Ana SayfaHABERLERMevzuatDİYANETTEN FETVA TALEBİMİZE CEVAP

DİYANETTEN FETVA TALEBİMİZE CEVAP

Cevabı iki şekilde değerlendirmek mümkündür. Cevabının birinci paragrafı aşağıdaki şekildedir:
“İslam dini zulmü ve zulmü çağrıştıran her türlü eylemi, uygulama ve davranışı onaylamaz. Bu hususta asla tereddüt yoktur. Ayrıca, yüce dinimiz insanların temel hak ve özgürlüklerinin de etkin şekilde güvence altına alınmasını ve korunmasını emreder. Bu hususta da bir kuşku bulunmamaktadır.”

Cevabın birinci paragrafında bulunan yukarıdaki açıklama, esasen sözleşmeli öğretmenliğin ve bu uygulamanın İslami değerler bakımından, temel hak ve özgürlüklerin gözardı edilmesi anlamına gelmektedir. İslam anlayışında, zulmü çağrıştıran her türlü anlayış, asla kabul görmemektedir. Cevabın bu bölümüne göre, sözleşmeli öğretmenlik uygulaması bir zulümdür ve İslam böyle bir anlayışı reddetmektedir.

Diyanet İşleri Başkanlığı, birinci paragrafta cevabı vermiş, ancak ikinci paragrafta "Ancak dilekçenizde dile getirdiğiniz konu idari bir konudur. Kurumların tesis ettikleri işlemler hakkında değerlendirmede bulunmak ve görüş beyan etmek, Başkanlığımızın görev ve yetki alanı dışındadır" demiştir.

Halbuki bizim talebimiz, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın sözleşmeli öğretmenlik konusunda bir düzenleme yapması değildir. Zaten böyle bir durum sözkonusu bile olamaz.

Türkiye Cumhuriyeti Devleti laik bir hukuk devletidir. Türk Eğitim-Sen olarak, sözleşmeli öğretmenlik uygulamasının kaldırılması için bugüne kadar her türlü hukuki mücadeleyi yaptık, yapmaya da devam ediyoruz. Hatta sendikamız bu konuda önemli davalar da kazanmıştır.

Ayrıca Milli Eğitim Bakanlığı’nın sözleşmeli öğretmenlerin çığlığına kulak vermesi için Türkiye genelinde eylemler düzenledik, Bakanlığı protesto ettik. Kurum İdari Kurulu toplantılarında sözleşmeli öğretmenlik konusunu tüm olumsuz yönleriyle masaya da taşıdık. Bütün bu gayretlerimize rağmen, güvenceden yoksun, insan haklarına aykırı olan ve kölelik düzenini yerleştirmeye çalışan bu uygulamanın sona erdirilmesi için Milli Eğitim Bakanlığını harekete geçiremedik. Şayet sözleşmeli öğretmenlik uygulaması Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine taşınabilseydi, bu noktada da girişimde bulunacaktık.

Üstelik sözleşmeli öğretmenlere karşı yapılan haksızlıklara bir yenisi daha eklenmiştir. Kadrolular ile aynı hizmeti sundukları halde onlarla aynı haklara sahip olamayan sözleşmeli öğretmenlere, 30 günden fazla rapor gerektirecek bir hastalığa yakalanmak yasaklanmıştır. Milli Eğitim Bakanlığı’nın Valiliklere gönderilen yazısı ile yönetim zafiyeti ve çalışanları arasında ayrımcılık yapma alışkanlığı ayyuka çıkmış görünmektedir. Sendika olarak sözleşmelilere karşı yapılan haksızlıklara karşı durmaya ısrarla devam edeceğiz. Bu anlamda Milli Eğitim Bakanlığı’na resmi olarak sorunları ileten bir yazı ile başvurduk.

Dolayısıyla Diyanet İşleri Başkanlığı’na sorduğumuz soru çok nettir:  “Sözleşmeli öğretmenlik uygulaması kul hakkı yemek midir, kul hakkı yemek ise, bu uygulamayı ısrarla devam ettiren devlet adamlarına yüce dinimizin bakış açısı nedir?”

Diyanet İşleri Başkanlığının ikinci paragraftaki hassasiyetini anlıyoruz, netice de resmi bir kurumdur ve böyle bir soruya açıkça cevap vermek, dinimizin bakış açısını çok net ifade etmek, yöneticiler bakımından bir risk teşkil edebilir.

Ancak, her halükarda, daha net cevap verilmesinin, Diyanet İşleri Başkanlığına daha yakışan bir davranış olacağına inanıyoruz. Çünkü biliyoruz ki, İslam dininin, sorduğumuz bu sorulara bir cevabı bulunmaktadır. İslam’ın her konudaki görüşlerini seslendirmek de Diyanet İşleri Başkanlığının var oluş sebebidir.

Bütün bunlara rağmen, cevap yazısının birinci paragrafı da, sorumuza bir cevap olarak görülmelidir. Bu cevaba göre, temel hak ve özgürlükleri engellemek anlamına gelen sözleşmeli öğretmenlik uygulaması mevcut şekliyle İslam diniyle de bağdaşmamaktadır. Bu cevaptan anladığımız, bütün karşı duruşlara rağmen, İslam ahlakı ile de örtüşmeyen sözleşmeli öğretmenlik uygulamasını inatla sürdüren devlet adamlarımızın vay haline. Türk Eğitim Sen olarak, Allah günahlarını affetsin demekten, başka bir şey elimizden gelmiyor.

Kamuoyuna saygıyla duyurulur.

DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞINA NE SORMUŞTUK

DİYANET İŞELRİ BAŞKANLIĞININ SORUMUZA FETVASI

Son Haberler

TÜRK’ÜN MEVCUDİYETİ 30 AĞUSTOS’LA TARİHE MÜHÜRLENDİ

Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı Talip Geylan’ın, 30 Ağustos Zafer Bayramı ile ilgili yaptığı basın...

GENEL BAŞKANIMIZDAN MHP GENEL BAŞKANI SAYIN DEVLET BAHÇELİ’YE ZİYARET

Genel Başkanımız Talip Geylan, 28.08.2024 tarihinde MHP Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli’yi ziyaret ederek, eğitimin ve eğitim çalışanlarının gündemine dair bilgilendirmelerde bulundu.

ÜCRETLİ KÖLELİK UYGULAMASINA SON VERİLMELİ!

Genel Başkanımız Talip Geylan, eğitim sisteminin en büyük sorunlarından birisinin ücretli öğretmenlik uygulaması olduğunu söyleyerek, "Korkarım ki, geçen yıl 80 bine ulaşmış olan ücretli öğretmen sayısı, bu öğretim yılında 100 binlere dayanacaktır."dedi.

ÖĞRETMENLERİMİZ NEDEN HALA GÖREVE BAŞLATILMADI?

Genel Başkanımız Talip Geylan, öğretmen atamalarının gecikmiş olmasını açılan davalara bağlamanın haksızlık olduğunu belirterek, “Danıştay’ın kararından hiçbir şekilde etkilenmeyecek şekilde 20 bin öğretmenimizi daha fazla bekletmeden öğrencileriyle buluşturmanın en makul yolu, mülakata giren tüm adaylara KPSS puanı ölçüsünde sözlü puanı vermektir.” dedi