Sendikamız bahsi geçen genelgeye Anadolu lisesine dönüştürülen, bünyesinde yabancı dil ağırlıklı lise bulunan okullarda çalışmakta olan mevcut öğretmenlere öncelik verilmesi aksi bir durumun idare hukukun genel ilkelerinden olan kazanılmış haklara aykırı olacağı gerekçesi ile dava açmıştır. Ancak Danıştay tarafından verilen karar talebimiz doğrultusunda olmamıştır. Anılan Genelgeye bir kısım sendikalar tarafından da dava açılmış ve bu talepler doğrultusunda karar verilmiştir. Yaşanılan mağduriyetlerde Türk Eğitim-Sen olarak herhangi bir rolümüz olmamıştır. Karalama politikası ile sendikamızın ismi geçmekte talep etmediğimiz halde yargıdan çıkan karar sebebiyle sendikamız zan altında bırakılmak istenmektedir. Dava dilekçemiz incelendiği zaman talebimizin hangi doğrultuda olduğu görülecektir. Talebimiz; dönüştürülen okullardaki öğretmenlerin öncelikli olarak Anadolu Liselerine atanmalarını engelleyen 2005/73 sayılı Genelgenin iptal edilerek dönüştürülen okullardaki öğretmenlerin öncelikli olarak atanmasını sağlamaya yöneliktir.
Danıştay 2. Dairesi aşağıda metinde bulunan kararında “ Davacı Sendika tarafından ; değerlendirme işlemlerinde objektif olmayan kriterler olduğu ve Anadolu Lisesine dönüştürülen okullarda görev yapan öğretmenlere öncelik verilmediği gerekçeleriyle dava konusu Genelgenin iptali ve yürütülmesinin durdurulması istenmiş ise de;2577 sayılı Yasanın 20. maddesi gereğince aynı konuda açılan tüm dosyalardaki bilgi ve belgeler değerlendirilmek suretiyle işin esasına geçildi”
Görüldüğü üzere Danıştay talebimizin ne olduğunu net olarak belirtmiş, ancak açılan davaları ve dosyadaki bilgi ve belgeleri birlikte değerlendirerek talebimizle taban tabana zıt bir karar vermiştir.
Dolayısıyla, rakip sendikaların tezgahladığı karalama kampanyası üyelerimizi sendikamızdan soğutmayı ve istifa etmelerini hedeflenmektedir. Bu çirkin tezgahı görerek davranılması dileğiyle…
Kamuoyuna saygıyla duyurulur.