4357 sayılı Kanun ile Milli Eğitim Bakanlığına bağlı olarak kurulan İlkokul Öğretmenleri Sağlık ve Sosyal yardımlaşma Sandığı (İLKSAN) 1943 yılından bu yana faaliyetlerini sürdüren çok önemli ve müstesna sandıklardan birisidir. Sendikaların olmadığı 1990’lı yıllarda yaşanan bazı olumsuzluklar nedeniyle 1993-1996 yılları arasında yönetimi kayyuma devredilen İLKSAN, 1996 yılından itibaren bütün üyelerinin katılımı ile yapılan seçimler sonucunda oluşturulan organları eliyle yönetilmeye başlanmıştır. İLKSAN devlet garantisi altında olan bir kurumdur. Mensubu ve yöneticisi olmaktan gurur duyduğum sendikam Türk Eğitim-Sen eğitim çalışanlarının hakkını korumak için İLKSAN’ın ehil ellerde olması gerektiğine inanarak yönetimine talip olmuştur. Sandık 1996 yılından bu tarafa sandığa üye olan eğitim çalışanlarının seçmiş olduğu Türk Eğitim-Sen temsilcileri ve Milli Eğitim Bakanlığı bürokratları tarafından yönetilmektedir. Dolayısıyla İLKSAN 1996 yılından itibaren güvenilir insanların elindedir.
1996 yılından önce maalesef sicili bozuk bir İLKSAN ile karşı kaşıyaydık. 1996 yılından önce İLKSAN’ın kaynakları siyasiler tarafından yandaşlarına peşkeş çekilmiş veya bir takım ideolojik örgütlere bu yolla menfaat sağlanmıştır.1996 öncesinde “verdimse ben verdim” anlayışı ile yönetilen İLKSAN, Türk Eğitim Sen’in seçtiği delegelerin gayretiyle 1996 yılından sonra güvenilir, lekesiz, şaibesiz bir şekilde yönetilmeye başlanmıştır. İLKSAN 1996 yılında eksi 3 milyon TL ile teslim alınmıştır. Bugün İLKSAN’ın nakit parası 1 milyar 294 milyon 343 bin TL’ye ulaşmıştır. 1996 yılında sandık üyeleri emekli olduğunda bir maaş tutarında emekli ikramiyesini bir yıl içerisinde alırken bugün emekli olan sandık üyesi maaşının 10 katı tutarında ikramiyesini üç-dört gün içerisinde almaktadır.
1996 yılından sonra İLKSAN'da en küçük bir yolsuzluk söz konusu değilken; ne yazık ki geçmişi öne çıkararak karalama kampanyaları ile İLKSAN kapatılsın nağraları atanlar mevcuttur. İLKSAN’ın kapatılması kimsenin faydasına olmayacaktır. Geçmişe takılı kalmanın hiçbir anlamı bulunmamaktadır. Bugün İLKSAN nerededir? İLKSAN’ın yapısı nasıldır? Mal varlığı artmış mıdır? Üyelerine maddi ve sosyal anlamda katkıları var mıdır? Bunlara bakmak lazım. Gözünde at gözlüğü olanlar, karalama kampanyaları ile İLKSAN‘a çamur atarak maalesef kafa karışıklığı yaşatmaktadırlar. “Çamur at izi kalsın” misali oluşturdukları bilgi kirliliği ile, eğitim çalışanlarını kamuoyu gözünde rant kavgası yapan bir duruma düşürmektedirler. Amaçları bellidir; İLKSAN üzerinden Türk Eğitim Sen’i yıpratmaya çalışmaktadırlar. Bu bir hazımsızlıktır. Türk Eğitim Sen’in başarılarını hazmedememektir. Bugün İLKSAN’ın mal varlığı artmış, herkesin takdirine mazhar bir kurum haline gelmiştir. Türk Eğitim-Sen’in sayesinde eğitim çalışanlarının bir kıymet olduğunu İLKSAN ispat etmiştir. Türk Eğitim-Sen’in olduğu yerde hırsızlığa adaletsizliğe, ahlaksızlığa, kul hakkını yemeye yer olmaz. Bizler Türk Eğitim Sen olarak bu kuruma yalanı, hırsızlığı sokmadık, sokmayacağız. İlksan’a iftira atanlara da müsaade etmeyeceğiz.
Bu sandığı ele geçirmek için nelere başvurmadılar ki? Afişler bastırdılar olmadı, iftira attılar yine olmadı. Her yolu denediler ama Allah’a şükür ki, ele geçiremediler. Kaldı ki sandık yönetiminde Bakanlık temsilcileri de bulunmaktadır.
2012 yılı öncesinde Sayın Genel Başkanımız İsmail KONCUK’un da bulunduğu İLKSAN’ın bir toplantısında Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, ‘İLKSAN seçimlerini kazanarak artık biz söz sahibi olacağız. İLKSAN’ı biz yöneteceğiz’ demişti. Seçimler yapılmış üye sayımızın iki katına sahip olan Eğitim Bir-Sen sadece İLKSAN’da 42 delege sendikamız Türk Eğitim-Sen 133 delegelik kazanmıştır. iktidarın dümen suyunda olan sendikamsı yapının kazanması için Valiler, milletvekilleri, Belediye başkanları birçok bürokrat devreye girmesine rağmen seçimleri kaybetmiştir. Sonuç olarak son sözü Eğitim çalışanları söylemiştir. Sandığı yönetirse Türk Eğitim Sen temsilcileri yönetir diyerek sandığı güvenilir ellere teslim etmiştir.
2016 yılındaki seçimleri de kaybedeceklerini anlayan Eğitim Bir-Sen bu kez seçimlere katılmama kararı almıştır. Hâlbuki sendikaların amacı hak, hukuk ve adaleti hakim kılmaktır. Sendikalar mensuplarının haklarını korumak ve geliştirmek için vardırlar. Yani seçme ve seçilme haklarını yani demokratik hakları sonuna kadar kullanmaları gerekir. Sendika seçimden neden kaçar? Bunun da sebebi bellidir. Kendilerine güvenleri yoktur. Besleme sendikamsı yapı bir kez daha hezimeti, başarısızlığı göze alamadıkları için er meydanından kaçmıştır. Seçime girme cesareti gösterememişlerdir. Üyelerinin çokluğu ile övünen bu sendikamsı emek hırsızları, yetkili sendika olmakla övünürler ama baskı ile üye yaptıkları için insanlar inanmaz, güvenmez olmuşlardır. İşte İlksan her şey ortadadır. Yetkili olduklarını iddia ederler ama temsilde acizdirler. Çünkü korkutarak, ezerek, baskı kurarak üye yaptıkları insanlar, seçim sandıklarında Türk Eğitim-Sen delegelerine oy verdikleri için seçime girme cesareti gösterememişlerdir.
“İLKSAN’ı bugün büyük ve güvenilir kılan, İLKSAN’ın yöneticileridir. İlKSAN’ın başında emin, güvenilir Türk Eğitim-Sen üyesi olan İLKSAN Yönetim Kurulu Başkanı Tuncer Yılmaz ve yönetim kurulu üyeleri var. İLKSAN Yönetim Kurulu Başkanı Tuncer Yılmaz ile yönetim kurulu üyelerini, denetleme kurulu üyelerini tebrik ediyorum. Yolsuzluktan ve hırsızlıktan uzak mükemmel bir yönetim ve denetleme kurulundan oluşan bir yönetim var. İLKSAN’ın kapatılması, gücünün kırılması için her türlü yola başvurdular. İLKSAN, toplu sözleşme masasının da konusu olmuştur. İLKSAN aidatlarının kaynaktan kesilmesinin iptali ile ilgili yetkili sendika talepte bulunmuştur. Ne gariptir ki, bakanlık bürokratları, toplu sözleşme görüşmelerine katılan hükümet tarafı bu teklifi uygun görerek tartışmaya açmıştır. Hâlbuki İLKSAN, kanunla kurulmuş bir sandıktır. Kanunun iptali ancak Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde gerçekleşebilir. Sandığı bu anlamda yok etmeye yönelik çalışmalardan sonuç alamayınca tezvirata devam etmişlerdir. Oysa bu sandığı kapatmak yerine bu sandığı daha nasıl işlevsel hala getirebilirizi tartışmak gerekir.
İLKSAN 75. yıl anısına Antalya'da bir çalıştay düzenledi. Biz Türk Eğitim Sen olarak çalışmalara katıldık. Maalesef Türkiye’de en çok üye sayısına sahip olmakla övünen ama İLKSAN’da bir tane dahi delegesi olmayan sendika çalıştayda yoktu. Çalışanlara baskı yaparak üye yapmakta varsınız. Bize üye olursan seni müdür yapacağız, müdür yardımcısı yapacağız demede varsınız. Ama 256.138 üyenin olduğu, onlarla ilgili yapılacak değerlendirmelerde, ileriye dönük çalışmaların yapılacağı çalıştayda yani İLKSAN’da yoksunuz. Ne iştir bu? Eğitim çalışanlarının karşına çıkacak yüzünüz olmadığındandır herhalde. Keşke çalıştaya katılsaydınız da tüm illerden gelen İLKSAN temsilcilerine İLKSAN ‘ın kapatılması talebinizin gerekçelerini açıklasaydınız. Yüreğiniz yetmedi değil mi? Bir sendikaya yakışan gizli planlar, entrikalar çevirmek değil; gelmek ve konuşmaktır.
Şu bilinsin ki, İlksan emin ellerde güçlenerek yoluna devam ediyor.
Daha nice 75.yıllara…