MEB kendi çıkardığı son yönetmeliği uygulamamak için elinden gelen engellemeyi ortaya koymuştur. Bu yönetmelikle kadrolaşmayı, vekaleten görev yapan yandaşlarını koruyamayacağını anlayan MEB, yönetmeliğin uygulanması için 2008/74 nolu Genelgeyi yayınlayarak BİR AN ÖNCE asaleten atamaların yapılmasını istemesine rağmen, bu genelgeye de sahip çıkmayarak valiliklerin keyfi uygulamalarına seyirci kalmıştır.
Bu gelişmeler üzerine, Türk Eğitim Sen 41 vali ve milli eğitim müdürü hakkında suç duyurularında bulunmuştur. Suç duyurularımız üzerine Milli Eğitim Bakanı Hüseyin ÇELİK imzasıyla 2009/23 nolu yeni bir Genelge yayınlayan MEB, valiliklere sınırsız bir yetki vererek “yönetici atamalarını istediği zaman yapabileceklerini” söylemiştir.
Bütün bu yaşananlar şunu göstermektedir, bazılarının bütün açıklamalarımıza rağmen bir türlü beğenmediği mevcut yönetmeliği Milli Eğitim Bakanlığı ve yandaş sendika da asla benimsememiştir. Neden? Çünkü, kendi yandaşlarına verdikleri onca takdir ve teşekkür belgeleri bile yandaşların asaleten atanabilmek için yeterli puana ulaşmasını sağlayamamıştır. Yönetmeliğin uygulanması sonucu ülke genelinde ortaya çıkan tablo incelendiğinde yandaşların altı yıldır vekaleten işgal ettikleri koltukları bir bir kaybettiği, yerine asaleten atama şartlarını taşıyan, her çeşit sendika üyesi olan kişilerin atandığı görülecektir.
İşte, tam bu sırada, yandaş sendikanın genel başkanı ortaya çıkarak SINAVLI BİR YÖNETMELİK istediklerini ilan etmiştir. SINAVLI BiR YÖNETMELİK isteği aklı başında her kes tarafından destek görecek bir istekdir. Bunu bilen yandaş sendika genel başkanı, samimiyetle inanmadığı SINAV ESASLI YÖNETMELİK tartışmasını açarak, yürürlükteki yönetmeliğin uygulanmasını geciktirmek istemiştir. 2008 yılında geçici görevli yandaş yöneticileri üzerinden 25 bin yeni üye bulan sözde sendika, aynı usulle 2009 yılında yetkili sendika olma hayalleri içerisinde, yönetmeliğin uygulanmaması için her yolu mübah saymıştır. Bazı illerde oluşturulan siyasi baskılar valiler ve milli eğitim müdürlerini bunaltan boyutlar kazanmış ve bir çok valilik duyuru yapmaktan çekinmiş, bazı valilikler yaptıları duyuruyu geri çekmiş bazıları ise aylar sürecek çalışma takvimleri yayınlamışlardır.
Bilhassa, puanı düşük olan, takdir ve teşekkürü bulunmayan bazı genç yönetici adayı öğretmenler sınavlı bir yönetmelik çıkması halinde atanabileceği düşüncesiyle, ısrarla sınavlı yönetmelik yayınlanmasını, mevcut yönetmeliğin uygulanmamasını istemektedir. Türk Eğitim Sen’de sınavlı bir yönetmelik istemektedir. Ancak, Türk Eğitim Sen şunu da bilmektedir, SINAVLI BİR YÖNETMELİK isteği çok doğru bir istek olmakla birlikte, yandaş sendikanın sınavlı bir yönetmelik isteği samimi değildir, Milli Eğitim Bakanlığı da asaleten atamaları yapma isteğinin çok uzağındadır. Altı yıldır yapılan tüm atamaları inceleyin, bırakınız okul yönetici atamalarını şube müdürü atamaları bile tamamen keyfi olarak yapılmaktadır. Bizzat Milli Eğitim Bakanı tarafından makam onayı ile yüzlerce asil müdür ataması el altından yapılmış ve halen devam etmektedir. Bu gidişle makam onayı ile yapılan atamalar sonucu münhal idarecilik kalmayacaktır!
SINAVLI BİR YÖNETMELİK ÇIKMASI halinde atanabileceğini düşünen yönetici adayları, zaman zaman sendikamızı da suçlar bir yaklaşım içine girmektedir. Bütün yönetici adayları şunu bilmek zorundadır, Milli Eğitim Bakanlığının kendi insiyatifi olmayan bir yönetmelik çıkarma niyeti yoktur. Bir sınavlı yönetmelik çıkması, şuan atanma isteği içinde olan arkadaşlarımızın atanabilmeleri anlamına gelmeyecektir. Altı yıldır kafasına göre atama yapan, şuan bile mevcut yönetmeliği çiğneyerek, kendi keyfine göre yüzlerce asil müdür, şube müdürü ataması yapan, ben il, ilçe milli eğitim müdürü atıyorum, bir okul müdürü mü atayamayacağım diyen, hatta, düşük KPSS puanı ile öğretmen atayan bir Bakanın bulunduğu bir yerde, objektif kriterlere sahip SINAV ESASLI BİR YÖNETMELİK beklentisi içinde olmak, altı yıldır yaşananlara gözlerimizi kapatmakla eş değerdir. Şu bir gerçektir, siyasallaşma bakanlığı ilmek ilmek örmüş görünmektedir, yandaş olmayanların atanmasına tahammül bulunmamaktadır.
Yandaş sendika dışındaki sendikaların, bu tezgahı görmeden dava açarak puan üstünlüğü ile atamaları iptal ettirmesinden en çok yandaş sendika ve Milli Eğitim Bakanlığı memnun olmuştur. Ek 2 yi bu şekilde kurgulayanlar, iptal gerekçelerini bilhassa yaratanlar değil midir? Kurguladıkları Ek 2 ile dahi, yandaşlarını asaleten atamayı başaramamışlar, çözümü yönetmeliği uygulatmamakta bulmuşlardır. Ek 2’nin yürütmesinin durdurulması ile rahat bir nefes almışlardır. Davayı açan sendika bilmeyerek de olsa bu rahatlığı MEB ve yandaş sendikaya sağlamıştır.
Türk Eğitim Sen olarak tüm yönetici adayları ve yandaş sendika dışındaki sendikaları uyarıyoruz, kurulan yeni tuzakları görünüz, bu belirsizlik ortamından yıllardır nemalananlara bakınız. Türk Eğitim Sen yeni yayınlanacak sınav esaslı yönetmeliğe karşı değildir. Yayınlanacak yeni yönetmeliğin yürülükteki yönetmelikten daha kötü bir yönetmelik olacağından endişe etmektedir. Biz objektif kriterlere sahip, hak edenin hakkını teslim eden her türlü yönetmeliğe varız. Ancak, böyle bir yönetmeliğin ne kadar süre içinde hayata geçeceğini, ne gibi sonuçlar doğuracağını bilmiyoruz. Yürürlükteki, idareye hiç bir insiyatif tanımayan, puan üstünlüğü esasına göre atamayı öngören, MEB’in ve yandaş sendikanın korkulu rüyası haline gelen yönetmeliğin rafa kaldırılarak, çok daha kötü bir yönetmeliğin yayınlanmasının sorumluluğu Türk Eğitim Sen’e ait değildir.
Türk Eğitim Sen’i sınavlı bir yönetmeliğe karşı gibi gösterenlerin, Türk Eğitim Sen’in iddia ve tecrübelerini göz önüne almayanların, yönetici atama yönetmeliğini sadece kendi menfaatleri açısından değerlendirerek hüküm verenlerin haklı çıkmasını diliyoruz. Bu gidişin, yıllarca sürecek yeni bir VEKALET DÖNEMİNİN habercisi olmamasını arzu ediyoruz. BİZ SÖYLEMEMİŞMİYDİK demek istemiyoruz.
Türk Eğitim Sen yetkili ve sorumlu sendikacılık anlayışı gereği her konuda üyelerini ve kamuoyunu bilgilendirecektir. Asaleten atamalar yapılan kadar, objektif kriterleri esas alan yönetmelik uygulamaya geçene kadar bu işin peşini bırakmayacağımızın bilinmesini istiyoruz. Samimiyet ve şeffaflık Türk Eğitim Sen’in vazgeçmeyeceği ilkelerdir.
TÜRK EĞİTİM SEN GENEL MERKEZİ