Bu tepkiler son derece yanlıştır. Neden?
1- Bu davayı açan sendikaların amacı 4/C nin iptal edilerek, bu gençlerin daha insani çalışma şartlarına sahip olmalarıdır.
2-Kararı veren Danıştay da aynı maksatla karar vermiştir. Çünkü, 4/C daha önce de iptal edilmiş ve yerine 4/B ihdas edilmişti, ama bu sefer Bakanlık aynı uygulamayı yapmak yerine 3500 genci sokağa atmıştır.14 Mayıs tarihinde bütün 4/C lilerin sözleşmelerinin fesh edilmesi söz konusudur.
3- Bu tepkilerin sendikalara yönelik olarak devam etmesi 4/C lilerin aleyhine bir durum yaratacaktır. Dolayısıyla, kendi bindiğimiz dalı kesmenin bir faydası yoktur.
Bu sebeplerle burada hedef alınması gereken makam, MEB ve Hüseyin ÇELİK dir, sendikalar değil. Sendikalar, bilhassa Türk Eğitim Sen her zaman bu gençlerimizin tarafında olmuştur ve olmaya devam edecektir.
Bu gençler 4/B kapsamına alınsa ne olurdu, ülke bundan bir zarar görür müydü? 3500 genci istihdam etmek bu kadar mı zordu? Bu gençlerin sokağa atılması sosyal, hukuk devleti anlayışı ile bağdaşmakta mıdır? Bu soruları Sayın Hüseyin Çelik ve Sayın Başbakan cevaplandırmalıdır.
Türk Eğitim Sen olarak Danıştay kararı doğrultusunda işlem yapılmadığına inanıyoruz.Danıştay kararı bu 3500 gencimizin daha hukuki, daha insani şartlarda çalışmasına yöneliktir. Dolayısıyla, bu gençlerin 4/B kapsamında istihdam edilmesi gerekliydi. Her zaman olduğu gibi Bakanlık yine yanlış yapmış ve gençlere kapıyı göstermiştir. Bu kapsamda, Danıştay kararı doğrultusunda gençlerimizin kapıya konmasını değil, 4/B kapsamına alınmalarını sağlamak için yeni bir dava açma hazırlığı yapmaktayız. Açılacak davanın hayırlı olmasını diliyoruz.
4/C’li mağdur gençler bu süreçte sık sık kitlesel basın açıklamaları yaparak ve yakında başlayacak seçim kampanyalarında boy göstererek seslerini kamuoyuna, Hükümete ve diğer siyasi partilere duyurmalıdır. Oturarak hak almak mümkün değildir.
TÜRK EĞİTİM SEN GENEL MERKEZİ