Meclis grup toplantısında sözleşmelileri kadroya alacakların duyuran Başbakan Erdoğan bazı çalışanları görmezden gelmeye devam ediyor.
Türkiye Kamu-Sen kadro kapsamına alınmayan 4/C’liler ve bazı sözleşmeliler için eylem düzenledi. TBMM Dikmen kapısında yapılan eylemde Türkiye Kamu-Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk bir basın açıklaması yaptı.
Yıllardır ezilen, hor görülen en temel haklarından dahi mahrum bırakılan sözleşmelilerin her zaman sesi ve soluğu olduklarını vurgulayan Genel Başkan İsmail Koncuk, rakamlarla iktidarın ülkeyi nasıl sözleşmeli cehennemine soktuğunu açıklayarak şunları söyledi:
“Yaptığımız eylemlerle, gerçekleştirdiğimiz mitinglerle, başlattığımız kampanyalar ve yürüttüğümüz hukuk mücadelesiyle, güvencesiz, güvensiz, örgütsüz, emek düşmanı, esnek ve sözleşmeli personel çalıştırılması uygulamasına karşı tek başımıza mücadele verdik. Ancak hükümet, bütün uyarılarımıza rağmen, insan onuruna yakışmayan, sosyal devlet ilkesine uymayan, “kamu hizmeti” anlayışını zedeleyen, sözleşmeli personel uygulamasını ısrarla sürdürdü. İktidarı boyunca, adeta kamuyu bir sözleşmeli cehennemine çevirdi. Ve 10 yıl içinde, sözleşmeli personel sayısını 10 binden 300 bine; geçici personel sayısını ise 164’ten 23 bine çıkardı. Ardından baskılarımız sonucunda 2011 yılında sözleşmeli çalışanlarımızın bir kısmı kadroya geçirildi, bir kısmı ise ayrımcılığa tabi tutuldu. 4/C’li ve diğer sözleşmeli çalışanlarımız adına bir kara gün daha yaşıyoruz.”
4/C çalışanlarının açlığa, yoksulluğa mahkum edildiğini söyleyen Koncuk açıklamasında Anayasa’nın temel ilkelerine uygun çalışma şartlarının olmadığına işaret etti:
“Özelleştirilerek faiz lobisine peşkeş çekilen kurumlarımızın kara bahtlı çalışanları, önce işlerinden oldular. Sonra işsizlikle tehdit edilip, 4/C’li çalışmaya, açlığa, yoksulluğa, sefalete mahkûm edildiler. Her yıl büyüdüğü iddia edilen Türkiye’de, Kişi başına gelirin 10 bin doları aştığı söylenen ülkemizde, Resmi kayıtlı işsiz sayısını 3 milyona ulaştırdılar. İşsizlik oranının %10’u aşmasını sağladılar ve 4/C diye ucube bir çalışma şekli icat ettiler. Bu dönemde adeta sözleşmeli uygulamasının mucidi oldular ve kamuda güvensiz ve güvencesiz çalışmayı yoktan var ettiler. Bunlar 4/C’lileri, diğer sözleşmelileri ve vekil olarak çalışanları ikinci hatta üçüncü sınıf insan yerine koyup, “hastalanamazsın, izin kullanamazsın, sosyal yardım alamazsın, ben ne kadar istersem o kadar çalışacaksın, ben ne kadar lütfedersem o kadar maaş alacaksın, sendikaya üye olamazsın, verdiğim her işi yapmazsan kovarım” dediler. Kısacası 21. yüzyılda kölelik düzenini yeniden hortlattılar. Çalışanlarımızın verdiği mücadele bazı hakların kazanılmasını sağlasa da kölelik şartlarının kaldırılması mümkün olmadı. Bazı bürokrat ve bilim adamı sıfatı taşıyanlar, ülkenin kurtuluşunu “esnek istihdam modelinde buldular. Ama yılmadık. Tek başımıza da olsak, doğru bildiğimiz yolda yürüdük ve sözleşmeli istihdamına, geçici personel çalıştırılmasına, düzensiz, kuralsız ve güvencesiz çalışmaya “hayır!” dedik. Mücadelemizde, haklılığımız bizlere güç, desteğiniz umut verdi. Haklıyız çünkü güvencesiz istihdam, devletin devamlılığı ilkesine aykırıdır. Haklıyız çünkü çalışanların ailelerinin parçalanması Anayasanın temel ilkelerine uymamaktadır. Haklıyız çünkü sözleşmeli çalışma, uluslar arası sözleşmelerin ihlali anlamı taşımaktadır. Haklıyız çünkü sözleşmeli ve geçici çalışma bir insan hakkı ihlalidir.
Geçtiğimiz gün meclis grup toplantısında sözleşmelilerin kadroya alınacağı müjdesini veren Başbakan’ın da çalışanlar arasında ayrım yaptığını ifade eden Koncuk, “diğer sözleşmeliler üvey evlat mıdır” diye sordu:
“Geçtiğimiz gün Başbakan, sözleşmeli personelin kadroya geçirileceğine dair açıklama yaptığında, tüm sözleşmeli personel adına büyük bir umuda kapıldık ve “sonunda haklılığımız anlaşıldı” dedik. Ama sözleşmeli personelin kadroya geçirilmesine ilişkin detaylar belli olduğunda sevincimiz kursağımızda kaldı. Ne yazık ki, yıllardır hayal satıp, gerçeklerle bizleri perişan edenler; bu karar ile de en iyi bildikleri şeyi, ayrımcılığı, adaletsizliği ve mağdur etmeyi başardılar. Ve yaklaşık 140 bin çeşitli statülerdeki sözleşmeli personelden, 23 bin 4/C’liyi ve 20-25 bin dolayındaki diğer sözleşmeli ve vekil personeli kadro dışı bıraktılar. Sözleşmeli personelin kadroya geçirilmesi ile yıllardır hata yaptığınızı kabul ediyorsunuz ama bu hatada ısrar edeceğinizi de gösteriyor, sözleşmeli uygulamasına son vermiyorsunuz. Çalışanlar arasında beklenti oluşturup, 4/C’lilerin umutlarıyla oynuyorsunuz. Her zaman yaptığınız gibi hayal tacirliği yapıyor, beklenti yaratıyorsunuz ama sonunda hep yeni mağduriyetler yaratıyorsunuz. Sizler, Anayasanın 10. maddesindeki eşitlik ilkesini duydunuz mu? Hazırladığınız düzenlemelerde adil davranmak zorunda olduğunuzu biliyor musunuz? Sözleşmeli personelin bir kısmı bugün mutlu iken; geride kalanları mağdur etmek hangi kanuna uymaktadır? Yaptığınız her işte, yeni mağdurlar yaratmak zorunda mısınız? Bizler 10 yıl boyunca, “kamuya sözleşmeli personel almayın; çalışanların haklarını kısıtlamayın; yeni sorunlar yaratmayın” derken, bizi dinlemediniz. Sözleşmeli personel uygulamasının, kamudaki sorunları bitireceğini iddia ettiniz. Kamu istihdamı sorunlar yumağı haline gelince, sözleşmeli personel çalıştırmanın doğru bir şey olmadığını kabul etmek zorunda kaldınız. Mademki; sözleşmeli personel uygulaması doğru değildir; o zaman neden tüm sözleşmeli personeli kadroya geçirmiyor, ayrımcılık yapıyorsunuz?
Sözleşmeliler içinde; Kurumlarda 4/C statüsünde çalışanlar 4/C’li Özelleştirme mağdurları Denizcilik Müsteşarlığı çalışanları Ulaştırma Bakanlığı çalışanları TMO çalışanlar, TİGEM çalışanları DHMİ çalışanları Gençlik ve Spor uzmanları, 4/C’li TÜİK Çalışanları TUREM çalışanları Usta öğreticiler Vekil Ebe ve Hemşireler Kamu görevlisi olmayan aile sağlığı çalışanları Vekil İmam- Hatipler Fahri Kuran Kursu Öğreticileri TOKİ çalışanları Üvey evlat mıdır? “
Türkiye Kamu-Sen olarak 4/C’lilerin ve kadro kapsamına alınmayan diğer sözleşmelilerin de kadroya alınması için mücadelelerine devam edeceklerini vurgulan Genel Başkan İsmail Koncuk, konuşmasını şu şekilde tamamladı:
“Bunlar bu ülkenin vatandaşları değil midir? Dünyanın en büyük 17. ekonomisi olan Türkiye, 30-40 bin personelin kadroya geçirilmesiyle mi batacak? Bu arkadaşlarımızı neden görmezden geliyorsunuz; neden ayrı tutuyorsunuz; neden kadroya geçirmiyorsunuz? Yolsuzluk, yoksulluk ve yasakları yok etme vaadiyle geldiniz. Şimdi eskiye rahmet okutarak iktidarınızı pekiştirme gayreti içindesiniz. Vatandaşa ayrımcılığın her türlüsünü uyguluyorsunuz. Bu bizden diyerek kayırıyor, karşı taraftan diyerek ayırıyorsunuz. Ayrımcılığın ve zulmün ağa babasını çalışanlar arasında yaptınız. Haksızlıklarınız, çifte standartlarınız, diktatörce yaklaşımlarınız vatandaşların canına tak dedi, ülkenin yarısını sokaklara döktünüz; yetmedi mi? Şimdi de çalışanları mı sokaklara dökmek istiyorsunuz? Yeterince düşünülmeden, yeterince araştırılmadan, konunun muhataplarının görüşleri alınmadan yapılan işler, eksik kalıyor; amaca hizmet etmiyor Adaletsizliği ilke, haksızlığı gelenek haline getirenler; sorunları çözmemek için direnmekte, geçici ve yarım yamalak işlerle günü kurtarmaya çalışmaktadırlar! Türkiye Kamu-Sen olarak, istihdam anlayışının güvenceli, sürekli ve uluslar arası sözleşmelerdeki “düzgün iş” kavramına uygun hale getirilmesini istiyoruz. Artık, günübirlik uygulamalarla yapılan iyileştirmelerin, sorunun geneline yönelik kalıcı bir çözüm getirmediği görülmelidir. Buradan yetkililere sesleniyoruz: başta 4/C’liler olmak üzere kadro kapsamı dışında kalan tüm personeli, istisnasız olarak kadroya geçirin ve derhal bu hatayı telafi edin! Bundan böyle, bir daha kamuya sözleşmeli ve geçici personel almayın! Kamuda personel arasında ayrımcılık yaratan, bizlere danışmadan, sorunlarımızı çözmeyen bu karara imza atanları şiddetle kınıyoruz. Görüyoruz ki ayrımcılık iliklerinize kadar işlemiş.
Yıllardır açlığa, köleliğe mahkûm ettiğiniz ve kamu çalışanları arasında en mağdur olan kesime uyguladığınız bu çifte standart, vicdanlarınızı sızlatmıyor mu? Vicdanı olanlar, yaptıkları bu zulüm karşısında geceleri uyuyamaz; sizler rahat uyuyor musunuz? On binlerce 4/C’li ve diğer sözleşmeli personelin feryadı bir ömür kulaklarınızda çınlayacak, sefalete mahkûm ettiğiniz çalışanların ahı iki cihanda yakanızı bırakmayacaktır. Sayın Başbakan, sürekli dile getiriyorsunuz, bir kez de biz hatırlatıyoruz, unutmayın zulüm ile abad olunmaz, zulüm ile abad olanın akıbeti berbat olur. Ya bu zulme ve ayrımcılığa son verin ya da partinizin adındaki “Adalet” kelimesini çıkarın. Bilin ki, mücadelemiz, kamuda güvencesiz, sözleşmeli, geçici, vekil, ücretli ve kısmi zamanlı personel çalıştırılması son buluncaya kadar sürecek, zulmedenlerin akıbeti berbat olacaktır. Haklıyız, kararlıyız, kazanacağız!”
Geniş katılımın olduğu eyleme Türk Büro-Sen Genel Başkanı ve Türkiye Kamu-Sen Genel Teşkilatlandırma Sekreteri Fahrettin Yokuş, Türkiye Kamu-Sen Genel Basın Sekreteri ve Türk Enerji-Sen Genel Başkanı Celal Karapınar, Türkiye Kamu-Sen Genel Dış İlişkiler Sekreteri ve Türk Tarım Orman-Sen Genel Başkanı Ahmet Demirci ve sendika genel merkez yöneticileri katıldı.
Ayrıca eyleme destek vermek için MHP Balıkesir Milletvekili Ahmet Duran Bulut, MHP Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri ve CHP İstanbul Milletvekili Süleyman Çelebi de hazır bulundu.
Sık sık hükümet aleyhine sloganların atıldığı eylem basın açıklamasının ardından sona erdi.
Genel Başkanın Konuşması İçin Tıklayınız