Eğitim Bir Sen Giresun Şubesi, kamuoyunda 4+4+4 olarak bilinen yeni sistemin kanunlaştırılmasından dolayı, devasa pankartlar hazırlayarak, başta Sayın Başbakan olmak üzere Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, AKP Grup Başkanvekili Nurettin Canikli ve emeği geçenlere teşekkür etmiş!
Öncelikli görevi, temsil ettiği eğitim çalışanlarının hak ve kazanımlarını korumak olan bir sendikanın, hangi saiklerle bu methiye dolu serenatı sergilediğini doğrusu çalışanlar çok merak ediyor.
Acaba;
Özellikle 50.000’in üzerinde sınıf öğretmeninin norm fazlası durumuna düşecek olması mı,
Zorunlu eğitim kapsamından çıkarılmasından dolayı, okul öncesi eğitiminin ve öğretmenlerinin akıbetinin meçhule sürüklenmesi mi,
İkinci kademenin üç yıldan dört yıla çıkarılması üzerine, zaten yaşanan eksiklere ilaveten, %30 oranında branş öğretmeni ihtiyacının oluşacak olması mı,
Açık öğretim imkanı verilmesiyle, %69 olan liselerdeki okullaşma oranının daha da düşecek olması ve çocuklarımızın yüz yüze eğitimden mahrum bırakılmasıyla çocuk işçiliğinin ve çocuk yaşta evliliklerin daha da yaygınlaşacak olması mı,
Eğitim sistemindeki çok radikal bir değişikliğin hazırlık aşamasına; sosyal tarafların, eğitimcilerin, MEB bürokrasisinin ve hatta Milli Eğitim Bakanının dahi dahil edilmeden gerçekleştirilmiş olması mı,
Milyonlarca öğrenci ve yüzbinlerce öğretmenin, her gün yapılan çelişkili açıklamalar yüzünden, önümüzdeki öğretim yılında ne yapacağını bilemez şekilde tedirginlik içerisinde yaşaması mı,
Yoksa,
Türk eğitim sisteminin, bir partinin bir grup yetkilisinin fantezilerine kurban edilmesi mi,
Bu minnet dolu teşekkür mesajının nedeni olmuştur?
4+4+4’ün Din Eğitimiyle Alakası Yoktur!
4+4+4 Sisteminin, İmam Hatip ortaokullarının açılması ve din eğitiminin okullarımızda verilecek olmasının ön koşuluymuş gibi sunulması doğru da değildir, ahlaki de değildir. Bunların sağlanmasıyla eğitimin 4+4+4 şeklinde kademelendirilmesinin hiçbir ilişkisi yoktur.
Nitekim kamuoyu ve eğitim çalışanları çok iyi hatırlayacaktır; 28 Şubat 2012 tarihinde TBMM’de oluşturulan alt komisyonda sunduğumuz raporumuzda da belirttiğimiz gibi, Türk Eğitim-Sen zorunlu eğitimin, kesintili olarak 1+5+3+4 şeklinde kademelendirilmesini ve Kuran-ı Kerim ve Hz. Peygamberin hayatının seçmeli ders olarak eğitimin her kademesinde okutulmasını talep etmiştir.
Yani eğitimin nasıl kademelendirileceği hususu ile din eğitiminin verilmesi ve imam hatip ortaokullarının açılması hususu birbirinden bağımsız iki ayrı süreçtir.
Hükümet çevreleri ve eğitim çalışanlarını temsil iddiasında olan bir sendika(!), 4+4+4 sisteminin oluşturacağı çarpıklıkları ve daha önce kamuoyuna aktardıkları yalan yanlış bilgilerin çelişkisini toplumun dikkatinden kaçırmak için; imam hatiplerin orta kısımlarının açılmasını ve din eğitimini getirdikleri ucubenin bir sonucuymuş gibi yansıtmaktadırlar. Bu, koskoca bir yalan ve kandırmacadır. Kimsenin toplumumuzu ve eğitim çalışanlarını aptal yerine koymaya hakkı da yoktur, haddi de yoktur.
Tüm bunlardan dolayı; bu sendikanın, karmaşanın mimarlarına teşekkür mü etmesi; yoksa eğitim çalışanlarından, öğrencilerimizden ve toplumumuzdan özür mü dilemesi lazımdır?
Ne diyelim..!
Takdir eğitim çalışanlarınındır.
