Genel Başkan Yardımcımız Selahattin Dolgun; İzmir Bornova Reşat Nuri Güntekin Ortaokulu ve İzmir Karşıyaka 15 Temmuz Şehitler Anadolu Lisesi’ni ziyaret etti.
Bunun yanı sıra Genel Başkan Yardımcımız Dolgun, Karşıyaka İlçe Milli Eğitim Müdürü Serdal Şimşek, İzmir Bakırçay Üniversitesi Genel Sekreteri Osman Ülgen, İzmir Dokuz Eylül Üniversitesi Rektörü Bayram Yılmaz, İzmir Demokrasi Üniversitesi Rektörü Bedriye Tunçsiper, Ege Üniversitesi Rektör Yardımcısı Mehmet Ersan’ı makamlarında ziyaret etti.
Öte yandan Genel Başkan Yardımcımız Dolgun, İzmir 2 ve 4 No’lu Şubelerimizin istişare toplantısına katılarak, üyelerimiz ile bir araya geldi. Toplantılarda, şube yönetim kurulu, şube kadın komisyonları, ilçe, üniversite ve işyeri temsilcilerimiz de hazır bulundu.
Dolgun: Devletin asli ve sürekli görevleri ile kamu hizmetleri 4/A’lı, güvenceli memurlar eliyle gördürülmelidir.
İstişare toplantılarında bir konuşma yapan Genel Başkan Yardımcımız Selahattin Dolgun, 657 sayılı DMK’nın 4/B maddesinin, devletin geçici işlerinin görülmesi amacıyla ihdas edildiğini hatırlatarak, “4/B’li sözleşmeli çalıştırma usulü adeta temel istihdam modeli haline getirilmiştir. Ne 3+1, ne de başka bir formül beklentileri karşılamayacaktır. Türk Eğitim-Sen olarak, sözleşmelilere iyileştirme değil, koşulsuz ve kısıtlamasız kadro istiyoruz” şeklinde konuştu.
Dolgun: Lisans diploması dahi olmayan ön lisans mezunlarıyla eğitim hizmeti veriliyor olması büyük bir sorundur.
Eğitim sistemimizin en büyük sorunlarından bir tanesinin de ücretli öğretmenlik uygulaması olduğunu kaydeden Genel Başkan Yardımcımız Selahattin Dolgun, “Geçtiğimiz yıl 80 bine ulaşan ücretli öğretmen sayısı, bu eğitim-öğretim yılında 100 binlere dayandı. Hatta ücretli öğretmenlerin bir kısmı iki yıllık meslek yüksekokulu mezunu. Lisans diploması dahi olmayan ön lisans mezunlarıyla eğitim hizmeti veriliyor olması büyük bir sorundur.
Üstelik bu öğretmenlerimizin neredeyse tamamının asgari ücretin altında çalıştırılıyor olması da bir başka büyük ayıptır. Dolayısıyla, ücretli kölelik uygulamasına son verilmeli,2024-2025 eğitim-öğretim yılında öğretmen ataması yapılmalıdır. Çünkü eğitimde kaçırdığımız zaman ve imkânların telafisi yoktur! Dolayısıyla, hükümetten beklentimiz öğretmen atamalarının sadece kadrolu ve ücretli öğretmen uygulamasına son vererek, 100 bin atama yapmasıdır.” ifadelerini kullandı.
Dolgun: Sandıktan en yüksek oy alan rektör olsun!
Üniversitelerimizin, ülkemizde demokrasi kültürünün yeşerdiği ve yerleştiği kurumlar olması gerektiğini kaydeden Genel Başkan Yardımcımız Selahattin Dolgun, “Üniversiteler, bu anlamda topluma öncülük etmelidir.” dedi. Dolgun, “Üniversitelerin demokrasiyi içselleştirip, topluma örnek oluşturması için rektör atamalarının, mutlaka tüm üniversite çalışanlarının hür iradeleriyle gerçekleştirilmesini, sandıktan en yüksek oyu alan kişinin de rektör olarak atanmasını sağlanmalıdır. Bu konudaki düzenlemenin en kısa zamanda yapılmasını temenni ediyoruz” dedi.
Genel Başkan Yardımcımız Orhan Kütük ise Buca Mimar Kemal İlkokulu, Buca Mehmet Akif Ersoy Sosyal Bilimler Lisesi, Buca Gazi Ortaokulu ve İzmir Konak Beştepeler Lisesi’ni ziyaret ederek eğitim çalışanlarının sorun ve beklentilerini dinledi.
Ayrıca Genel Başkan Yardımcımız, Buca İlçe Milli Eğitim Müdürü Fikret Yılmaz, İzmir Karabağlar İlçe Milli Eğitim Müdürü Aydın Yüzbaşıoğlu, İzmir Karabağlar Kaymakamı Mehmet Özer, Narlıdere İlçe Milli Eğitim Müdürü Zeynep Başdaş, Konak İlçe Milli Eğitim Şube Müdürü Güven Bağcı’yı ziyaret etti.
Daha sonra Genel Başkan Yardımcımız Orhan Kütük, İzmir 1 No’lu ve 3 No’lu Şubemizin düzenlediği istişare toplantısına katıldı. Toplantıda, Şube Yönetim Kurulu, şube kadın komisyonları, ilçe, üniversite ve işyeri temsilcilerimizle de hazır bulundu.
Kütük: Türkiye Kamu-Sen, 2025 yılında gerçekleşecek olan toplu sözleşme görüşmelerinde yetkili konfederasyon olarak o masada yer almalıdır.
İstişare toplantısında bir konuşma yapan Genel Başkan Yardımcımız Orhan Kütük, “Türk Eğitim Sen her türlü olumsuz şarta rağmen üye sayısını günden güne arttırarak, çalışan, üreten, sendikacılık anlayışıyla daha da güçlenerek yoluna devam ediyor. 2025 yılında gerçekleşecek olan toplu sözleşme görüşmelerine yetkili konfederasyon olarak o masada yer almak, kamu çalışanlarının hem ekonomik hem de özlük hakları konusunda yaşanan olumsuzlukları bertaraf etmek için önümüzde önemli bir süreç bulunmaktadır. Teşkilat mensupları olarak bugünleri iyi değerlendirmeliyiz. Türkiye Kamu-Sen ve Türk Eğitim-Sen’in toplu sözleşme masasında imza sahibi olması adına her zamankinden fazla gayret göstermeli, daha çok çalışmalıyız. Şimdiden bu kutlu yolda mücadele verecek her bir yol ve dava arkadaşımdan Allah razı olsun.” diye konuştu.
Kütük: Liyakate dayalı bir atama sisteminin olması hem öğretmenlerimizi motive edecektir hem de eğitimde kalitenin artmasına vesile olacaktır.
Orhan Kütük, konuşmasında öğretmen atamalarında yaşanan sorunların ciddi boyutlara ulaştığını belirterek, “Öğretmen atamalarında uygulanan mülakat, büyük adaletsizliklere ve genç öğretmen adaylarında motivasyon düşüklüğüne sebep olmuştur. Türk Eğitim-Sen olarak mülakatın tamamen kaldırılmasını ve sadece KPSS puan üstünlüğüne göre atama yapılmasını istiyoruz.
Mülakat adil olmayan sonuçlar doğurmaktadır. Oysaki liyakate dayalı bir atama sisteminin ihdas edilmesi öğretmenlerimizi motive edecektir, hem de eğitimde kalitenin artmasını sağlayacaktır. Bu nedenle sadece KPSS puan üstünlüğüne göre atama yapılması eğitim sistemimiz için en uygun olanıdır.” dedi.
Kütük: Kuruluş amacına uygun şekilde mevcut proje okulları sil baştan düzenlenmelidir.
Proje okullarında yaşanan sorunlara da değinen Genel Başkan Yardımcımız Orhan Kütük, “Bilindiği gibi proje okulları, eğitimin niteliğini artırmak ve eğitim alanında en başarılı öğrencilerin yetiştirilmesi amacı ile kurulmuştu.
Ancak ne yazık ki, zamanla bu okullarımız bu amacından uzaklaşmış, kişiler ya da birtakım grupların hegemonyası altına girmiştir. Proje okullarında okullarımızda yaşanan sorunların çözümü için somut adımlar atılması gerekmektedir. Proje okulları öncelikle kuruluş amacına uygun şekilde sil baştan düzenlenmelidir. Bu okullarımız, birilerinin arka bahçesi olmaktan kurtarılmalıdır. Ayrıca proje okullarında öğretmen ve yönetici atama sisteminde, liyakat esaslı bir yönetim anlayışının benimsenmesi gerekmektedir. Çünkü sendika, vakıf, cemiyet, dernek görünümlü dışarıdan yapıların inisiyatifine göz yummaya devam ettiğimiz sürece, ülkemizin geleceği olan ve akademik başarısı en yüksek çocuklarımızın okuduğu bu okullardan verim almamız mümkün olmayacaktır.” diye konuştu.