12930 – DOĞU TÜRKİSTAN BASIN AÇIKLAMASI METNİ

Değerli basın mensupları, kıymetli kamu görevlisi arkadaşlarım,
Gözümüze uzak, gönlümüze yakın Doğu Türkistan’dan yükselen çığlıkla yüreklerimiz
yanmaktadır.
Neredeyse 250 yıldır Doğu Türkistan’da bir millet kan ağlarken; bütün dünya kör, sağır,
dilsiz; bu hayasız, bu alçakça zulmü seyretmektedir.
Ne yazık ki, milletimizin büyük çoğunluğunun yaşanan insanlık dramından haberi dahi
yoktur.
Çin Devleti, yıllardır işgal ettiği Doğu Türkistan’da sistematik katliamlar
gerçekleştirmektedir.
Türkistan kan gölü haline gelmişken başta İslam ülkeleri ve Birleşmiş Milletler yaşanan dramı
görmezden gelmekte, sözde insan hakları savunucuları susmakla yetinmektedir.
Doğu Türkistan’da evlerinden, yurtlarından edilmiş milyonlara, katledilen canlara kimsenin
gözlerini kapatma hakkı yoktur.
Türkmen soydaşlarımız toplama kamplarında tecrit altında tutulmakta, türlü işkencelere
maruz bırakılmaktadır.
Ne hikmetse bu vahşet, basın yayın organlarının ilgisini çekmemekte, birçok basın kuruluşu
için akan Türk kanı haber değeri dahi taşımamaktadır.
Ne Batı’da ne de Türkiye’de işgal altındaki Türkistan’ın çığlığı bir türlü duyulmamakta, akan
kan Türk’ün olunca kulaklar sağır, gözler kör olmaktadır.
Birleşmiş Milletler; Temel İnsan Hakları Sözleşmesi, Soykırımın Önlenmesi ve Savaş
Suçlularının Cezalandırılması Sözleşmesi ve Siyasi ve Medeni Haklar Sözleşmesi ile tüm
insanların can ve mal güvenliğini teminat altına almıştır.
Oysa bugün Birleşmiş Milletlere üye devletlerin gözleri önünde Müslüman kanı akıtılmakta,
insanlık suçu işlenmektedir.
Birleşmiş Milletler insanlığın etrafında mı yoksa küresel güçlerin ortak çıkarları etrafında mı
birleşmiştir?
Doğu Türkistan’da akıtılan bu kanı durdurmak, yaşanan insanlık dramına son vermek
insanlığın üzerine düşen tarihi bir sorumluluktur.
Ama BM ya susmakta ya da gerçeklere gözlerini kapatmaktadır.

Birleşmiş Milletlerin görevi, olayları takip etmek değil, olaylara müdahale etmektir.
Birleşmiş Milletler üyelerinin vicdanlarının sızlaması için daha kaç Müslüman’ın kanı akmalı,
kaç çocuk zehirli gazlarla boğulmalı, kaç kadına tecavüz edilmeli, kaç genç parçalanmalıdır?
Bu nedenle BM, duruma müdahale etmek, olayların önlenemez noktalara gelmesinin önüne
geçmek ve bu soykırıma son vermek için derhal harekete geçmelidir.
Unutulmamalıdır ki, Birleşmiş Milletler, egemen güçlerin siyasi, ekonomik ve ideolojik
emellerine alet olmak için değil; adalet ve güvenliği, ekonomik kalkınma ve sosyal eşitliği
tüm ülkelere sağlamak için vardır.
Ata yurdumuzda, bizden olan ve yüz yıllardır işgallere direnen, soykırımlara dayanan,
İslam’ın, Türklüğün sancağını güneşin doğduğu en uzak noktada dalgalandıran Doğu
Türkistanlı kardeşlerimizi ilgisizliğin girdaplarında, cellatlara teslim eden anlayışı şiddetle
protesto ediyoruz.
Türkiye Kamu-Sen olarak insanlık katledilmeden, yaşanan trajedi daha da büyümeden önce
Türk Hükümeti’ni ve Birleşmiş Milletler Örgütünü, Doğu Türkistan’da yaşanan bu katliamı
durdurmak üzere yetkili organlarını harekete geçirmeye ve etkili tedbirler almaya davet
ediyoruz.
Aksi halde bu katliama sessiz kalan her kurum, örgüt ve ülke, işlenen bu insanlık suçuna ortak
olacaktır.

Son Haberler

ÖĞRETMENLİK MESLEK KANUNU BEKLENTİLERİ KARŞILAMADI

Türk Eğitim Sen Genel Başkanı Talip Geylan, Sendikamızın yaptığı 24 Kasım Öğretmenler Günü Anketinin sonuçlarını açıkladı.

24 KASIM’DA ÖĞRETMENLERİMİZİN HAL-İ PÜR MELALİ

Türk Eğitim Sen Genel Başkanı Talip Geylan, Sendikamızın yaptığı 24 Kasım Öğretmenler Günü Anketinin sonuçlarını açıkladı.

MÜLAKAT MAĞDURU ÖĞRETMENLER GENEL MERKEZİMİZİ ZİYARET ETTİ

Mülakat mağduru öğretmenler 19.11.2024 tarihinde Genel Merkezimizi ziyaret etti.

SAĞLIK BİLİMLERİ LİSANSİYERİ ÜNVANIN GERİ ALINMASINA MAHKEMEDEN BİR İPTAL KARARI DAHA 

Bilindiği üzere, Yükseköğretim Kurulunun aldığı kararlar doğrultusunda, yükseköğretim kurumlarının bazı lisans programlarından mezun olanların...