gündoğdu, “Türkiye Cumhuriyeti´nde farklı dil ve etnik kökenlerin kendilerini ifade etmeye imkan verilmesi" gerektiğini söyledi. Bu kapsamda üniversiteler başta olmak üzere Kürtçe bölümlerinin açılabileceğini kaydeden Gündoğdu, "Çanakkale ruhunu esas alan, Osmanlı´dan aldığımız mirasla bizi biz yapan değerlerle etnik kökenleri kabul etmesini varlığını geliştirilmesini, öğretilmesini konuşulmasını ama eğitim dilinin Türkçe olmasını istiyoruz. Ama üniversitelerimizde, okullarımızda bölümler açılarak bu dilin öğretilmesi sağlanmalı. Nasıl ki başka ülkelerin dilleri üzerine eğitim veren bölümler varsa Kürtçe ve Arapça bölümleri de açılsın.” şeklinde konuştu.
Gündoğdu’ya sormak gerekmez mi, bir yandan farklı dil ve etnik kökenlerin kendilerini ifade etmesi gerektiğinden bahsedeceksin, üniversitelerde Kürtçe bölümlerinin açılmasının önemini anlatacaksın, diğer yandan da “ama eğitim dilinin Türkçe olmasını istiyoruz” diyeceksin. Bu kadar verdikten sonra nerede, nasıl duracaksın? Bütün bunlardan sonra Çanakkale ruhunu nasıl yaşatacaksın? Bizi biz yapan değerleri nasıl, neyle anlatacaksın?
Eğitim Bir Sen Genel Başkanı Ahmet GÜNDOĞDU kimsenin bugüne kadar tespit edemediği görüşlerine devam ediyor: ”Ama ben bu adımların o hesapları da bozacağını düşünüyorum. Devlet bu sıcaklığı gösterirse terörist ile bölge halkı birbirinden ayrılır. Bölge halkını kucakladığınız zaman teröristleri zaten dışlamış olursunuz. Bununla sadece teröristi etkisiz hale getirmek değil, aynı zamanda dağa çıkma ihtimali olan meyilli insanları da engellemiş olursunuz. Yani Bataklığı kurutmuş olursunuz.”
Bu görüşler bir yerlerden tanıdık gelmiyor mu? PKK’nın sivil uzantıları, yıllardır bu görüşleri savunmuyorlar mıydı? PKK’nın varlık sebebi, yıllardır, Devletin, askerin yaptığı hatalardır, demiyorlar mıydı? Daha demokrat yaklaşım gerekir demiyorlar mıydı?
Yani, Gündoğdu şunları demek istiyor: PKK’nın varlık sebebi Devletin yaptığı hatalardır. Devlet, bölge halkına yıllardır eziyet etmektedir, Devlet bugüne kadar terörist ve bölge halkını aynı kefeye koymuştur. Ahmet GÜNDOĞDU sağır sultanın bile duyduğu, PKK’nın bir taşeron örgüt olduğunu, Türkiyeyi bölmek isteyen dış devletler tarafından desteklendiğini, örgütün uyuşturucu, silah ticareti işini de yaptığını duymamış gibi davranmaktadır? Böyle bir örgütün beslenme zeminini, TRT 6 ve üniversitelerde Kürtçe bölümler açarak nasıl kurutacaksın? Kaldı ki, bu PKK biz mücadele ettik ve Kürtçe yayın, bu mücadelenin sonucu yapılmak zorunda kalındı diye propaganda yapıyor. PKK Kürtçe TV ile büyük bir mevzi kazandığını söylüyor. Bu söylem PKK’ya, bölgede hem halk hem de ayrılıkçı gruplar nezdinde daha büyük bir itibar sağlamaktan başka, ne işe yarayacaktır?
Görüldüğü gibi, Eğitim Bir Sen ve Memur Sen Genel Başkanı Ahmet GÜNDOĞDU PKK ve terör konusunda muazzam tespitler yapmış. Bir sendika başkanı kendi misyonunu Hükümetlerin her yaptığını onaylamak ve doğru olduğunu ispatlamakla eş değer görürse, bu yapılanlar da gayet doğrudur. İşini yapanlara kızmak gerekmez, takdir etmek gerekir. Sizin misyonunuza ve meşrebinize de uyuyorsa, hiç bir mesele kalmamaktadır.
Bunlar ülkemizde 119 bin üyesi bulunan bir eğitim sendikasının Genel Başkanının görüşleri. Türk Milli Eğitiminin temel hedefleri nedir? Anayasanın 3 üncü maddesi ne demektedir? Her sabah okuttuğumuz andımız ne anlama gelmektedir? Bu millet tarihte neler yaşamıştır? Bunlardan bahsetmeye gerek yok. 119 bin üyesi olan bir eğitim sendikası Genel Başkanı, kendi üyeleri adına görüşlerini açıklamış. Biz de sizlere duyuruyoruz. Karar sizin.
Türk Eğitim Sen olarak, yüce Allah’a yalvarıyoruz; “Ya Rabbi, bizleri makamlarımızı korumak için yanlışları savunmak zorunda bırakma, doğru bildiğimiz yoldan ayırma, menfaatlerimiz uğruna milletimize ihanet etmekle karşı karşıya bırakma!”
İŞTE AHMET GÜNDOĞDU’NUN AÇIKLAMASI:
Eğitim Bir Sen Genel Başkanı Gündoğdu: TRT6 ve Kürtçe Bölümler PKK´nın Beslenme Zeminini Kurutur
03.01.2009 17:10
Kürtçe televizyon, TRT 6´nın yayına başlamasının ardından YÖK Başkanı Yusuf Ziya Özcan´ın Kürt dili ve edebiyatını kuracakları yönündeki açıklamasının yankıları sürüyor. Eğitim Bir-Sen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu, projeyi destelediklerini belirtirken, bunun bir taraftan terör örgütünün propagandasını boşa çıkarırken diğer yandan gençleri dağa çıkartan ortamı kurutacağını söyledi.
Cihan Haber Ajansı´na konuşan Gündoğdu, Türkiye´de terörün yıllardır yapılan hatalar yüzünden zemin bulduğunu söyledi. Kürt sorununun bugüne kadar doğru okunmadığını belirten Gündoğdu, Düne kadar Türk´ten başka kimseyi kabul etmeyen, herkesi Türk sayan, kendi tercihi ile olmayan fıtratı, etnik kimliği kardeşliği yok sayan, diğer taraftan buna tepki olarak intikam alma duygusu ile birliğimizi, beraberliğimizi bozup ülkemizi bölmek isteyenlerin ekmeğine yağ sürecek bir tavır var. Bu iki yaklaşım da tehlikelidir. dedi.
Gündoğdu, Türkiye Cumhuriyeti´nde farklı dil ve etnik kökenlerin kendilerini ifade etmeye imkan verilmesi gerektiğini söyledi. Bu kapsamda üniversiteler başta olmak üzere Kürtçe bölümlerinin açılabileceğini kaydeden Gündoğdu, Çanakkale ruhunu esas alan, Osmanlı´dan aldığımız mirasla bizi biz yapan değerlerle etnik kökenleri kabul etmesini varlığını geliştirilmesini, öğretilmesini konuşulmasını ama eğitim dilinin Türkçe olmasını istiyoruz. Ama üniversitelerimizde, okullarımızda bölümler açılarak bu dilin öğretilmesi sağlanmalı. Nasıl ki başka ülkelerin dilleri üzerine eğitim veren bölümler varsa Kürtçe ve Arapça bölümleri de açılsın. şeklinde konuştu.
Gündoğdu, dillerin varlığından korkan değil, onları kaynaştırma unsuru olarak gören anlayışı desteklediklerini söyledi.
TERÖRİST İLE HALKI AYIRMAK LAZIM
Gündoğdu, TRT 6´da olduğu gibi Kürtçe bölümlerin terör örgütünün hesaplarını da bozacağını söyledi. Bu tür demokratik açılımların halkı devlete yaklaştırırken PKK´dan uzaklaştıracağını ifade eden Gündoğdu, PKK´nın kendine göre bir Kürt tanımı var. Ama bu bazen Kürtlerin katledilmesine engel değil. Kanal Şeş ´kendi dilimde şarkımı, türkümü dinliyorum´ diyen insanlar için bir kazançtır. Ama devlet hangi adımı atarsa atsın Kürtler üzerinde başka hesapları olanları memnun etmek mümkün değil. Ama ben bu adımların o hesapları da bozacağını düşünüyorum. Devlet bu sıcaklığı gösterirse terörist ile bölge halkı birbirinden ayrılır. Bölge halkını kucakladığınız zaman teröristleri zaten dışlamış olursunuz. Bununla sadece teröristi etkisiz hale getirmek değil, aynı zamanda dağa çıkma ihtimali olan meyilli insanları da engellemiş olursunuz. Yani Bataklığı kurutmuş olursunuz. şeklinde konuştu.
