23 Nisan, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin açılışının 88’inci yıldönümü ve aynı zamanda Ulu Önder Atatürk’ün çocuklara armağan ettiği Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’dır.
Muhteşem bir hürriyet mücadelesinden sonra TBMM’nin açılışıyla birlikte yeni bir devleti tarih sahnesine çıkaran Türk Milleti, bağımsızlığa olan inancı sayesinde inanılmaz bir mücadele örneği sergilemiş ve Türk adını tarih sayfasına silinmemecesine yeniden yazdırmıştır. Büyük komutan Atatürk’ün önderliğinde kahraman Türk Milleti’nin destansı mücadelesinin sonrasında milli irade, TBMM çatısı altında tecelli etmiştir.
Bugün gelinen noktada ise ülkemizin içinde bulunduğu koşullar yeni bir takım tehditleri barındırmaktadır. Ayrılıkçı hareketlerin cüretkarca arttığı günümüzde, maksatlı bir şekilde milli şuur ve milli duruş başta olmak üzere değerlerimizi ihtiva eden kavramlarının içinin boşaltılmaya çalışıldığı görülmektedir. Çoğu zaman masumane kisvelere büründürülerek bölücülüğe pirim kazandırılmakta, ülke çıkarlarını zedeleyen tutum ve davranışlar hız kazanmaktadır. Diğer yandan da kaygısız ve tepkisiz bir toplum oluşturulmaya çalışılmaktadır. Amaç; Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni farklı hamlelerle yıpratmak, demokrasi ve insan hakları kisvesi altında bölücü söylemlerde bulunarak, meşruluk kazanmak, Türkiye’yi içte ve dışta güçsüz kılarak yok etmektir.
23 Nisan; Türkiye Cumhuriyeti Devleti için bir milattır. Zira, cumhuriyetin temellerinin atıldığı ve milli egemenliğin ilan edildiği gün olan 23 Nisan, dünyadaki tek çocuk bayramı olma özelliği de taşımaktadır. 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı, sevgi ve hoşgörünün tarihi beşiği olan Anadolu’dan yükselen ışık ile dünya çocukları arasında dostluk, kardeşlik ve sevgi bağlarının pekiştirilmesine katkıda bulunması açısından büyük öneme sahiptir.
23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramını çoşkuyla kutlayan ülkemizde, çocuklarımız ne yazık ki önemli tehditlerin hedefinde yer almaktadır. Okul çağındaki çocuklarımız bölücüler tarafından kullanılmakta, elinde taşlarla, sopalarla şiddetin bir parçası haline getirilerek terör örgütlerinin maşası olmaktadır.
Öte yandan geleceğimizi emanet edeceğimiz çocuklarımız, cinsel istismar aracı olarak da kullanılmaktadır. Bilindiği üzere çocuk işçiliği de ülkemizde oldukça yaygındır. Okula gitmesi gereken çocuklarımız tarlada ve işyerlerinde sağlıksız ortamlarda çalıştırılmaktadır. Ayrıca kız çocuklarımızın oklulaşma oranındaki eksiklerimiz de azımsanmayacak ölçüdedir. Ayrıca ekonominin giderek kötüye gittiği ülkemizde çocuklarımız açlıkla, yoksullukla ve türlü mağduriyetlerle baş başa bırakılmaktadır. Üstelik kamuoyuna reform olarak sunulan Sosyal Güvenlik Yasası ile çocuklarımız artık mezarda emekli olabileceklerdir. Bu yasa tasarısı nedeniyle çocuklarımızın geleceği karartılacak ve yarınlara güvenle bakmaları engellenecektir.
İşte tüm bunlar, Türkiye’de çocuk olmanın ne denli zor olduğunu ortaya koymaktadır. Ancak unutulmamalıdır ki; çocuklarımız Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin teminatıdır, barışın ve umudun simgesidir. Dolayısıyla Türk çocuklarını mutlu edebilmek, onlara iyi bir gelecek sunabilmek başta hükmet edenler olmak üzere hepimizin görevidir. Ayrıca çocuklarımıza vatan, bayrak, millet sevgisini nakşetmek, bağımsızlık ve özgürlük bilincini aşılamak, şehit kanlarıyla sulanan bu toprakların önemini anlatmak güçlü bir Türkiye’nin olmazsa olmazıdır.
Bu vesileyle Ulu Önder Atatürk’ü saygıyla anarken, tüm çocuklarımızın 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramını kutluyoruz.
Kamuoyuna saygıyla duyurulur.